Слабовато traduction Turc
62 traduction parallèle
Слабовато для такой женщины.
Böyle bir anda, önemsiz bir konu bu.
Слабовато.
Bize pek yardımı olmaz.
Слабовато.
Pek şansı yok.
Немного слабовато для меня.
Benim için biraz fazla tatlı.
Оно приятно, это винцо, хотя и несколько слабовато.
Şarabın meyve aromalı. Ama fazla sulu.
Но на коньках он слабовато держится.
Evet ama iyi bir patenci değil.
" десь всегда бывает слабовато перед королевским парадом.
Kraliyet teftişlerinden önce hiç hareket olmaz burada.
Слабовато для тайного агента русской разведки.
Bir Rus ajana göre hiç iyi değil.
Особенно сейчас, когда у слабовато с охраной.
Özellikle gücümüz bu derece zayıfken.
У вас двоих что, очко слабовато, чтоб при мне по-английски разговаривать?
Ne? İngilizce olarak bana yüz korkuyor musunuz?
- Слабовато.
- Çok zayıf bir vuruştu.
Он не словами трахает, с этим у него слабовато.
Ayrıca cinsellik hakkında pek konuşmuyor, konuşunca da saçmalıyor.
Мы слабовато работаем по делам в других областях.
Başka bölgelerden gelen kovuşturmalar var. Biraz ihmalci davrandık.
С точки зрения суда это слабовато.
Hukuken, biraz zayıf.
Что-то слабовато верится.
Sence buna neden inanıyorum?
Слабовато.
Hiç de bile?
Монстр? Ну да, она выглядит больной но я думаю, что для монстра это как-то слабовато
Hasta göründüğünün farkındayım, ama suçu canavara yüklemek biraz abartılı kaçmıyor mu?
Слабовато как-то, учитывая то, сколько мы их пасём, Лестер.
Lester adamları takip etme süremize bakarsak bu durum yeterli değil.
Слабовато, чувак.
Çok acizceydi, ahbap.
Ну, это слабовато только в том случае, если проклятие не является правдой.
Ancak lanet gerçek olmasaydı acizce olurdu.
Слабовато. Дай-ка я.
Yapamıyor musun?
Слабовато. Как же я признаюсь, вами разочарована.
Kendini birazcık bile zorlamadın.
Слабовато газует!
Yeterince benzini yok!
Слабовато, мой друг!
- Acınası durumdasın, arkadaşım!
- Как-то слабовато.
- Çok sıradan. - Değmez.
Слабовато.
Ah, çok korkakça attın.
И позвольте мне только сказать, Кое-что у него совсем не слабовато!
Ve söylemeliyim ki, pörtlek gözlü değil.
- Слабовато.
Bu biraz saçmaydı.
Слабовато.
Düşük bir ihtimal.
Совсем не слабовато.
Bu düşük bir ihtimal değil.
Слабовато.
Zayıf bir atıştı.
Эй, как-то слабовато.
Çok zayıf.
Слабовато народ ходит.
- Baştan savar gibi.
- Слабовато.
Ezikçeydi.
Слабовато.
- Solakmış.
Слабовато?
Berbat mı?
Не слабовато, но - скучно.
Berbat değil ama... Sıkıcı.
- Слабовато.
- Hiç olmadı.
Слабовато.
Ayıp ettim kadına.
Слабовато, Фостер.
Yetersiz, Foster.
Слабовато.
Çok yetersiz.
- Слабовато.
- Onu zar zor sakinleştirebildik.
Слабовато, сэр
Biraz güçsüz.
Соображаешь ты слабовато, а?
Pek iyi düşünmedin, değil mi?
Слабовато вышло...
Çok zavallı bir...
С чувством юмора у тебя слабовато, да?
Espriden anlamıyorsun demek?
Слабовато.
Hiç acımadı.
- Слабовато.
- Çok zavallı! - Kabul et Anderson...
Слабовато.
Hepsini ye!
Ты слабовато владеешь мечом.
Kılıçtaki ustalığın tatmin uyandırmıyor.
Слабовато верится...
Bu pek uymuyor.
слабость 98
слабо 93
слабо верится 17
слабости 26
слабое звено 43
слабоумие 26
слабой 18
слабое место 20
слабоумный 20
слабое утешение 17
слабо 93
слабо верится 17
слабости 26
слабое звено 43
слабоумие 26
слабой 18
слабое место 20
слабоумный 20
слабое утешение 17