Природа traduction Turc
1,171 traduction parallèle
Тибальт, природа чувств моих к тебе велит простить твою слепую злобу.
Sende Romeo ile aynı havayı çalıyorsun? Çalmak! Sen bizi çalgıcı yerine mi koyuyorsun?
Я тебя умоляю. На станции хотят заменить меня Хелен Гроган более известную как Мама Природа.
Sana yalvarıyorum Radyo, yerime daha çok Doğa Ana diye bilinen Helen Grogan'ı geçirmek istiyor.
Представь, женщина связывает с ребёнком такие большие мечты и надежды а природа так жестоко с ней поступает.
Düşünsene bir kadın doğacak bebeği için onca hayale kapılıyor sonra doğa durumu ölümcül bir hale sokuyor.
Один лишь инстинкт и природа.
Sadece içgüdü ve doğa.
Проклятье, я Мать-природа.
Doğa Ana benim, anasını satayım!
И природа-мать сможет начать всё с начала.
Böylece de Doğa Ana yeniden iş başı yapacak.
природа умирает
Tabiat ölüyor.
Это сама природа в ее лучшем проявлении.
Sana bir şey söyleyeyim, Ally. Doğa onun üzerinde en iyi işini çıkarmış.
Минбари не убивают Минбари но когда их убивает природа, ночь, холод разве это не убийство?
Minbariler birbirlerini öldürmezler ama bunun için soğuğu ve geceyi kullanmak da cinayetten sayılmaz mı?
Таковыми их создала природа.
Kendi hataları değil.
Как будто сама природа напоминает тебе, что ты всё ещё животное.
Doğanın hala bir hayvan olduğunuzu hatırlatması gibi.
Парень из программы "Дикая Природа" придёт к тебе в квартиру?
"Hayvanlar Alemi" ni sunan adam senin evine mi gelecek?
Мать природа - безумный ученый, Джерри.
Tabiat Ana çılgın bir bilim insanıdır, Jerry.
Наша противоречивая природа, наша индивидуальность.
Çatışan doğamız. Bireyselliğimiz
Даже если Седьмая и хотела бы остаться на "Вояджере", ее борговская природа побеждает.
Eğer o gemide kalmak isteseydi Borg doğası ortaya çıkabilirdi.
Или просто человеческая природа?
Yoksa insan doğası gereği miydi?
Это природа.
Bak, her gün kaplanlar ölüyor.
Я тебе скажу, что такое природа.
Doğa böyle bir şey.
Эдди, можно задать тебе вопрос? Меня интересует природа лапши, которую вы вешаете себе на уши.
Çünkü bazı insanları kendilerinin yarattıkları... zırvalıklar hakkında meraklıyım da.
Природа - это дерево, а судьба...
"Doğa" burada ağaç oluyor.
Какова природа твоего интереса к Джо?
Şey...
Природа была порядком. Порядок был системой.
Doğayı takip ediyordum, doğa düzendi ve düzen sistemdi.
Дикая природа.
Bilirsin gerçek doğa.
И нам не нужно стыдиться, что мы так хотим. Посмотрите на закон со стороны - природа, фактически, одобряет это.
Yasalar bir tarafa, aslında doğa buna onay veriyor.
Такова природа свидетельствования.
Seyirciliğin doğası budur.
И какова была природа соренования?
Amacı neydi peki bu bahisin?
Когда мы подъехали к дому Ленни... я поразилась, как место, где одна природа... может выглядеть так неестесственно.
Spor arabayı Hollyhock Sokağına doğru sürerken normalliklerle dolu bir yerin nasıl bu kadar anormal görünebildiğini merak ettim.
Там кругом природа. Они ждут нас.
Yabani hayat bizi bekliyor.
Посмотрим "Дикая природа".
Bir bakalım. Hmm, "Vahşi Hayvanlar".
Но Мать-Природа говорит, "Нет!"
Sonra Doğa Ana der ki ; " Hayır!
- Природа разговора была совсем иной.
Konuşmanın doğası ondan uzaklaştırdı.
Но я люблю тебя, кроме всего прочего, за то, что природа создала тебя женщиной.
Ama seni seviyorum "diğer şeylerin arasında" çünkü doğa seni bir kadın yaptı.
- Под качество... - Так же вы сказали природа.
- Benim nitelikle kastettiğim...
Природа тоже сыграла свою роль.
Ayrıca doğasından da bahsettiniz. Bu işte doğanın da bir rolü var, değil mi?
Мужчина находит свою жену с другим мужчиной, природа говорит "действуй", верно?
Bir adam karısını yatakta başka bir adamla yakalıyor. Doğa bu durumda hareket ister.
Такова моя природа.
Yapım böyle.
Может тебе нужна природа получше.
Belki daha uysal bir yapıya ihtiyaçın var.
Так природа сообщает, что больше толкать не надо.
Yeterince itip itmediğini öyle anlarsın.
- Природа меня не обделила.
- Benimki biraz büyük de.
Как будто матушка природа делала его в спешке, и все было с небольшими дефектами.
Sanki tabiat ana herşeyi biraz yanlış yapmış.
Когда природа бесчинствует, это значит, что у Бога не приняли к оплате чек.
Doğa bize karşı acımasız olduğunda bu Tanrı'nın bir lütfunun karşılıksız çıkması demektir.
В Африке - дикая природа.
Afrika'da arazide dolaşmıştım.
- Ну, если взглянуть на него отсюда... Если смотришь на него отсюда, видно, что природа по-прежнему доминирует.
- Eğer buradan bakacak olursan, yani yukarıdan bakacak olursan, doğa hâlâ egemen kuvvet.
Такова природа нашей профессии.
Bu mesleğin doğasındandı.
Ёто ваша природа.
Doğan böyle.
Я знаю, это природа. Но...
- Biliyorum bu normal...
Неизменимы, как сама природа. Да...
Doğa kanunları gibi değiştirilemez şeyler.
Природа предусмотрела у него и пенис, и влагалище.
Hem vajinası hem de penisi olan biri sanki.
Такова природа сделок.
Kongrelerin doğası budur.
- Природа?
Doğası uzaklaştırdı?
Природа подчинится мне, как люди.
Doğa adamların yaptığı gibi itaat etmeli.