Стыдно traduction Turc
3,899 traduction parallèle
Мне было стыдно, что испортила тебе свидание, и я решила загладить свою вину.
Randevunu mahvettiğim için kendimi kötü hissettim,... bunu telefi etmek istedim.
Мне стыдно.
Utanıyordum.
Он помог мне, потому что ему было стыдно за то, кем я стал
Benden utandığı için yardım etti.
Так мне должно быть стыдно за мои стремления?
Amaçladıklarım için kendimi utanmış mı hissetmeliyim?
Как вам не стыдно.
Utanın kendinizden.
Тебе стыдно?
Utanıyor musun?
Извинись, скажи, что нам стыдно, и это в последний раз.
Sadece özür dile, korkunç hissettiğimizi, bir daha olmayacağını söyle.
А я возможно переехал ящерицу своим инвалидным креслом, и мне стыдно.
Tekerlekli sandalyemle bir kertenkele ezmiş olabilirim ama bundan utanıyorum.
Не знаю, мне очень стыдно, я облажалась.
Bilmiyorum, berbat hissediyorum, berbat ettim çünkü.
Не верится, что мне стало стыдно открывать бутылку в машине.
Bunu arabada açtığım için üzüldüğüme inanamıyorum.
Мне никогда не было так стыдно.
- Hiç bu kadar kendimden utanmamıştım.
Стыдно признать, доктор Маллард, но я испытал облегчение, когда вы пригласили меня ассистировать.
Bunu kabul etmek istemem, Dr. Mallard ama beni yardım etmek için aradığınızda oldukça rahatladım.
Мне так стыдно приехать суда таким образом... но мне больше некуда идти.
Buraya böyle geldiğim için çok utanıyorum ama gidecek başka bir yerim yoktu.
Или тебе стыдно выходить в свет со мной?
Yoksa benimle toplumda görülmekten utanıyor musun?
Стыдно называть тебя своим другом.
Arkadaşım olduğun için kendimden utanıyorum.
Мне так стыдно.
Çok utanıyorum.
Дело не в том, что Хлое стыдно.
Bu Chloe'nin mahçup olması ile ilgili değil.
Как не стыдно.
Utan kendinden.
Тебе не стыдно?
Hiç mi utanmıyorsun?
Этот дяденька очень плохой ты... какая странная одежда не стыдно использовать такой подход?
Bu Ajussi gerçekten kötü birisi. Sen... ne hırpani giyinmiş. Memleketin en iyi muhabirlerinden biriyken bir hikayeye bu şekilde yaklaşamazsın.
Тебе должно быть стыдно.
- Kendinizden utanmanız gerek.
Мне стыдно.
- Utanıyorum da.
Так стыдно за это.
Ne utanç verici.
Теперь мне просто стыдно.
Şimdi çok utandım ama.
Мне было стыдно смотреть, как Аннализа все это отмывает.
Analisa'nın tek başına temizlediğini gördüğüm de kendimi çok kötü hissettim.
Это стыдно, знаете, ведь... Годами, я говорил вам не принимать "нет" как ответ, так?
Ne yazıktır ki yıllardır size "hayır" ı cevap olarak kabul etmeyin diyorum, değil mi?
Мне не стыдно в этом признаться.
İtiraf etmekten utanmıyorum.
Мне стыдно было просить подругу, чтобы вернуться и... взять дитя из средней школы.
Arkadaşlarımdan geri dönmesini isteyip orta okuldaki çocuğun tekini almak utanç verici.
Но им стало стыдно.
Ama sonradan ben suçluluk hissettim.
Как тебе не стыдно!
- Nasıl böyle konuşabiliyorsun?
За людей стыдно.
Bilmiyordum Bu utancı görerek yaşayacağımı...
Мне стыдно признать, но я жестоко ошибался в твоём отце.
Küçük daniel... affet beni.
Так стыдно.
Çok utanç verici.
Мне стыдно.
Utanıyorum.
Даже стыдно.
Utanç verici.
Стыдно признаться, но я не знаю, где я.
Utanarak söylüyorum ki nerede olduğumu bilmiyorum.
Потом мне было стыдно.
Bunu yaptığım için çok pişman oldum
И мне не стыдно в этом признаться.
Bunu itiraf etmekten utanmıyorum.
Вам должно быть стыдно за себя.
Kendinizden utanmalısınız.
Ему наверняка очень стыдно.
Baban senden utanıyor olsa gerek.
Брюс, пожалуйста, мне будет за тебя стыдно.
Ne? Brucey lütfen ama.
Однажды, я повернула цветок, потому что мне было стыдно переодеваться перед ним.
Bir kere önünde soyunmaya utandığımdan bir çiçeğin yerini değiştirmiştim.
Просто стыдно.
Ne utanç verici.
- Черт... Просто как-то стыдно...
Bu çok utandırıcı.
Мне стыдно, что у тебя достойной хери нет.
- Bu terbiyesizliğinden ben utanıyorum.
Можно сказать тебе кое-что, но мне за это стыдно? Да.
- Sana utandığım bir şeyi söyleyebilir miyim?
Ну, стыдно же, нас могут увидеть.
- Bu utanç verici, biri görecek şimdi.
— Мне стыдно.
- Çok üzüldüm Winston.
Разве тебе не стыдно драться с таким дерьмовым оружием!
Öyle bir silahla savaşmaya utanmıyor musun?
Как вам не стыдно?
- Teşekkürler, dadı!
Фрэнк, мне так стыдно.
Frank, çok utanıyorum.