Неудобства traduction Turc
431 traduction parallèle
Не хотел доставлять тебе неудобства.
Seni yatağından etmek istemezdim.
- Я не хочу причинять неудобства.
- Rahatsızlık vermek istemem.
Я не хочу, чтоб из-за меня кто-то испытывал неудобства.
Hiç kimseye rahatsızlık vermek istemem.
Извините за причиненные неудобства.
Sorunlarım için özür dilerim.
Прости за все эти неудобства.
Bu sefilliğe katlanmanız beni çok üzüyor hanımefendi.
Уверена, что доставляю неудобства, однако, Марк, я очень хочу...
Sıkıntı verdiğimin farkındayım, ama seni görmeyi gerçekten...
Это слишком большие неудобства.
Çok zahmet olur.
У нее большая, хорошая комната, а у меня темно, холодно, сыро, одним словом все неудобства.
Odasını seviyordu. Benim odam berbattır.
( ЖАК ХИХИКАЕТ ) Жак : Простите меня за эти неудобства.
Rahatsız ettiğim için özür dilerim.
Мы знаем свои права. Вы создаете неудобства и нарушаете спокойствие!
Trafiği engelliyor ve huzuru bozuyorsunuz!
ЛОНДОНСКИЙ ДЕПАРТАМЕНТ ТРАНСПОРТА ПРИНОСИТ СВОИ ИЗВИНЕНИЯ ЗА ДОСТАВЛЕННЫЕ НЕУДОБСТВА. "
- HOBBS DURAĞI MERKEZ HAT UZATMA İNŞAATI
Она доставляет неудобства, но справиться можно.
Rahatsızlık verdiği ortada ama, başa çıkmak mümkün.
Лишь мелкие неудобства, неизбежные при контакте с людьми.
İnsanlar devreye girdiğinde kaçınılmaz olan ufak tefek sorunlar sadece.
Вы доставили неудобства этой женщине и выставили дураком себя... и эту железнодорожную компанию.
Bu hanımı rahatsız ettin, kendini ve demiryolunu aptal yerine koydun.
- Извините меня, мсье, за эти неудобства, но после закрытия всё так сложно.
Bütün bu önlemlerden dolayı özür dilerim. Kapattıktan sonra işlem çok karışık.
Мне жаль, что я причинил вам неудобства.
Rahatsızlık verdiysem özür dilerim.
- Мы не хотим быть причиной неудобства...
- Size zahmet olmak istemeyiz.
Мисис Carlill получила неудобства... от использования шара.
Carlill, ilaçları kullanarak... istemediği bir duruma düştü.
Поэтому, вы имеете юридически обязательный договор... когда каждая сторона дает что-то другой стороне... или же ей были причинены неудобства другой стороной.
Yani, bağlayıcı bir sözleşme... taraflar birbirlerine bazı şeyler verdiklerinde veya... biri diğer tarafça zor duruma düşürüldüğünde vardır.
Прошу прощения за эти неудобства, но мы опаздываем из-за того, что нас не разбудили.
Tüm bu sıkıntı için üzgünüm... ama geç kalmamızın sebebi telefonla uyandırılmamamız. Canım, çok üzgünüm.
Изменив его, мы причиним им серьезные неудобства.
Şimdi bir değiştirirsek, bundan çok rahatsız olabilirler.
Мы сожалеем, что причинили вам неудобства и изрядно вас потрясли.
Kabindeki hareketlilikten kaynaklanan rahatsızlıktan dolayı özür dileriz.
Конечно. - Если это причинит неудобства...
Eğer senin için uygun değilse...
Я заплачу за неудобства. Да?
Ölmediğim sürece, sana çabalarının karşılığını öderim.
ћы приносим извинени € за возможные неудобства, но ÷ ентрал — ервисес не принимает звонки между 23 : 00 и 9 : 00.
Merkezi Hizmetleri aradığınız için teşekkürler. 23 : 00 ile 9 : 00 saatleri arası Servis vermemektedir.
Извините за причиненные неудобства. - Боже, какой сложный выбор.
"Rehetsizlik için, çok ama çok özürler dilerim."
- Мы не хотим причинять вам неудобства.
- Sorun olmak istemeyiz.
Если мы не выполним обещание, это доставит мне кое-какие неудобства.
Başarısız olursak büyük bir sıkıntı yaşayacağım.
Кажется, мы создаем вам неудобства.
Görünüşe bakılırsa, senin canını sıktık.
Нам бы не хотелось причинять вам неудобства.
Bu verdiğimiz rahatsızlık için.
Также он сказал, что пойдём по отдельности, потому что, если фанаты увидят его в кинотеатре, нам придётся испытать лишние неудобства.
Bizimle birlikte gelmeyeceğini söyledi. Yoksa hayranları sinemanın önünde bizi rahatsız ederlermiş.
Мы извиняемся за неудобства, но мы все будем на земле через несколько минут.
Bu rahatsızlıktan dolayı özür dileriz. Fakat birkaç dakika içinde alana inmiş olacağız. Teşekkür ederim.
Извини, что причиняю тебе неудобства, Но мне придется задержать тебя для допроса в ФБР.
Tatsız bir durum, kusura bakma... ama FBl tarafından sorgulanman için seni nezarete alacağım.
Зачем терпеть неудобства если это не обязательно?
Olmak zorunda değilsen, neden rahatsız olasın ki?
В качестве платы за все причиненные Бартом неудобства!
sadece olan her şey için bir ödeşme Bart'ın yaptıkları!
Это сложное устройство, но оно не будет доставлять неудобства.
Oldukça ağır bir şeydir ama kesinlikle rahatsız hissetmeyecek.
Я накину лишние 10 тонн за неудобства.
Ona bu rahatsızlık yüzünden 10.000 daha fazla ödeyeceğim.
Приносим извинения за неудобства.
Rahatsızlık verdiysek affola.
Мы приносим извинения за неудобства и прерываем нашу программу для чрезвычайного сообщения.
Bu acil duyuru dolayısıyla programımızı böldüğümüz için özür dileriz.
Извините за неудобства.
Beklettiğimiz için özür dileriz.
- извините за причиненные неудобства.
Rahatsızlık verdiğimiz için özür dileriz.
Я не хотела бы доставить вам неудобства.
- Size rahatsızlık vermek istemem.
Извините за неудобства, но мы должны выйти.
Rahatsızlık için özür dilerim, ama dışarıya çıkmamız lazım.
Им нужно будет дать по паре сотен долларов за доставленные им неудобства, понимаете?
Onlara birkaç yüz dolar verirsiniz hani verdiğiniz rahatsızlıktan ötürü.
- Ну, думай в другом месте, ты причиняешь мне неудобства.
Git başka yerde düşün. Beni rahatsız ediyorsun.
Надеюсь, мы не причинили Вам неудобства?
Umarız, sizi sıkıntıya düşürmemişizdir.
Нет ничего, абсолютно ничего такого, что могло бы причинить вам неудобства.
Sizi burada hiçbirşey ama hiçbirşey rahatsız edemez.
Девяносто девяти процентам жителей этого мира ложь доставляет неудобства.
Dünyanın % 99'u bir yalan ile rahat edemez Bay Wayland.
Но я не могла причинить неудобства людям, которые довели меня так далеко!
Ama beni buraya getiren insanları yüzüstü bırakamam!
Если хочешь быть в Команде Скуби, придется испытывать неудобства время от времени.
Scooby çetesinin mensubu olmak istiyorsan arada bir birilerinin canını sıkmasına izin vereceksin.
Извините за неудобства.
Rahatsız ettiğim için özür dilerim.