Заживёт traduction Turc
262 traduction parallèle
Заживёт не скоро. ты сможешь называть меня "мама"!
Hızlı iyileşemiyorsun. O kız benim olduğu zaman bana anne der misin?
- Нет, я крепкий парень, всё заживёт.
Hayır, ben güçlü bir adamım, idare ederim.
Рана заживёт через неделю.
Yara bir hafta içerisinde iyileşir.
- Просто убежал куда-то, пока не заживёт.
Bir yere kendini iyileştirmeye gitmiştir.
Шериф, не переживай, заживёт.
Onu dert etme şef. İzi kalmayacak.
Всё заживёт, Дениэл-сан.
Her şey iyileşir.
Ничего, Энди, до свадьбы заживёт!
Hissin olmadığı yerde duygu da yoktur Andy.
- Это заживёт? - Да.
- Bunlar iyileşecek mi?
Нога заживёт.
Bacağın iyileşecek.
Нет времени дожидаться, когда моя нога заживёт.
Bacağımın uygun şekilde iyileşebilmesi için zaman yok.
- Ну, док сказал, заживёт... со временем.
- Doktor iyileşeceğini söyledi.
- Заживёт.
- İyileşeceksin.
Заживёт.
İyileşir.
Доктор сказал, что моя нога заживёт только через два месяца.
Doktor bacaklarımın iyileşmesinin en az 2 ayı bulacağını söyledi. Ama biliyor musun?
Мм, знаешь, я бы хотела поцеловаться с тобой, но... Пока мой язык полностью не заживёт, я... я просто думаю, что это слишком рискованно.
Seninle öpüşmeyi çok isterdim ama dilim tamamen iyileşene kadar bu biraz riskli olur sanırım.
Вы не отправитесь на очередное задание пока ваше колено полностью не заживёт.
- Nasıl olsa görev listesinde adın yok, en azından dizin iyileşinceye kadar.
- Пусть само заживёт.
- Kendiliğinden iyileşir.
Вскоре он забудет, что считал себя эльфом, и заживёт своей жизнью.
Elf hikayesini bir kenara bırakıp hayatına devam edecek. Yerinde olsaydım bunu yapardım.
Наконец-то Зойдберг заживёт как богач!
Sonunda, Zoidberg zengin bir adam gibi yaşayacak!
Бля... До свадьбы заживёт!
Kısa zamanda iyileşir.
Заживёт...
Bir şey yok.
- Из-за этого не стоит переживать. Не очень быстро заживет, но больше ничего.
Tamamen iyileşmesi zaman alacaktır ama endişelenmenize gerek yok.
Сейчас мы тебя перевяжем, и ножка скоро заживет.
Az sonra sapasağlam olacaksın. Bu merhemi kullan.
Ничего страшного. До свадьбы заживет.
Düğün gününüze kadar bir şeyiniz kalmaz.
Хорошо, хотел узнать, заживет ли вот это.
İyi. Bunu aklından çıkarabilmek için uyuyabilecek misin merak ediyorum.
- Заживет.
- İyileşir.
Заживет.
İyileşeceksin.
До свадьбы заживет. Но хоть начал-то ты скромно?
Başlangıçta yatıştırıcı aldın umarım.
Когда у тебя рука заживёт?
Asla!
Через некоторое время заживет.
Sağol. Bir süre sonra cildi tahriş etmeye başlıyor.
Уверен, к тому времени, как ваша шея заживет, вы будете снова работать и вспоминать об этом с улыбкой. Ни за что.
Seni temin ederim bu arada boynun iyileşir bu sorunlarına güler geçersin, ve işine geri dönersin.
Не волнуйся, заживет.
Merak etme, ben iyiyim.
- Теперь все моментально заживет.
- Kısa zamanda geçer.
Так рана заживет намного быстрее.
Yaranın düzelmesine yardımcı olur.
Твое лицо заживет. Ты будешь выглядеть замечательно.
Yüzün iyileşir.
Это придает кости прочность, пока она не заживет.
Kolay bir işlem değil, hatırlatırım ama ben...
Уверен, моя голова заживет, но судя по тому, как протекает эта война, я бы не поставил на то, что кто-то из нас умрет от старости.
Eminim başım iyileşecektir ama savaşın gidişatına bakılırsa, hiçbirimiz çok da uzun yaşayamayacağız.
Рана, которая никогда не заживет.
İyileşmeyecek bir yara.
Тебе лучше надеяться, что нос этого мальчика заживет до пятничного соревнования.
Umarım çocuğun burnu cuma günkü yarışmadan önce düzelir.
Ты ранен. Заживет.
- Yaralanmışsın.
Не трогай ее, и она заживет.
Hani damağınızda çıkar ve dilinizle oynamasanız iyileşecek gibidir.
До свадьбы заживет.
Zaman onarır. Zaman onarır.
Подпиши Так быстрее заживет
İmzanı at. Böylece daha çabuk düzelirim
Почему было не подождать, пока укус не заживет?
Yani, neden en azından yara iyileşene kadar beklemedi?
Прошла навылет, врач говорит, через пару дней заживет.
Kurşun girip çıkmış, doktor birkaç günde iyileşir dedi.
Но это тоже заживёт.
İşte oldu.
— Майка — к врачу. Заживет.
- Mike'a doktor bul da bana benzemesin.
Если сегодня не заживет, завтра заживет.
"Üfleyelim püfleyelim, çabucacık iyileştirelim"
Надо подождать чуть-чуть, пока у него зад не заживет.
Gerçekten. Kıçının iyileşmesi için adama zaman tanımalıyız.
Заживет, если не попадет инфекция.
İyileşmesi gerekir, eğer iltihap kapmazsa.
Когда моя нога заживет, попробуем ещё раз...
Bacağım iyileştiğinde, tekrar dövüşelim...