Дереве traduction Turc
694 traduction parallèle
Или на дереве, как вы...
Ve sizin yaptığınız gibi, ağaçların içinde.
... на дереве.
Ağacın tepesinde...
А он, значит, не слон, и вы не на дереве!
Hah-ha. Ve belki de bu bir fil değil, burası da ağacın tepesi değil.
На дереве остались следы от когтей.
Ağaçta da pençe izleri var.
Где Вы живете, на дереве?
Nerede yaşıyorsun, ağaçta mı?
'На каждом дереве сидит птичка.'
Her ağaçta bir kuş vardır.
На каждом дереве сидит птичка и поёт песню о любви.
Her ağaçta bir kuş vardır aşk şarkısı söyleyen
На каждом дереве сидит птичка, и любая из них могла бы легко разбить моё сердце, своей песней о любви
Her ağaçta bir kuş vardır ve hepsini sürekli duyarım konuşmadan kalbimi kırabilirler Aşk şarkısı söyleyerek.
На высоком дереве.
Şu ağacın üstünde.
Я любил Сабрину с самого детства, но она всё время сидела на дереве!
Çocukluğumdan beri Sabrina'ymış sevdiğim. Ama farkına varamamışım.
Давай вырежем наши инициалы на дереве.
Neden baş harflerimizi ağaca kazımıyoruz?
Лошадь сидит на дереве, кукарекая
At ağaca çıkmış böbürleniyor
- ќн замерз на дереве.
Onu ağacın üzerinde donarken buldum.
Подумайте, мы прятались в роще, а она была на дереве.
Düşünün... Koruda saklanırken o ağaçtaydı. Hatırladınız mı?
Джем на дереве.
- Atticus. Jem ağaca çıkmış.
Джем сидит на дереве, пока Аттикус не согласится играть в футбол за Методистов.
Atticus Metodist takımında oynamaya... razı olmazsa inmeyecekmiş.
Мне хочется скрыться в дереве.
Bir ahşabın içinde kaybolmak isterim.
На дереве, а не на земле, где лисицы и волки украдут это первыми.
Ağacın yukarısına koyacaksınki, yere yakın olursa tilkiler veya kurtlar onu çalmasın.
Поет вон там, на дереве граната.
Geceleri oradaki nar ağacında öter.
Покажите, на каком дереве он растет, и мои люди нарвут его.
Dinamitin yetiştiği yeri göster, adamlarım gider alır.
- Голого на дереве?
- Bir terslik mi var? - Hayır, bir şey gördüğümü sandım.
Hо сейчас на нашем дереве не так опасно.
Fakat bizim ağacımızda büyük bir tehlike yok.
"На том дереве был сук..."
Ve o ağaçta bir büyük dal varmış.
"На том дереве был сук..." "а на том суку была ветка..."
Ve o ağacın üzerinde bir büyük dal varmış ve o büyük dalın üzerinde... bir dal varmış ve o dalın üzerinde bir yuva varmış.
Что же еще можно повесить на ее дереве?
Kendi küçük ağacından başka nereye asılacaktı ki?
Хвойные растения устроены подобно саговникам, за исключением того, что у них есть мужские и женские стробилы на одном дереве.
Kozalaklı ağaçlar çikaslarla çok benzer bir yapıya sahip olmakla birlikte çikaslardan farklı olarak onlarda erkek ve dişi kozalaklar aynı ağaçta bulunur.
Одна стробила может произвести несколько миллионов зерен, и есть много тысяч стробил на дереве среднего размера.
Bir kozalak milyonlarca tane oluşturabilir ve ortalama boyutta bir ağaçta binlerce kozalak bulunur.
Прошло меньше 80 лет с тех пор, как Роберт Годдард, сидя на вишнёвом дереве в Массачусетсе, мечтал о ракетах.
Robert Goddard'a, Massachusetts'deki bir kiraz ağacında gelen ilhamın üzerinden 80 yıldan az bir süre geçmişti.
индийская, персидская, египетская, месопотамская, скандинавская норманов, греческая, платоническая, августианская, библейская, бретонская - все они на этом дереве.
Hindistan, İran, Mısır, Mezopotamya, İskandinavya, Helenistik, Platonik and August'a ait, İncil ve Breton kültürleri bu ağaçta.
Приготовьтесь к смерти через повешение на том дереве.
Kasıklığından asılmaya ve ağaca zıplamaya hazır ol.
Под землей, в гниющем дереве... в вечной темноте... мы видим... и слышим и чувствуем.
Toprakta, çürüyen tahtada sonsuz karanlıkta bizler görüp duyacak ve hissedeceğiz.
Думай только о дереве.
Sadece ağacı düşün.
- Отец, что ты делаешь на дереве?
- Baba! Ne işin var ağacın tepesinde?
Я увидел кошку у вас на дереве, хотел ее снять.
Ağacında bir kedi gördüm, indireyim dedim.
Он говорит "Он живёт в лесу на дереве с бабуином."
"Ormanın içinde bir yerde, bir babunla ağaçta yaşıyor" dedi.
Я постоянно буду представлять себе его тело, висящее на дереве, а ещё запах в доме.
Salıncağımın olduğu yerde kendini asmasını göreceğim... ve kokusunu evde hissedeceğim.
А сейчас поговорим о мертвом дереве.
Tamamen kapılmayı istemeyiz.
В большом дереве.
Hayır. Daha önce büyük bir ağacın yanındaydı.
Мы же тут, как в изоляции. На каждом дереве вьетконговцы, которые так и ждут, чтобы отправить нас на небеса.
Bu yerdeyiz ve her ağaçtan bizi haklamayı bekleyen bir Viet Kong sarkıyor.
Искусство бонсай находишь в дереве, а всё карате найдёшь в этой ката.
Nasıl Bonsai'nin özü ağaçsa, karatenin özü de kata'dır.
"Дракон на дереве"
Ne?
Эй, ты! На дереве!
Sen, ağaçtaki.
- Он вызовет полицию! - С домика на дереве?
Bir ağaç evinden mi?
Вы выносите пару ваших коз и спрятаться на дереве.
Kazığa birkaç keçi bağlar ve ağacın tepesine saklanırsın.
я люблю его за наши инициалы вырезанные на дереве. ¬ нем тепло зимой и прохладно летом.
Ön taraftaki ağaca, isimlerimizin baş harflerini kazımış olmayı seviyorum Bu ev kışın sıcaktır.
И ей ещё крупно повезло, что она не болтается за это на ближайшем дереве.
Onu sallandırmadığıma şükretsin.
На самом большом дереве на Бостонской площади.
- Gerçekten mi? - Boston'da ortasında büyük bir ağacın üzerine hem de.
Я не на дереве, и я...
Hayır!
Не смотри вниз, но мы, кажется, на дереве.
Uyan, Dumbo! Hemen bakma, ama sanırım bir ağacın tepesindeyiz.
Так я оказалась на дереве.
Ben de buraya çıktım.
Помнишь, как в детстве ты построил шалаш на дереве во дворе у моих родителей?
Davis!