Египте traduction Turc
267 traduction parallèle
Здесь видно, как рисовали картину мира в Древнем Египте ( согласно Масперо ).
Burada Maspero'ya göre Mısırlıların dünyanın şeklini nasıl algıladıklarını görüyoruz.
Словно я побывал сразу в Турции, Греции и Египте.
Miami, Palm Beach ve Point South yolcusu kalmasın.
Все тот же удивительный, магический, настоящий кристалл, который был еще у Осириса во времена фараонов в Египте, сквозь который Клеопатра увидела приближение Цезаря и Марка Антония и так далее и тому подобное.
Bu küre, Firavunlar döneminde İsis ve Osiris rahiplerinin kullandığı gerçek, otantik sihirli kristal kürenin ta kendisidir. Kleopatra Sezar'ın ve Antonius'un gelişini bunda görmüştür. Vesaire, vesaire.
Я помню один вечер в Египте. Я был на приеме с группой друзей,.. -... после охоты...
Arkadaşlarımla küçük bir partideydim birgün timsah avındayken...
В Египте. Вы говорите по-арабски?
- Arapça biliyor musun?
- Это ведь, кажется, было в Египте?
- Yani sanırım Mısır geleneğiydi.
Ну, во всяком случае, не в Египте.
En azından Mısır'da.
Под конец я был в Египте, но уехал оттуда когда заварилась вся эта каша.
Mısırdaydım, ama tabi sonra olaylar çıkmaya başlayınca gittim.
Я семь лет провел в Египте.
7 senedir Mısır'daydım.
Уход был реакцией на разногласия, возникшие в Египте по вопросу отношений с Советским Союзом.
İstifanın nedeni, ülkenin Sovyetler Birliği ile olan ilişkilerine bir tepki konma isteği olarak gösterildi.
Мы хотим провести медовый месяц в Египте.
Balayında Mısır'a gitmek istiyoruz.
Похоже, все богатые люди собрались сегодня в Египте.
Sanki herkes Mısır'a gelmiş bu gece.
Я думала, в Египте их очень много.
Mısır onlarla dolu sanıyordum.
Вы узнаёте, что Линнет Дойл хочет провести медовый месяц в Египте. Просто замечательно, а?
Bayan Southwood, sahte incileri size sanırım bir kitabın içinde gönderdi.
- В Египте это возможно.
- Mısır'da evlenirsin.
Это величественный храм Карнака в верхнем Египте, он строился на протяжении более чем 2000 лет вплоть до правления Птолемея.
Burası Yukarı Mısır'daki büyük Karnak Tapınağı. Batlamyus'un zamanına kadar,... 2000 yıldan fazla süre boyunca sürekli olarak inşa edildi.
Абу-Симбеле в Египте,
Mısır'daki Abu Simbel,
Он бывал в Египте и был сведущ в знаниях Вавилона.
Sonrasında Mısır'a giderek Babil kültüründen faydalandı.
Папирус растет в Египте.
Papirüs kamisi Misir'da yetisir.
Знаменитая Александрийская библиотека в Египте содержала почти миллион папирусных свитков.
Mısır'daki İskenderiye kütüphanesi bir milyon papirüs yazıt barındırıyor.
В 3 веке до нашей эры наша планета была тщательно измерена и картографирована греческим ученым Эратосфеном, который работал в Египте.
M.Ö. 3. Yüzyıl'da gezegenimiz Mısır'da yaşayan Eratosthenes isimli bir Yunan bilimadamı tarafından haritalandırıldı ve isabetle ölçüldü.
"После нескольких месяцев упорной подготовки в Египте..."
"Mısır'da aylarca sürecek eğitimden sonra..."
Ты – лучший землекоп в Египте.
Mısır'daki en iyi kazıcısın.
И где же его возвести? Как не в Египте?
İnşa etmek için Mısır'dan iyi neresi olabilirdi?
Старый культ Израильтян и мифология, поклонение Яхве, патриархальные легенды, пребывание в Египте, и так далее, укоренились в религии священного гриба, развитой от основной философии изобилия древнего Ближнего Востока.
Eski İsrail kültü ve mitolojisi, Yehova, ataerkil masallar, Mısır'daki olaylar, ve gerisi bütün ilahi dinlerin köklerini oluşturmuştur Bu kökler antik Yakın Doğu felsefelerinin yardımıyla gelişmiştir
Его просто прикончат сокурсники. Когда Кэмерон был в Египте То он спрашивал разрешения пройти
Cameron Mısır'dayken bırakın Cameron'ım gitsin.
Это разрешалось в Египте.
Mısır'da buna izin verilirmiş.
Много знает о Египте.
Mısır hakkında her şeyi biliyor.
Как в египте.
Bilirsin, eski Mısır gibi.
От Нила воняет, а слепни там огромные. Чудесно, просто чудесно. Сельме тоже не понравилось в Египте.
Nil nehri kokuyordu ve at sinekleri gerçekten büyüktü olağanüstü gerçekten olağanüstü ee, Selma'da Mısır'dan hiç hoşlanmamıştı bir deve ona tükürdü ah evet, çok zor bir şey.
Она когда-то жила в Египте.
Mısır'da yaşardı.
Вы недавно навещали его в Египте, полагаю.
Evet. Geçenlerde onu ziyarete Mısır'a gitmişsiniz sanırım.
Как Вам там понравилось? В Египте, я имею ввиду.
Mısır'ı nasıl buldunuz?
Это в Египте, Гастингс.
- Mısır, Hastings. - Biliyorum.
Значит, тогда в Древнем Египте науки не существовало?
Eski Mısır'da bilim yok muydu?
Как в древнем Египте.
Antik Mısır'daki gibi.
Мы можем пострадать от той же судьбы, что Фарук в Египте
Bizim de sonumuz Mısır'daki Farouk gibi acı dolu olabilir.
Опровержение. Это не только река в Египте?
Yadsıyorsun.
Я увидел страдания народа моего в Египте и услышал вопль его от приставников его.
Mısır'da halkıma yapılan, zulmü gördüm..... ve çığlıklarını duydum. Yeter.
Это было в Египте.
O Mısır'dı.
Я плыл, и плыл, и плыл и когда меня догнали, я уже был в Египте.
Yüzdüm, yüzdüm, yüzdüm... ve bana yetiştiklerinde Mısır'daydım.
Тебе бы понравилось в Египте.
Mısır'ı çok severdin.
На рынке в Египте... я купил погребальную урну.
Ben bu vazoyu şey denizaşırı bir marketten aldım.
Он бы самым страшный богом в древнем Египте - богом смерти.
Eski Mısır'da en çok korkulan tanrısal varlıktı - Ölümün gerçek tanrısı.
Записи о нём заканчиваются с момента, когда Земные врата были похоронены в древнем Египте.
Hakkındaki kayıt, Dünya'nın geçidi eski Mısır'a gömüldüğü zaman sona eriyor.
Мы читали о великом Марке Антонии и о его приключениях в Египте.
Büyük Marcus Antonius'un Mısır'daki maceralarını okuyorduk.
Я говорю о большом кольцевом объекте, найденном в Египте и в данный момент находящимся на дне ракетной шахты в Шайеннской горе.
Şu büyük, dairesel nesneden bahsediyorum, Mısır'da bulunan,..... şu anda Cheyenne Dağı'nın altındaki eski füze silosunda duran.
Обратно в храм в Египте, где были обнаружены канопы.
Küplerin keşfedildiği tapınağa gidiyor.
- Я была в Египте.
- Mısır'daydım..
Симон должна быть сейчас в Египте.
Simon hala Mısır'da olmalı.
Великий вопль поднимется в Египте.
- Mısır'da büyük bir feryat kopacak.