Зато traduction Turc
4,640 traduction parallèle
Зато от этих таблеток можно растолстеть!
Ve haplar şişmanlatıyor. Bunu duymuştum.
Ого, ты уже без очков! - Зато ты в очках.
Vay canına, güneş gözlüğünü kaybetmişsin.
Зато я все вижу.
Ben açık bir şekilde görüyorum.
Зато нет проблем с их покупкой.
- Alışverişi kolay yapmasını sağlıyor işte.
- Зато ты эксперт по ненастоящим Бетти.
Sen de sahtekarlıkta uzman olduğuna göre, Bettys.
Счёта на его имя там нет, зато есть один на имя "Марка Кросса."
Adına kayıtlı herhangi bir hesap yok ama "Mark Cross" adına kayıtlı bir hesabı var.
Нет, на этом счету нет денег, зато на нём числится депозитный сейф.
Hayır, hesabında para yoktu ama kiralık kasası var bir tane.
Зато тут много личных вещей
Kişisel eşyalarla dolu.
Зато сохранишь работу ещё на день.
Bir gün daha dayanacaksın artık.
- Зато есть куча теста для пиццы! - Обезумел?
- Onlarca pizza hamuru var.
Зато газ сюда не попадает
En azından gazın geçmesine izin vermiyor.
Ни разу не была там, но зато я была в пекарне вон там справа и в баре на углу и...
Burada hiç bulunmadım, ama sağında duran fırına ve köşedeki bara giderdim.
Зато тебе удобно.
Aman yürü işte rahat rahat.
Зато была зудящая заноза в заднице, благо, не особо огромная заноза.
Baş belasıydı amına koyayım. Allahtan yine iyi kısa sürdü.
— Зато есть что вспомнить.
- Eğlenceli zamanlardı, gerçi.
Зато запомнили.
Akıllardan çıkmayacak.
Зато ты убеждена, что принесла мне все эти несчастья?
Yani bunu benim başıma senin getirdiğine mi inanıyorsun?
Зато у тебя есть перчатки.
Eldivenin var o zaman, değil mi?
Зато она неплохо считает, чувак.
Hesaplaması iyi, ahbap.
- В этом вообще смысл есть? - Нет. Зато есть в кое-чем еще.
Bunun bir anlama gelmesi mi gerekir?
Да, зато тепло не выпускают.
- En azından ısıyı içeride tutarlar.
Придется послушать пару-тройку хоров, но зато проживешь остаток дней в хороших условиях.
Dini birlikler tarafindan yonetilirler ama son gunlerini iyi bir yerde gecirmek Amazing Grace'ten birkac kitaya deger.
Зато я не умер в камере, как твой папаша.
En azından baban gibi hapishane hücresinde ölmüyorum.
Зато она на тебе!
Sonuçta mont!
Зато ты не знаешь, где она работает.
Nerede çalıştığını bilmiyorsun.
Зато тебя не слышно.
Seni sessiz yapar.
Зато у нас много больше.
Elimizde çok daha fazlası var.
Зато там были вы.
Ama sen oradaydın.
Для экологии зато лучше, когда машин меньше.
Pekâlâ... daha az araba olsaydı çevre için daha iyi olurdu.
Я полагаю, у тебя нет задумок, как заслужить любовь собаки, зато они есть у меня.
Diyelim ki kendini bir köpeğe nasıl sevdireceğini araştırmadın, ama ben araştırdım.
Да ну. Зато это был опыт
Evet şey, değişik bir tecrübe oldu.
Мы не можем помочь, зато можем смотреть.
Bakmaktan kendimizi alamıyoruz.
Мы не сообщим им об этом, зато теперь, поскольку всё официально, мы можем привести Сэма в комнату для допросов и как следует на него надавить.
O kısmı onlara söylemeyeceğiz ama resmi olarak Sam'i bir sorgu odasına götürüp konuşması için onu sıkıştırabiliriz.
Мы с Морган нашли еще 6 убийств, связанных с шахматами, не в Вегасе, зато в предыдущих 3 городах, где проходил шахматный турнир.
Morgan'la Vegas dışında, satranç turunun ziyaret ettiği son üç şehirde işlenmiş, satrançla alakalı 6 cinayet daha bulduk.
Зато вам он не нужен.
Ama size hiç takmaya gerek yok hâkim bey.
Зато у меня настроение бы улучшилось.
Ama ruhlarla daha iyi olabilirim.
Но зато по некоторым признакам совпадает с ДНК Спектора - это волосы его родственника.
Öyle, aslında Spector'a akrabalığı olan birisinin.
Зато сейчас он оценивает именно меня.
Tartışmaya gerek yok şuan beni kesiyor.
Меня Лиам Букер вообще не волнует, зато волнует этих девушек.
Liam Booker benim umrumda değil. Ama görünen o ki bu kızlar umursuyor.
Зато мы придадимся воспоминаниям.
Anıları yâd edeceğiz.
Ну, зато ты красивая ракушка.
- Güzel bir kabuksun ama.
Большинство знает, что я её не растила совсем, зато вы, её друзья, вырастили Тару.
Çoğunuz bilir, onu ben büyütmedim siz yaptınız, arkadaşları.
Зато Пернелл — это холст, и без него мне нужно начинать всё заново.
Pernell, O lanet olası da, o resmin kanvası, o olmazsa her şey sil baştan!
Зато побеждаем.
İşte biz böyleyiz.
Ни сумочки, ни документов, зато на ней браслет с концерта.
Ama bir konser bilekliği takıyor. - Sence işimize yarar mı?
Зато я нет.
- Sorun değil, benim karışmadı.
Зато ты красив и страстен.
Çünkü çok yakışıklı ve seksi olduğun için.
Зато у него одна из самых важных ролей во втором акте.
Ama ikinci perde ana karakter gibi.
Зато учёным делают 4 года в Барнарде и степень доктора наук по ботанике.
Hayır, ama Barnard'da dört yıl ve botanik doktorası, yapar.
Зато большой.
Bu büyük bir adımdı.
Зато можно есть 3 раза в день и спать вдоволь. { e21 : 302 }
Bu kadarı yeterli olur sanırım... kestirme yapılıyor.