Пацан traduction Turc
2,123 traduction parallèle
Но он замечательный пацан.
Ama, aa, gerçekten inanılmaz bir çocuk o, yine de.
Этот пацан?
Çocuk bu mu?
Пацан, пригнись!
Yere yat, evlât!
Пошли, пацан, они ждут тебя внутри.
- Hadi ama evlât, içeride bekliyorlar.
- Да? - Очень шустрый пацан.
Spastik velet.
Я знаю, ты думаешь, ты весь из себя такой крутой пацан.
Kendini, salınarak dolaşan, müthiş biri sandığını biliyorum.
Что же, у нас есть пацан, который пытается поступать правильно.
Peki, burada doğru şeyi yapmaya çalışan bir çocuk var.
Тот пацан с улицы, которого вы убили?
O kimdir? Öldürdüğün fahişe delikanlı mı?
Слышь, братан, так-то ваще пацан нормальный.
Dostum, sen iyi bir adamsın.
Наш пацан Мэтт катился по дороге такой весь на расслабоне вел скиттеров подальше от подмоги занял их погоней и тут мы со спины в них бум!
# Kankamız Matt, girdi çıkmaz sokağa. # Sonra birden dedi, "Oha!". # Bu Sıçrayanları düşürmeli tuzağa.
Руки прочь от пластинок, пацан.
Plaklardan ellerini çek, çömez.
Ты меня раздражаешь, пацан.
Beni sinirlendiriyorsun evlat.
- Пацан очнулся.
- Çocuk kendine gelmiş.
Он же ещё пацан...
Daha çocuk.
Эй, пацан.
Hey, evlat.
Давай по делу, пацан.
Aramızda anlaşabiliriz.
Подумай лУчше, пацан.
Bir düşün.
Ты жалок. Пацан, который не может сохранить брак родителей вообще не пацан.
Ailesinin evliliğini bir arada tutamayan bir çocuk çocuk olamamış demektir.
Пацан на побегушках?
Bir dağıtıcı olarak mı?
Так с женщиной обращаться ты не будешь, пацан, не при мне.
Bayanlara bu şekilde davranamazsın, evlat, hele ki benim yanımdakilere.
- Привет, пацан.
- Merhaba, dostum. Nasıl gidiyor?
Как дела, пацан?
İyi misin, dostum?
У него ферма на той стороне, жена беременная, пацан - ровесник Райана.
Yolun karşısında bir çiftliği, hamile bir eşi,... ve Ryan yaşlarında bir oğlu var.
Пацан рыдал как ребенок на допросах и на суде...
Çocuk, sorgulama sırasında da duruşma sırasında da bebek gibi zırladı.
Ты не ударил в грязь лицом, пацан.
Kendini ispatladın, evlat.
Быстро ты научился соображать, пацан.
Çok çabuk ilerleme kaydettin, evlat.
Пацан и Андреа оба говорят, что они вернулись за мной. И что?
Çocuk da Andrea da beni aramak için döndüklerini söyledi.
Вали ее, пацан! Вали!
Bitir işini hadi.
Мой пацан обожает животных.
Çocuğum hayvanlara bayılıyor.
- Да. Ладно, пацан, как хочешь.
Peki, sen diyorsan öyledir katil.
Я о своих обидах не говорил. Так же как и ты не говоришь ничего, кроме как : "Живо, пацан."
Gücendim demiyorum ben senin gibi "zıpla, evlat" da demedim.
Вы меня не знаете, я друг Оуэна, он хороший пацан и скоро он вас навестит.
Çok iyi bir çocuk ve çok yakında seni görmeye gelecek.
Пацан, признавайся, куда моя Мэри умотала! ?
Çocuk, Mary'nin nereye gittiğini söylesene.
Пацан был геем до мозга костей.
Çocuk bir bahar elbisesi kadar geydi.
В общем, я думал, Эван покончил с ним, Пацан тоже.
Bir an Evan'ın işinin bittiğini düşündüm, çocuğun da...
Пацан просто помахал нам рукой.
Çocuk bize el sallıyordu.
Пацан... просто береги себя.
Evlat kendine dikkat et.
Сейчас будет шоу, пацан.
Evet. Cümbüşe düştük, evlat.
Не стоит этого делать, пацан.
Bunu yapmak istemezsin.
- Он терпелив, пацан.
Sana fazlasıyla tahammül gösterdi, evlat.
Это на твоей совести, пацан.
Bunun sorumlusu sensin, çocuk.
Этот пацан – мой кузен.
Yanımdaki eleman kuzenimdi.
Какой-то пацан.
Çocuğun biri gelmiş.
Видишь, этот пацан никак не хочет смотреть в чертов объектив.
Gördün mü, bu çocuk lanet lense hiç bakmıyor.
Хороший пацан.
İyi çocuk.
Привет, пацан. Как дела?
Selam evlat, n'aber?
- Тебя гидрировали, пацан.
- Hidrojenize oldun dostum!
Ты изменился, пацан.
Sen değiştin çocuk.
Пацан, в которого я стреляла, в стабильном состоянии.
Vurduğum çocuğun durumu düzelmiş.
- Нет, пацан.
- Hayır evlat.
Тот пацан.
Şu çocuk.