Осёл traduction Turc
766 traduction parallèle
Ладно, я - курьер. Но вы - просто осёл.
" Bir odacı olabilirim, ama sen tam bir götsün.
Ах ты старый осёл!
- Seni eşek - Seni yaşlı sıçan.
Дэтси аин шматси? [Куда ты смотрел старый осёл? ]
Sen geri zekalı mısın?
Кобыла и осёл смогут унести всю поклажу.
Kısrakla eşşek herşeyi taşır.
Прочь, поспеши, глупый осёл!
Acele et aptal, acele et ve git
Есть ли среди собравшихся осёл?
Bu saygın topluluk arasında var mı bir kuş beyinli?
Глупый осёл.
Aptal götlek.
Дядя Исаак - старый осёл и никогда не узнает, что Александр был здесь.
Isak amca yaşlı keçinin teki. Alexander'ın ziyaretini bilmesinin lüzumu yok.
" И будет он, аки дикий осёл.
" Ve o vahşi bir adam olacak.
Осёл.
Ne serseri.
Хаотично двигаясь в попытках защититься, осел сбросил остальные ульи и облако пчел покрыло его.
Hayvanın kendisini korumak için yaptığı hareketler diğer kovanların da düşmesine neden oldu ve arı sürüsü onu felakete itti.
Через час осел был мертв.
Bir saat sonra, ölmüştü.
"После тюрьмы Рокки Салливан, как полагают, осел в родном квартале".
Cezaevinden çıkınca eski mahallesine... ... dönen Sullivan, birkaç gün sonra...
- Осел - во всем осел.
- Budalalar, her yerde budaladır.
Я осел на месте.
Yerleştim.
Она упрямая, как осел.
Katır gibi inatçı.
Где деньги, старый осел?
Para nerede aptal, ihtiyar, bunak? Para nerede?
Знавал я одного парня, который чуял золото, как осел воду.
İster inanın, ister inanmayın... suyu koklayan eşek gibi altın koklayan birini tanıyorum.
Вы тупее, чем самый тупой осел!
En salak eşekten bile daha salaksınız.
Я не такой осел.
Aptal değilim.
Я подумал, как глупо поступил этот старый осел.
Yaşlı sersemin yaptığı ahmaklığa gülüyorum.
Ладно, для таких олухов как ты : возьмем его вещи и прямиком на север, а старый осел останется с носом.
Tamam, senin gibi bir budalaya açıklayayım... tüm malları alıp doğru kuzeye gideceğiz ve ihtiyarı bırakacağız.
- Пошел вон, осел.
- Git işine seni yaşlı eşek.
Если я осел, то вы мой брат! Давайте, просыпайтесь!
Pekala, ben eşeksen sen de benim kardeşimsin.
Упрямый, как осел.
Bir katır kadar inatçı.
- Только вот тут что-то осел.
Ama eski dostlarımdan ayrılmak istemiyorum.
Да иди же ты, упрямый осел!
Yürüsene be, inatçı hayvan. Yürü! Yürü diyorum sana.
Потому что осел, у которого сзади плеть, а впереди морковка, бежит вперед, а не назад.
Arkasında sopayı hissedip önünde havucu gören eşek daima geriye değil, ileriye gider de ondan.
Старбак, жалкий осел.
Starbuck, seni sersem kaçık!
– Кто? – Кто бы ни был, ты, осел.
- Bunu kim yaptıysa, seni ahmak.
Я вел себя как осел.
Eşeklik ettim.
Тот старый осел?
- Mirasına sizi de dahil etmiş.
Ты упрямый осел!
Mankafa! Budala!
Глупый осел!
Ahmak eşek!
И самый большой осел.
- Ne kaba bir adam.
Она упряма как осел.
Katır kadar inatçı.
- Разуй глаза осел!
- Gözlerini dört aç seni götveren!
Этот осел Уолш не только свой корабль раздолбал, но, спасая...
O sersem, Walsh, yalnızca kendi gemisini değil...
- Да мой осел идет за Вами, как привязанный. - Осел? - Ну да.
Benim eşeğim size iple bağlıymış gibi peşinizden gidiyor.
— Я псих, но не осел.
Ben itin tekiyim. - Senden bahsediyorlar, gerçekten.
Тупой осел!
Aptal herif!
А ты как осел.
Sen de götleklere benzemeye başladın.
Только осел носит пистолет за ремнем.
Bu kadarını taşımak için insanın manyak olması lazım.
Tы на середине дороги, осел!
Yol ortasındasın, sersem!
- Ты голая? - Отстань, осел.
Kes sesini salak.
Обделенный от природы и тупой как осел.
Doğarken Tanrı hiçbir şey vermemiş.
Ты это понимаешь? Ты, невежественный осел?
Bunu anlıyor musun, cahil herif?
- Потому что он упрямый, как осел.
Bütün... -... mesele bu. - Beton gibi kalın bir kafası var.
- Я же не осел.
- Köylü değilim.
Э, словно ты совсем чистый брюнет. Выглядишь, как наш старый осел.
Ee sanki seninki siyah, sen de bizim yaşlı eşeğe dönmüşsün.
Эй! Осел твоя родня.
Hoşt eşek senin sülalen lan.