English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Russe → Turc / [ Н ] / Невыносимо

Невыносимо traduction Turc

846 traduction parallèle
Невыносимо видеть его мучения!
Artık daha fazla acı çektiğini görmeye katlanamıyorum.
Это невыносимо
Bu kabul edilemez.
- Невыносимо!
- Buna dayanamayacağım.
Это невыносимо!
Daha fazla duramam.
- Что вы, жить дома просто невыносимо.
- Eve artık tahammül edemiyorum dedim size.
Я мог продолжить мою карьеру, только мне все стало невыносимо, когда она меня бросила.
Kariyerime devam edebilirdim, ama beni terk ettikten sonra her şey anlamını kaybetti.
Я ничего не знала, кроме того, что люблю его. Невыносимо.
Dayanılmaz bir aşk ile onu sevmekten başka bir şey bilmiyordum.
Это невыносимо.
- Lütfen!
Неужели? Раньше с ней было трудно, теперь невыносимо.
Eskiden zor biriydi şimdi imkansız oldu.
Продолжать дальше невыносимо. Я выхожу за Марселя.
İlişkimize bu şekilde devam edemem, Marcel'le evleniyorum.
Ты не виноват в том, что она стала невыносимой.
Dayanılmaz biri olması senin suçun değil.
Годами он делал мою жизнь невыносимой, но выставил меня он впервые.
Yıllardır beni azarlayıp duruyordu. Bir hata yaptım ve kovuldum. Onun işini falan alacağımdan korktu herhalde.
Я хотел сказать большое спасибо, потому что ситуация стала совсем невыносимой.
Çok teşekkür ederim, mümkün değilmiş gibi geliyordu bize.
Две женщины на кухне - это невыносимо : дом может сгореть.
Aynı mutfakta iki kadın evi yakıp, kül eder.
Каждый год, в июле, когда жара становилась невыносимой, они отправляли своих женщин и детей вверх по реке, к прохладным горам... или, если получалось, на морское побережье.
Her Temmuz, hava sıcaklığı dayanılmaz olduğunda kadınlarını ve çocuklarını uzağa gönderirlerdi. Nehrin karşısındaki dağlara ya da, eğer mali güçleri yeterse, deniz kıyısına.
Моника, это просто невыносимо!
Monica, dayanamıyorum artık!
Джефф, знаешь ли ты, как невыносимо.. не быть в состоянии вспомнить, что ты делал прошлым вечером, что говорил?
Dün akşam ne yaptığını, neler söylediğini hatırlayamamak ne kadar zor biliyor musun Jeff?
Это невыносимо грустно, но почему-то мне хочется смеяться.
Çok üzücü. Ama nedense içimden gülmek geliyor.
Должно быть, невыносимо быть всё время среди женщин?
Bu kadar çok saflıkla çevrili olmak kışkırtıcı olmalı.
Это становится невыносимо Я ушла через окно.
Beni o kadar bezdirdi ki, kendimi pencereden dışarı atmak zorunda kaldım.
Иногда всё просто невыносимо.
Ama zaman zaman her şey beni hasta ediyor.
Она становится невыносимой, просто невыносимой.
Artık iyice azıttı, hem de fena halde.
Это было невыносимо.
Dayanılmazdı ben de boşanmak istedim.
Боже, это невыносимо!
Tanrım, sen tam bir baş belasısın.
Невыносимо.
- Bence de yeter!
Это невыносимо!
Yapamam, iki elim var benim!
- Становится невыносимо.
Dayanılmaz bir hal alıyor.
Трое в палатке, это невыносимо.
Üç kişi tek çadırda, dayanılır gibi değil.
Хорошо, что я не люблю шпинат, иначе я бы его ел, а это было бы невыносимо.
Lspanağı sevmemem iyi bir şey... sevseydim, yemek zorunda kalırdım... halbuki hiç dayanamam.
Невыносимо думать, что случится такая ужасная вещь.
böyle korkunç bir şeyin yaşandığını düşünemem.
Ну, мне тоже невыносимо об этом думать, но мы не можем...
Ben de düşünemem ama biz...
Это невыносимо.
Doğrusu bu dayanılmaz bir şey.
Думаю, у всех переживших бомбардировку жизнь порой становится невыносимой.
Sonuç olarak bir Atom Bombası kurbanı için, zaman zaman, hayat dayanılmaz oluyor.
Поэтому наличие кого-то, кроме Даниеля, было невыносимо.
İşte bu nedenle Daniel haricinde kimseyi görmek istemiyordum.
Похоже, временами я становлюсь страшно невыносимой. Ещё одна слепая, только, в отличие от тебя, на сто процентов. Я всё ещё не привыкла к коричневой темноте.
Ben başarılı bir kör kadın değilim Gloria ve hala buna alışamadım bu koyu kahverengine.
Конечно, это было невыносимо, но это не причина, чтобы распилить ее.
Elbette sinir bozucu olmuştur... -... ama onu deşmesi için bir sebep değil bu.
Это невыносимо!
Artık dayanamıyorum.
- Это просто невыносимо, мистер Хэндерсон!
Sizinkiler geliyor Bay Henderson.
Очень трудно для меня, но невыносимо для Джон.
Benim için oldukça zor ama John için cehennem gibi.
Хотя вы мне кажетесь невыносимо изворотливым.
Yine de, aklıma güvenilmez bir zihne sahip olduğun geldi. Güvenilmez mi?
Приятель, у меня невыносимо болит зуб.
Tatlım, dişim korkunç ağrıyor.
Боль должна быть невыносимой.
Acısı dayanılmaz olmalı.
- Это совершенно невыносимо!
Bu tahammül edilemez oluyor, Bay Kunstler...
Это невыносимо! Мы прождали здесь 4 часа.
Olacak iş değil.
Это невыносимо!
Yardım edin!
- Почти невыносимо, да?
- Dayanılmaz, değil mi?
Перестань, это невыносимо.
Kes şunu Dix! Buna daha fazla dayanamayacağım!
" Это невыносимо.
Neredeyse " Böyle devam edemem.
Это так невыносимо.
Yeter artık, yeter!
Это невыносимо, вернись ко мне!
- Ne istiyorsun?
Это невыносимо!
Artık dayanamıyorum!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]