Жаден traduction Turc
40 traduction parallèle
В последнее время я жаден до солнечного света.
Geçenlerde, fena halde güneş ışığı istedim.
И если жаден ты всю жизнь,
Cimrilik bir yaşam biçimi olsa
Если бы он не был так чертовски жаден, он бы не нарвался. Но, в конце концов, они все жадные.
Bu kadar açgözlü olmasa daha zor fark edilirdi.
Шеридан жаден до власти и неподготовлен, а это опасная комбинация.
Hem güç delisi, hem de hazırlıksız. Bu çok tehlikeli bir karışım.
Боюсь, я слишком жаден до внимания публики.
Korkarım bu konuda kendimi biraz fazla kaptırıyorum.
Ты очень жаден!
Sen çok aç gözlüsün!
Я жаден, но не глуп.
Ben hırslıyım ama aynı zamanda akıllıyım da.
Значит, ты тут гребешь деньги лопатой... и ты слишком жаден, чтобы позаботится о своей рабочей силе.
Yani sen burada çabucak para kazanırken elemanlarına bakamayacak kadar cimrimisin?
Я же не так жаден, как некоторые.
Bazıları gibi açgözlü değilim.
Не так жаден, как кто?
Kim gibi aç gözlü değilsin?
Прости тех, кто жаден и мелочен.
Aç gözlü ve bayağı olanları affet.
Не представляешь, как он жаден до секса.
Tanışmak isteyebileceğin en manyak tip...
Серьезно, Поска, с тех пор как ты получил свободу, ты стал невыносимо жаден.
Gerçekten, Posca, özgürlüğüne kavuştuğundan beri, sen dayanılmayacak kadar aç gözlü bir herif olup çıktın.
Хигучи более всех жаден до денег и власти.
Aramızdan en çok para ve ödül isteyen kişi Higuchi.
Я думал, что кардинал бестолков, самолюбив и жаден, как вы говорили мне!
Dediklerinizin hepsine ; Kardinal'in işe yaramadığına, aç gözlü olduğuna ve kendisine çalıştığına inandım!
Ты не жаден, Джек.
Açgözlü biri değilsin, Jack.
Один был жаден и не гнушался воровства.
Birisi açgözlü bir hırsızmış.
Меня зовут Грег. Болен и психически и физически и неумолимо жаден.
Hem ruhsal hem fiziksel hem de acımasız açgözlülük hastalığı var.
Ты слишком жаден...
Çok açgözlüsün.
- Фириен был жаден.
- Fyerien açgözlüydü.
Как выяснилось, Дельгадо столь же просвещён, сколь жаден.
Delgado'nun çıkışı açgözlü olduğu kadar anlayışlı da.
- Он был жаден до власти?
- İktidar hırsı gözünü mü bürüdü?
Чересчур жаден, как те, кто не привык к деньгам.
Aç gözlü olduğunu söylüyorlar. Para kazanmaya alışık olmadığını.
Значит я чересчур жаден.
- Aç gözlü olduğumu mu düşünüyorlar?
ЖАДЕН АНДЕРСОН
AÇGÖZLÜ
Убийца образованный, он манипулятор и жаден до внимания также очень сведущ в анатомии
Katil zeki, manipulasyoncu ve dikkat çekmek peşinde. Ve anatomi konusunda uzman.
Офисный уборщик ушел в отпуск в этом месяце, а Дуайт слишком жаден, чтобы нанять ему сменщика.
Bina görevlileri bir aylık tatile çıktı ve Dwight ise yerlerine birini almak için çok cimri.
США - великая страна в мире, потому что мы признаем, что человек в глубине души... жаден, эгоистичен, и завистлив.
ABD dünyanın en harika ülkesi. Çünkü bize göre insanın özünde şunlar vardı : aç gözlülük, bencillik ve ödleklik.
Да, но Джордж слаб и жаден, он не удержится на нем.
Evet. Ama George zayıf ve açgözlü. Halk kısa sürede ondan bıkar.
Ты был жаден!
Açgözlüydün!
Ты должна понимать а с Чжэ Вана что он так жаден
Bu işi doğru düzgün halletmen lazım. Tüm bu pis işler benle başlamadı. Jae Wan ile başladı.
Что, Бут слишком жаден, чтобы отдать дань уважения?
Boothe bundan para alacak kadar saygısız biri mi?
Жаден и легко управляем. Так пусть живёт.
Aç gözlü ve kolay değiştirebilir bu yüzden yaşamalı.
не был так жаден.
Ağabeyin Yönetici Choi'yi bu kadar açgözlü olmasaydı severdim.
Он был жаден и груб, но все же оставался целителем.
O açgözlü ve kabaydı ama yine de bir iyileştiriciydi.
Ты стал жаден, Джеральд.
Şuana dek. Aç gözlüydün Gerald.
Джей жаден к наживе.
J herkese açık.
Но я был молод, жаден, и глупил.
Ama ben gençtim ve hırslı ve aptaldın.
Я жаден.
Ben çok aç gözlüyüm.
Не я один жаден.
Cehennemde çürü, alçak!