Учёл traduction Turc
146 traduction parallèle
Но я не учёл, что у неё были свои планы.
Ama onun kendi planları olduğunu kestirememiştim.
Ты всё описал как нельзя лучше. Только не учёл, что в три часа ночи принцесса внезапно заболела. Известно, что она лежит в постели с температурой.
Bence gayet güzel anlattın, gecenin 3'ünde yüksek ateşle korkunç bir şekilde hastalandığını hesaba katarsak, ve bugünkü bütün görüşmelerini de iptal ettiğini in toto!
Но ты не учёл одного.
Ama bir hata yaptın.
Одного ты не учёл : я не сделал предложения, а она не согласилась.
Evlenme teklifi yapmadım, ve o da kabul etmedi.
Ну, не учёл, паразит, что в таком положении совесть может пробудиться.
Senin temiz vicdanın beni içine aldı ama ben bunu kabul edemedim.
Понимаю, но я учёл мнение врача.
Kestirebiliyorum. Sadece duyduklarıma göre hareket ettim.
Но он не учёл психологии. Результат - трагедия.
Ama adam, işin psikoloji yanını göz ardı eder.
О, Гастингс, я не учёл Вашей способности мыслить дедуктивно.
Hastings, senin çıkarım gücünü nasıl da özlemişim!
Ты совсем не учёл мои губы, и мои мягкие, нежные руки, с их волшебными прикосновениями.
Dudaklarımı da atladın. Ve yumuşak Midas dokunuşlu ellerimi unuttun.
Доктор учёл мои нужды и нашёл лекарство.
Doktor ihtiyacım olacağını daha önceden belirlediği için bir tedavi geliştirdi.
... но я учёл опыт и теперь наверняка справлюсь.
Tecrübe kazanmaya çalışıyorum ve kendimi daha iyi hissediyorum.
Я, Эркюль Пуаро, следовал своим доводам, но я забыл я не учёл чувства вкуса у англичан!
Ben Hercule Poirot, akıl yürütme yöntemini kullanmıştım ama İngilizlerin o çılgın damak zevkini dikkate almamıştım.
- Я не учёл налог.
- Oda vergisini hesaba katmamışım.
Ты всё учёл.
Her şey tuzaktı.
Чего я не учёл, так это болевого порога который спровоцирует галлюцинации.
Sanrı tetiklenme eşiğini dikkate almadın.
Я не учёл, каким крутым был Барт.
Bart'ın ne kadar harika biri olduğunu unutmuşum!
Единственное, что я не учёл, что считалось до сих пор невозможным это использование синтетического переносчика кислорода.
Aklıma gelmeyen tek şey, hiç kimsenin mümkün olabileceğini düşünmediği tek şey sentetik bir oksijen taşıyıcısı kullanmaktı.
Пугает тот факт, что ты не учёл лоренц-инвариантность, исследуя теорию поля.
Şaşırtıcı bir biçimde, Lorentz Sabiti ve Alan Yaklaşımı Teorisini hesaba katmadığını görüyorum.
По-твоему я не учёл?
Hesaba katmadığımı mı düşünüyorsun?
Ты правда думаешь, что я её не учёл? !
Gerçekten hesaba katmadığımı mı düşünüyorsun?
Я учёл, что ты не ешь сыр.
Seninkini peynirsiz ısmarladım.
ЮНИТ ускорил процесс, учёл мой полевой опыт.
UNIT, alan tecrübemi göz önüne alıp, beni bu işe koştu.
Он учёл наше мнение, посмеялся над собой, был вежлив, уступчив...
Fikirlerimize değer verdi kendisiyle dalga geçti. Medeniydi. Paylaşım yaptı.
Вот такой не подведет, все учел, все знает наперед а если я соглашусь стать твоим партнером?
Tam adamını biliyorum. Bütün hileleri bilir. Bir gün sana çalışacağıma göre şimdiden seninle iyi geçinmeliyim.
Чего я не учел, так это... этой чудовищной войны, когда все может случиться с ними, а не со мной.
Nedense hiçbir şeyin farkına varamamışım. Savaşın böyle olacağını ne yazık ki bilemedim. Bana değil de onlara bir şey olacağını düşünemedim.
Факт, который я не учел.
- Dikkate almadığım bir gerçek.
Как вы видите, милорд, я учел все варианты появления Фантомаса.
Gördüğünüz gibi, Lordum, Fantomas'ın bütün emirlerini uyguladım.
ћарти, ты не учел четвертое измерение.
Marty, dördüncü boyutta düşünmüyorsun.
Ты не учёл мои глаза.
Gözlerimi atladın.
Но больше всего остального, милый, ты не учёл моё колено.
Ama her şeyin ötesinde Nuckie, dizimi unuttun.
Ты не учел, что клуб нам не принадлежит.
Bu işi beraber yapmıyor muyduk? Bu bize ait bir oluşum değil.
Я это учел и целый день думал не о тех проводах.
Veya... Belki de senin bileceğini bildiğimden bütün gün yanlış kabloları düşündüm.
Я позвоню своему партнеру, Джону Кейджу на случай, если я чего-то не учел.
Ortağım John Cage'i arayayım. Bakalım, benim aklıma gelmeyen bir şeyler var mı?
Успех был бы гарантирован, если бы не одно обстоятельство... которое он не учел.
Göz önüne almayı unuttuğu bir ayrıntı dışında plan kusursuzdu.
Ты не учел разницу во времени.
Ama zaman farkını unutuyorsun.
Ты учел дополнительные расходы? - Например?
- Sigorta.
- Джесс! - Я учел.
Onu da hesaba kattım.
Точно! Вот чего ты не учел! Масло тоже стоит денег.
Eminim yağ aklına gelmemiştir.
И учел только официальные пожертвования.
Bütün bağışların toplamını çıkarıyorum.
Если бы я охотился за мистером Бердом... я бы учел, что лучший товар - у Рыжего Дилли... это в Кэрролтоне.
Şimdi, eğer ben Bird'ü yakalamak isteseydim en iyi malın "Kırmızı Dilly" olduğunu düşünerek Carrollton'a doğru giderdim.
Почему он этого не учел в первый раз, когда смотрел.
Neden bunu ilk geldiğinde görmemiş? - Bilmiyorum!
И я учел это мнение...
Ve ben bu fikre değer veriyorum...
Я учел это в расчетах.
Koordinatlarıma ekledim.
Да, конечно, ты учел.
Elbette yapmışsındır.
Разве городской совет не учел этого?
Şehir meclisi bunu biliyor mu?
Я не учел того, что, введя этого парня в свой фокус я дал ему полную власть над собой.
Bir adamı gösterime alınca hiç beklemediğim bir şey oldu. Bana karşı büyük bir güç kazandı.
Он даже не сделал скидки. И учел остальные восемь неудачных.
İndirim falanda yapmadı, sekiz kez ayrı ücret ödemek zorunda kaldım.
Только я не учел, что человек, в которого вы меня превратили, убил федерального агента, потому что тот хотел арестовать его за растление малолетних.
Ama sizin beni çevirdiğiniz adamın kim olduğunu anlayana kadar... Çocuklara tecavüz yüzünden tutuklanmak üzereyken bir federal ajanı vurmuş.
Но ты кое-чего не учел.
Ama bir şeyi hesaba katamadın.
Ну дак учёл?
Kattın mı?
Учел особое пожелание заказчика.
Müşterinin özel isteklerini hatırlayın.