Истощён traduction Turc
73 traduction parallèle
Мир истощён, измучен, напуган.
Dünya tükenmiş, bitmiş artık.
- О, я истощён.
- Geberdim.
Бастофер Джонс не истощён-с,
Bustopher Jones bir deri kemik değil
Глазные яблоки размером с футбольный мяч, крайне истощён, но жить будет.
Gözleri futbol topu gibi Alyuvar azalması var Ama yaşayacak
Кашляет уже два месяца и очень истощён.
Öksürükler iki ay sürmüştü, herif kaşektikmiş.
Я отлично поспал, но всё равно истощён.
İyi bir uyku çektim ama hâlâ yorgun hissediyorum.
Я бы сказал, он просто истощён. Вымотан.
Bence kendisi tükenmiş, bitmiş.
Я истощён.
Öldüm, bittim.
Я был истощён.
- Zar zor görüyordum.
А ещё истощён и обезвожен.
Ayrıca eksik beslenmiş ve susuz kalmış.
— Я наркоман и я истощён.
- Açlıktan ölüyorum.
После двенадцати лет джунглей Бирмы, я истощен, леди Агата.
Burma ormanında 12 yıl kaldıktan sonra, açım Lady Agatha,
Ты наверно полностью истощен.
Çok yorgun olmalısın.
Организм немного истощен.
Makina biraz paslanmış.
Нет, плохо, он очень истощен.
- Hayır kötü, stres yüzünden.
Он истощен!
- Yoruldu!
Во-первых, ты истощен.
Artık işiniz bitti.
Ты совершенно истощен, физически и эмоционально. Господи, ты права!
Kesinlikle bitmişsin, hem fiziksel hem duygusal.
Не удивительно. Я истощен, блядь.
Bu kadar yorgun olmama şaşmamalı.
Всю ночь... Я истощен.
Anlayamıyorum.
- Я истощен.
- Ben bittim.
... я буду эмоционально и электрически истощен.
Ey. Bunlar gerçekten çok lezzetli.
Я совершенно истощен.
Artık işimi yaptım. Ve çok yoruldum.
Благополучно вернувшись с подобного восхождения, многие дни будешь истощен.
Günler süren böyle bir tırmanıştan sonra güvenli bir ortama geldiğinizde, artık tükenmişsinizdir.
Я дрался, я истощен,... я покрыт от головы до ног кровью демона Траксис, которая вообще-то жжется итак, все это может подождать, пока я не приму душ.
Mahvoldum. Tükendim. Baştan aşağı Thraxis'in kanıyla kaplıyım ve her yanım yanıyor bu yüzden ben duş alana kadar herşey beklemek zorunda.
- МНТ истощен.
İşe yaramaz.
Я был ранен и истощен.
Yaralı ve bitkindim.
Да. Устройство, очевидно, имеет источник энергии и не думаю, что он истощен.
Evet peki, cihaz açıkça bir güç kaynağına sahip ve onun tükendiğini düşünmüyorum.
Я истощен и голоден, так что сядьте.
Çok bitkinim ve açlıktan ölüyorum, yani otur aşağı.
Согласно моим данным, МНТ почти истощен.
Peki, sanırım bir şeyler buldum. Ölçümlerime göre, SNM neredeyse boşalmış.
Он абсолютно истощен.
Fiziksel kapasitesinin sonuna yaklaşmış.
Молодняк истощен но их матери совершали эту путь прежде и они знают, что они близко к воде.
Yavrular bitkin düşmüş. Ama anneleriyle bu yolculuğu daha önce de yapmışlar, ve nihayet suya çok yaklaştıklarını biliyorlar.
Я истощен.
Enkaz gibi hissediyorum.
Когда он прибыл в Витербо, он был истощен и болен.
Viterbo'ya ulaştığında hem hasta hem de körmüş.
" Как Кассий истощен и худ.
" Korkacağım adam kim olurdu bilmem bu sıska Cassius'tan başka.
Он немного истощен.
Epey bitkin durumda.
Я истощен.
Çok yorgunum.
Я знаю, что ты истощен.
Yorulduğunu biliyorum.
Я истощен.
Yorgun düştüm.
Я должен быть истощен физически и эмоцианально, но у меня такое чувство, что я могу работать весь день.
Ben... ben... ben duygusal ya da fiziksel olarak yorgun olmalıyım fakat ben... ben tüm gün çalışabilirmişim gibi hissediyorum.
Ты истощен, потому, что Мы плохо питались.
Güçsüzsün çünki İyi beslenemedin. Hepimiz aynıyız.
- Я правда так истощен.
Gerçekten tükendim. Ama...
Я полностью истощен.
Tükendim, enerjim kalmadı.
Я просто истощен, ну, понимаешь?
Hâlim yok sadece.
Человек истощен от своих путешествий.
Misafirimiz yolculuklarından ötürü yorulmuş.
Я был в полном дерьме. У меня шла кровь из носа, я совсем не спал, был истощен и больше не мог ничего принимать.
Berbat durumdaydım, burnum kanıyordu, hiç uyumamıştım, param bitmişti, başka kokain alamıyordum.
Он истощен под воздействием кофеина.
Kafeinle kafayı bulmuş.
Я устал и эмоционально истощен.
Çok yoruldum ve duygusal olarak tükendim.
Мой клиент истощен эмоционально.
Müvekkilim duygusal açıdan tükenmiş durumda.
Ты истощен. Хочешь отгородиться от всего мира
Şu anda kendini yiyiyorsun.
Что он истощен.
Açlıktan zayıf düşmüş.