Накладка traduction Turc
44 traduction parallèle
Если и вышла накладка, то не по моей вине.
Bir yanlışlık oldu diye oturup ağlayalım mı?
Извините, это еще одни часы. Просто накладка.
Maalesef bu da bir saat, bir karışıklık oldu da.
Может это типографская опечатка? Может в законе какая-то накладка?
Belki evrakta bir hata olmuştur.
Какая-то серьёзная накладка в счетах, не хватает кучи денег.
Hesaplarda büyük bir gedik var, büyük miktarda para kayıp.
Накладка с психологией.
Psikolojiyle çakışıyor.
- Ёто защитна € накладка.
Koruyucu takıyordu.
- Должно быть произошла накладка.
Belgeler arasına karışmıştır.
Наверное, просто накладка вышла.
Herhalde bir hatadır.
У нас маленькая техническая накладка.
Sanırım teknik bir arıza yaşıyoruz.
- Это была накладка, я одеваюсь слоями.
- Esnekti zaten. Kat kat giydim.
- Да. Ты знаешь, у тебя кривовато сидела накладка.
Yeni peruğun biraz eğri duruyor.
Твоя накладка сидит криво.
Peruğun hep yamuk duruyor.
Накладка, глупец!
Peşin değil salak, peruğum!
Ну, я не знаю, какие тут у вас порядки, но ясно, что вышла какая-то серьёзная накладка. Ну да ладно.
İşlerin burada normalde nasıl yürüdüğünü bilmiyorum fakat benim için bir mahsuru olmasa da bir sorun olduğu kesin.
Вобщем, я не знаю, на чем вы его задействовали, но вроде накладка вышла.
Onunla hangi davada işbirliği yaptıysanız o iş bozuluyor.
- Я понимаю. - У нас произошла не большая накладка.
- Küçük bir aksaklık oldu.
Вышла охуенная накладка. Его там быть было не должно.
Ve onun lanet olası diyaliz biletini onaylaması gereken kişi ben olmamalıydım.
- Небольшая накладка с новыми стульями. - За которые отвечала ты.
Pekala, yeni sandalyelerle ilgili ufak bir karışıklık var.
У меня тут небольшая накладка.
Burada biraz baskı altındayım.
Накладка!
Pişti!
- Нет, это просто накладка.
- Hayır sadece bir yama.
Просто накладка в расписании.
- Randevularda bir aksilik olmuş.
Здравствуйте, мисс Мур, я ассистент редакции W, и боюсь, произошла ужасная накладка.
Merhaba Bayan Moore. "W" nin asistanlarından biriyim ve sanırım büyük bir karışıklık oluştu.
Народ, у нас накладка.
Beyler, bu işi halletmemiz lazım.
Теперь, я полагаю, экспертиза полностью оправдает Эстебана, но кое-что пошло не так В лаборатории произошла накладка.
Kanın Esteban'ı tamamen temize çıkaracağını umuyordum,.. ... ama bir... Laboratuvarda bir karmaşa olmuş.
Какая накладка?
Ne tür bir karmaşa?
А в итоге накладка.
Çok şanssızdık.
Я... Кажется, у нас... Кажется, у нас небольшая техническая накладка.
Sanırım teknik aksaklıklar yaşıyoruz.
Сейчас у него должен быть сеанс терапии, но в месте, куда мы ходим, случилась накладка.
Şu an bir terapi seansına girmesi gerekiyordu. Fakat kullandığımız tesis günleri karıştırmış.
А внизу будет еще накладка для защиты.
Şu aşağı kısma senin için biraz daha koruyucu kısım ekledim.
Но случилась накладка, в тот период м-р Грабовский-Левитт предоставил вашу сперму всем клиенткам его клиники.
Bazı karışıklıklar çıktı, yani bir süre Bay Graboski-Levitt sperminizi müşterisi olan bütün kadınlara vermiş.
Стыковая накладка связывает их вместе.
Bağlantı plakaları yerlerinde durmaları sağlar.
Ну ладно, "накладка".
- Peki, postişler!
Боюсь, случилась накладка.
Korkarım ki bir pürüz çıktı.
ѕроизошла небольша € накладка.
- İşler biraz karıştı.
- С отделом тоже накладка.
- Neden?
- Извини, накладка вышла.
Böyle hissettiğin için üzgünüm dostum.
Случилась накладка, и устроители зажарили одного из голубей, так что буду рада хорошим новостям.
Birkaç karışıklık olmuş ve yemek görevlileri güvercinlerden birini pişirmiş. Yani iyi haberlere ihtiyacım var.
Ваша Честь, у нас неловкая накладка.
Bu biraz mahcup edici Sayın Yargıç.
- Что? - Сиферт говорит, накладка с тренировками.
- Siefert dedi ki...
Произошла лёгкая накладка с его военной принадлежностью, ну да ладно.
Kadınları ve çocukları öldürmek istemiyorum artık. Onları gerçek insanmış gibi düşünmesini nasıl engelleyebilirim?
О, нет, нет... у них накладка.
Hayır, bir anlaşmazlık var.
Накладка в расписании.
Randevular karışmış.
большая цилиндрическая деталь, и какая-то накладка в конце.
Sonunda da bir tür conta.