Луковица traduction Turc
30 traduction parallèle
Ёто луковица.
Bu bir soğan.
Знаешь, Джордж это луковица.
Biliyor musun, George o bir soğan.
Да, очень важно, что у меня на поясе была луковица, как тогда было принято.
Önemli olan belimde bir soğan olmasıydı... ki bu o zamanın modasıydı.
Это дело словно луковица.
Bu iş bir soğan gibi.
ПОСЛЕДНЯЯ ЛУКОВИЦА ИЗ ПОМПЕЙ
Namıdiğer Pompeii'nin Son Soğanı
Это луковица Иерусалимского тюльпана.
Bir Kudüs Lalesi soğanı.
Настоящая луковица, джентльмены,... с регулятором хода!
Yarı yarıya gerçek bir avcı saatiydi, beyler... hassas çarklı!
- Хорошая новость - на одном из них сохранилась луковица.
İyi haberse, bir tanesinde kıl kökünün olması.
Большая, толстая, застрявшая в животе луковица из ада.
Cehennemden gelen, büyük, şişko, mideni sıkıştıran bir soğandı.
Бутылка кетчупа, одна луковица...
Bir şişe ketçap, soğan. Hepsi bu, değil mi?
Я всего лишь человек-луковица.
İnsancıktan başka bir şey değilim.
Триш не самая яркая луковица в связке.
Trish bu grubun en zekisi değil.
Он - как луковица. Надо счищать по одному слою за раз.
Çocuk soğan gibi her seferinde tabaka tabaka soyman gerek.
Она - луковица.
O bir soğan Michael.
Посмотри на это организм действовал как волосяная луковица.
Şuna bak. Bu organizma, saç kökü gibi çalışıyor.
Процесс повторяется снова и снова и звезда становится слоистой как луковица.
Süreç defalarca kez kendini tekrar eder ve yıldız bir soğan gibi katman katman olur.
Очень большая луковица..
Gerçekten çok büyük bir soğan.
Ему хотелось зарыться под землю словно луковица, словно корень, но даже в Риме ему не удалось укрыться от людей из своей прошлой жизни.
Bir soğan gibi, bir kök gibi toprağa gömülmek istiyormuş. Ama Roma'da bile eski hayatındaki insanlardan kaçamamış.
Вы словно луковица, мистер Томпсон.
Soğan gibisiniz, Bay Thompson.
- Корневая луковица видна?
- Kökü üzerinde mi?
Луковица. Растёт под деревом sentido.
Sentido Ağacı'nın altında yetişiyor.
миледи... и плохого. это гнилая луковица.
Bence arada bir yerdeyim leydim hem iyi, hem kötü. Bir soğanın yarısı çürürse, o soğan çürümüş demektir.
Луковица нарцисса.
- Çiçek kökü.
Женщина как луковица...
Kadınlar aynı soğan gibidir.
В последнем бидоне плавала луковица!
Son sürahide soğan vardı.
- Волосяная луковица из брови.
Bir kaş folikülü mesela.
Одна цветущая луковица
Bir çiçek açmış soğan.
Э-э, Митч, Я думаю, что ты хотел сказать быстро раскрывающася луковица.
Mitch, sanırım demeye çalıştığın şey gürleyen soğan.
"Цветущая луковица" это интеллектуальная собственность другого, менее хорошего ресторана, хорошо?
"Çiçek açmış soğan" daha kötü bir restoran için kullanılan entelektüel bir kelime, tamam mı?
Селёдка, луковица...
Olay ilginçleşti.