Обедал traduction Turc
239 traduction parallèle
"ы сказал, что пришЄл домой из кегельбана, прин € л душ и потом обедал в" айт — пот.
Bowling salonundan eve geldiğini, yıkandığını ve White Spot'ta akşam yemeği yediğini söylüyorsun.
- ѕотом ты обедал? " ы обедал.
- Sonra yemek mi yedin? Yemek yedin.
- " ы обедал.
- Yemek yedin.
- я обедал у Ёнди, потом € пошЄл...
- Andy'nin Yeri'nde yedim, sonra yürüdüm...
- Обедал с Рут Моррисон.
- Ruth Morrison'la öğle yemeği yediler.
Я обедал с Карен три часа назад.
Karen'la üç saat önce yemekteydim.
Он у нас обедал, 260 калорий.
Buraya yemeğe geldi, 260 kalori.
Ты обедал, а я нет.
Sen öğle yemeği yedin ama ben yemedim.
Кстати, вчера я обедал с г-ном Кассиусом в посольстве.
Aslında Bay Cassius ile Büyükelçilikte yemek yedim.
- Но я хочу есть, я не обедал.
Ama acıktım, kahvaltı etmedim...
В день, когда у нас обедал Пьер Мори.
- Pierre Maury yemeğe gelmişti.
Ты обедал?
- Öğlen bir şey yedin mi?
Я с ним вчера обедал.
Bu gece onunla yemek yiyeceğim.
Я обедал с парнями из NBC, я спросил : "Вы уже поели?"
Geçenlerde de NBC'den birileriyle yemek yiyecektim. "Yediniz mi, beni mi beklediniz?" dedim.
Ты обедал?
- Yemek yedin mi?
Ты обедал?
Sen yemeğini yedin mi?
- Я с Альваресом один раз обедал.
- Ben Benny ile yemeğe çıkmıştım.
Он обедал и решал важные дела.
İşleriyle kafası meşgulmüş. Fırınlanmış balık yiyormuş.
Я уже обедал.
- Ben yemeğimi yedim.
Я обедал. Мне звонил капитан Патон.
- Kaptan Panton'dan telefon aldım.
Он обедал в своем клубе.
Öğlen yemeğini kulüpte yiyecekti.
Обедал когда-нибудь в " ИН ЭНД АУТ?
Gir Çık Burgere gittin mi hiç?
Эдвард сказал, что сегодня обедал у Джекки. Она абсолютно изменила свою кухню.
Bill, Edward bugün yemeğini Jackie'de yemiş ve mutfağını baştan aşağı yeniden yaptırdı.
Как только там оказался, хотел вступить в ВВС но их вербовщик обедал.
Oraya geldiğim an, Hava Kuvvetlerine katılmaya çalıştım ama görevli memur öğle yemeğine çıkmıştı.
Бывало, я с ним обедал.
Eskiden onunla yemeğe çıkardık.
Позднее, он сказал полиции Далласа, что обедал в кабинете на втором этаже.
Daha sonra polise ikinci kattaki yemek salonunda olduğunu söyledi.
Однажды я обедал с Львом Толстым.
Ah, bir keresinde Tolstoy'la öğle yemeği yedim.
Я там каждый день обедал тем летом.
O yaz her gün oranın önünde öğle yemeği yedim.
- Ты обедал? - Да.
- Yemek yedin mi?
Я только что обедал с женщиной, которая выглядит в точности как ты.
Biraz önce tıpkı sana benzeyen biriyle yemek yedim.
- Ты обедал с Сейнфелдами?
- Seinfeld'lerle akşam yemeği mi yedin?
Я бы едва ли с ними обедал.
Ben onlarla dışarı çıkmadım bile.
Насколько я понимаю, он часто обедал в этом доме.
Ama bu eve sık sık yemek davetlerine gelirmiş.
После её прибьiтия сэр Дэнверс не обедал у нас ни разу.
Sir Danvers'ın o başladıktan sonra buraya geldiğini sanmıyorum.
Я обедал в ресторане у МакГинти и некоторые из посетителей очень хотели бы с тобой встретиться и я надеялся, что после шоу ты мог бы зайти и выпить с ними.
McGinty'de öğle yemeği yedim. Seninle tanışmak isteyenler var. Belki programdan sonra bir şey içmeye uğrarsın.
Мой дядя Лео, я обедал с ним на днях.
Amcam Leo, Geçen dün onunla bir yemek yedik.
Потому что я почти каждый день обедал там и завел дружбу с поваром.
Çünkü ben oradayken yemeğimi hemen her gün o lokantada yedim ve oranın aşçısıyla da iyi dost olduk.
Я ещё не обедал.
Daha yemek yemedim.
Я обедал дома.
Evet, ben de şimdi gidecektim şerif.
Я обедал в 11.
11'de öğle yemeği yemiştim.
Да, я обедал с ней.
- Evet, onunla yemekteydim.
Да я обедал у них несколько дней назад.
Daha birkaç akşam önce akşam yemeği yemiştik.
Я здесь обедал.
Eskiden orada yerdim.
Не думаю, чтобы он обедал в 6 : 30 вечера.
6 : 30'da yemeğe gittiğini sanmıyorum.
- Знаете, я обедал с девушкой, с соседкой.
O kızla yemek yedim.
- Я уже обедал, я же сказал.
- Sana söyledim. Önceden yemek yedim.
Я возвращался... вот уж не думал, что найду их... По-видимому, я оставил их там, когда обедал.
Geri gelmiştim ama... onları bulamam diye düşündüm... öğle yemeğinde bankta bırakmış olmalıyım.
Но вот здесь он обедал и пробыл, наверное, вечность.
Öğle yemeği için oraya gitti ve şimdiye kadar da oradaydı.
Я придумал шутку 2 месяца назад, когда обедал со Стивом.
Tamam, Chandler, önce sen başla. Tamam, bu şakayı 2 ay önce Steve'le yemekteyken düşünmüştüm.
ќднажды € обедал с реб € тами из NBC и сказал про что-то : "Ќе ожидал!"
El yazını düzeltmelisin.
Я... еще не обедал.
Henüz yemek yemedim.