Детство traduction Turc
966 traduction parallèle
Моё детство прошло в Париже, где отец работал в банкирском доме Моргана.
Çocukluğum Paris'te geçti. Babam orda bankada çalışıyordu. - Morgan Bankası.
У вас, наверное, было счастливое детство.
Orda mutlu bir çocukluk geçirmiş olmalısınız.
Счастливое детство.
Çocukken çok güzeldi.
Детство тоже было интересным, но вы пришли не интересоваться моей биографией.
Çocukluğum da hayli ilginçtir, ama uğrama sebebin biyografim olmasa gerek.
У меня может наступить второе детство.
- Bu beni ikinci çocukluğuma götürür.
Леди. Детство - это врожденная болезнь, которая лечится образованием.
Sayın hanımefendi çocukluk genetik bir bozukluktur ve eğitimin amacı da bu bozukluğu tedavi etmektir.
Не слишком счастливое детство.
Bu hayata pek iyi bir başlangıç sayılmaz.
С примесью австрийской крови, но была. Мое детство было как карусель :
Damarında bir parça Avusturya kanı vardı, ama annemdi.
А у меня было очень разумное детство.
Benim ki ise çok makul bir çocukluktu.
У меня было счастливое детство.
Mutlu bir çoukuluğum oldu.
У него было трудное детство.
Çocukluktan sıkıntı içindeydi.
Там, под плетью, на палящем солнце, в цепях... он провёл свои детство и юность, мечтая о конце рабства, который наступит только через две тысячи лет.
Orada, kırbaç darbeleri ve prangalarla, güneşin altında... ilk gençlik ve delikanlılık günlerini... köleciliğin yok oluşunu düşleyerek yaşadı. Ama bunun nihayet gerçekleşmesi için 2000 yıl daha geçmesi gerekecekti.
Вспоминал наше детство.
Çocukluğumuzu düşündüm.
Он впадает в детство и молит даже этих Блох помочь ему уговорить привратника.
.. ve yaşlanıp çocuklaşınca, kapıcıyı ikna etmesi için..
Нет-Нет, это наверняка вернёт его в детство.
Hayır, hayır, onu tekrar çocukluğa döndürebilir.
Ты попала в прицел. Так, постреливал. - Впал в детство?
Ortaya çıktığına göre iyi olmalı, hemen kendisiyle konuşsak o zaman.
Про детство она тебе тоже рассказывала?
Sana da çocukluğundan bahsetti mi?
С нежностью мьi покидаем свое детство.
Bir okşayıştır çocukluğumuza yol gösteren.
За спиной – тяжелое детство, грустная юность,
Belki kötü bir çocukluk geçirdim Belki mutsuz bir gençlik
Вечное детство, только игры, никакой ответственности.
Oyunla dolu sonsuz çocukluk. Sorumluluk yok, sanki rüya gibi.
Сколько времени... с тех пор, как ушли безумие и страх? Прошло наше детство и наше настоящее... мы будем терпеть...
Korkuyu unutarak çocukluk ve ergenliğin ötesinde buna dayanabilir...
Я вам не льщу. Мой отец был театральным продюсером, и почти все мое детство прошло за кулисами со многими талантливыми актерами.
Babam bir tiyatro yapımcısıydı çocukluk yıllarım, Bayan Fiske Forbes-Robertson ve Modjeska ile birlikte geçti.
ДЕТСТВО ХОСЕ
JOSE'NİN ÇOCUKLUĞU
В этом какая-то фальшь. Напоминает детство.
Yapmacık çocuklara uyar.
А я ненавижу своё детство.
Bana çocukluğumu hatırlatan şeylerden nefret ediyorum.
Они меня очень редко... Они, пожалуй, только один раз меня ударили за всё детство.
Galiba annemle ve babamla iyi bir ilişkim vardı.
Но, по крайней мере, у них есть детство.
En azından önlerinde yaşanmayı bekleyen bir çocukluk dönemi var.
Мадам, у вас было счастливое детство?
Mutlu bir çocukluğunuz mu oldu?
У меня было ужасное детство!
Benimse çocukluğum trajikti.
Мое детство состояло из запахов.
Çocukluğum kokulardan oluşuyordu.
Взяв свое детство как тему для этого фильма... я чувствую, что эксплуатирую его.
Çocukluğumu bir film konusu yapmak... Bunu sömürüyorum hissine kapılıyorum.
Все мое детство, не более чем чемодан лжи!
Kendi çocukluğum, bir yığın kendi yalanlarım!
Счастливое детство.
Mutlu bir çocukluğu oldu.
Радость моя, у тебя было трудное детство?
Sana bir şey mi oldu?
Когда я вспоминаю детство и мать, то у матери почему-то всегда твое лицо.
Çocukluğumu ve annemi anımsadığımda, her nedense her zaman yüzünü onda görüyorum.
Я не могу понять людей, которые говорят, что детство - самое счастливое время в жизни.
Bazılarının, bir insan için çocukluk en mutlu dönemdir demesini anlayamıyorum.
Я помню свое детство как бесконечно долгое и грустное время,
Çocukluğumu hep, bitip tükenmeyen bir korku ve hüzün
јннабель, не хочу читать нотации... но детство - лучшее врем € в жизни человека.
Annabel, Nutuk çekmek istemiyorum. Yine de çocukluk insan hayatının en iyi zamanıdır.
Начал бы с войны в Испании. Детство пропустить?
İspanya'daki savaştan başlayabilirim, fakat çocukluğuma ne dersiniz?
Тяжелое детство, среда...
Zor bir çocukluk, kötü bir çevre.
Я бы хотел, чтобы у каждого было счастливое детство
Herkesin mutlu bir çocukluk geçirmesini istiyorum.
Детство должно быть прекрасным
Çocuk olmak çok güzel bir şey.
У тебя было несчастное детство.
İçler acısı bir çocukluğun oldu.
Тебе не кажется, что все оглядываются на свое детство... с определенной горечью и о чем-то сожалеют?
Geçmişine dönüp bakan herkesin çocukluğunda yaşadığı bir parça... hüzün ve pişmanlık yok mudur sanıyorsun?
Знаешь, я помню своё детство. Ты когда-нибудь видела умирающую собаку, знаешь, из тех старых собак которые приползают умирать... под крыльцом твоего дома?
Ben çocukken ölmek için verandanın altına sığınan yaşlı bir köpek vardı.
- Тебя наверняка арестовывали малолетним таксикоманом, детство в интернате, и без приводов не обходилось?
Çocukken tutuklandın herhalde, uyuşturucu, ıslah evi, devlet hapishanesi vesaire.
* Как звенья в цепи - от прошлого до будущего * И я возвращаюсь в детство
* Geçmişten geleceğe uzanan bir zincirin parçaları gibi, * henüz doğan çocuklarla beni birleştiren,
Снова в детство.
Ana okuluna geri dönelim.
У тебя, наверное, было весёлое детство.
Eğlenceli bir çocukluk geçirmiş gibisin.
Это мое объяснение в любви к людям, рядом с которыми прошло мое детство.
Bu, çocukluğumun birlikte geçtiği insanlara karşı o insanlara karşı bir sevgi hikâyem.
Когда я вспоминаю свое раннее детство... я вижу себя маленьким мальчиком, прильнувшим к окну постоянно смотрящим на мир не в силах ничего изменить но надеющийся, что все изменится само.
Erken çocukluk yıllarıma baktığımda kendimi cama yaslanmış hiçbir zaman değiştiremeyeceği bir dünyayı izleyen ve bu dünyanın kendi başına değişmesini umut eden bir çocuk gibi görüyorum.