Духота traduction Turc
18 traduction parallèle
Духота, как в парной.
Wow! Taze bir süt kadar sıcak.
У нас не говорили "доброй ночи" или "доброе утро". Адухота, духота!
Gece sıcakta, bir masanın etrafında bilmem kaç kişi, ortaya büyük bir tabak, kaç çatal bilemiyorum.
Боже, ну и духота здесь.
Tanrım, burası iyice kötüleşti.
Духота...
Sıkıcı...
Какая здесь духота!
Burası çok sıcak oldu.
- Духота!
- Çok sıcak.
Повсюду духота.
Hava boğucu.
И все же, я бы сказал, страшная жара и духота для моей комплекции.
Ama yine de bunaltıcı bir sıcak var bana sorarsanız.
Принц, - неописуемая! Такая духота, что просто не подберу слова.
Dayanılmaz bir sıcaki efendimiz, nasıl boğucu gerçekten, anlatamam.
Какая тут духота от жары...
Sıcaklık çok boğuyor burada.
Сплошь москиты, духота, сырость, и какие-то мексиканские рожи, не знающие английского.
Geri kalanı sivrisinekler, nem ve İngilizce bilmeyen insanlar.
Духота с запахом жасмина, запретная любовь.
Yasemin kokusunda şehvet dolu, yasak aşk.
Духота.
- Baba, baba!
Ужасная работа... жара, духота, постоянно крутили восемь дорожек "Гамблера", а весь остальной мир валялся на пляже.
Korkunçtu.. Sıcakta, evde.. dünyanın geri kalanı plajlardayken, 8'lik pikapta
Сегодня ужасная духота.
Hava bugün biraz kuru.
- Понятное дело, тут духота, смотри, какие вы все потные.
İçerisi sizin ter kokunuzdan durulmuyordur eminim.
Духота невыносимая, а я ещё со вчерашнего не отошёл.
175 derece... ve bir gece önce üstüme bira dökülüyor, değil mi?
Здесь духота, да еще белья понавешивали.
Buranın havası insanı hasta eder.