English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Russe → Turc / [ Ф ] / Флейты

Флейты traduction Turc

88 traduction parallèle
12-футовые змеи, волшебные флейты?
12 ayaklı yılanlar, sihirli flüt?
Но они обнаружили, что их флейты - сякухати из старого, специально обработанного бамбука, отлично подходят на роль палиц.
Fakat shakuhachi flütlerinin bambu kısımlarının aslında harika birer sopa olduğunu keşfetmişler.
На исполнении "Волшебной флейты" Моцарта были скандалы. Каков же ответ?
Zira Mozart`ın Sihirli Flüt prömiyerinde de isyan çıkmıştı.
Я думаю, деревянный духовой инструмент, вроде флейты, подойдет тебе больше по размеру.
Bence üflemeli ahşap bir enstrüman senin için daha uygun olurdu. Teşekkürler.
Я люблю звук флейты.
Flüt sesine bayılırım. Hatta biraz, çalabiliyorumda.
Нет. "Ужасно" — это праздновать самую короткую ночь в году под звуки папиной флейты... и мамины пляски вокруг костра с гимнами в честь Гайи — богини плодородия.
Hayır, asıl korkunç olan, kış gündönümünü kutlarken... babanın flavta çalması... annenin de ateşin etrafında dans edip... yeryüzü tanrıçası Gaea için şarkılar söylemesidir.
Ты вычислил, что я контролирую их с помощью флейты, и понял всю сложность этой мелодии.
Onların müzikle kontrol edildiğini anladın, Sağır bi piç için karmaşık bi şarkıyı anlamak hiçte fena sayılmaz.
Она создаёт иллюзии с помощью флейты.
O flütün sesiyle ilizyon yapıyor.
Техника отражает звук флейты и наносит физический урон.
O flütün sesini ve fiziksel zararını saptırabilir.
И будут играть флейты и тромбоны, и будут цветы и гирлянды свежих трав.
Etrafta çalan flütler, trombonlar ve... çiçekler ve taze bitkilerden oluşan... çelenkler olacak.
- Это не сольный концерт для флейты.
- Keman resitali olmadığı kesin.
"звуки флейты доносятся издали, своей музыкой сердце лаская..."
Uzaklardan gelen kaval sesi kalbimi parçalıyor.
Продавать конфеты, чтобы купить флейты для ансамбля, но продаешь
Şekerleme satmak istemezsiniz böylece çocuklarınız flüt alabilir, ama yaparsınız.
Даже пять дамочек будут танцевать вместе под жабьи флейты и барабаны!
Saray hanımefendileri bile kurbağaların flütleri ve davullar eşliğinde dans ediyordu.
Мелодия твоей флейты – услада израненных нейронов!
Flütünün melodisi, hassas nöronlara huzur veren bir tınıdır!
Словно флейты звуки в тихой роще.
.. bir meyve bahçesinin sessizliğindeki flüt notası gibi.
Для флейты!
Flüt!
Концерт для флейты! Я его сыграю!
Flüt konçertosunu ben çalarım!
Будь Моцарт приспособленней, и пойди он поиграть в мяч, может не было бы Волшебной Флейты.
Mozart daha dengeli biri olsaydı müzik yapmayacaktı belki de "Sihirli Flüt" hiç olmayacaktı.
звуки флейты прогоняют гигантских морских свинок.
- Pan flütü müziği devasa deney hayvanlarını kaçırıyor gibi görünüyor.
Ради Бога, Киф, поменьше пикколо, больше флейты!
Tanrı aşkına, Kif, Az pikolo, çok fifre.
Лишившись флейты, божество было поглощено злом и пало с небес на землю.
Kaval'ı kaybeden Baş Tanrı kötülük tarafından tüketilmiş ve dünyaya düşmüş.
Поглощённые злом, демоны и владыка флейты пали на землю и сокрылись в человеческих телах.
Kötülüğün tükettiği Baş Tanrı ve cinler yeryüzüne düşmüş ve insan görünümüne bürünmüşler.
Уверен, что у того демона нет флейты.
Kaval'ın bu cinde olmadığından eminim.
Двух бесов изловили, а флейты всё нет!
İki cin yakalandı ama Kaval ortalarda yok.
Обломок флейты обратил Хвадама.
Yarım Kaval Hwadam'ı tüketmiş.
Ещё пять столетий ждать, дабы вновь узреть владыку флейты.
Baş Tanrımızı tekrar görmek için önümüzde bir beş yüz yıl daha var.
У него же половина флейты!
- Kaval'ın yarısı onda.
И я верну ту половину флейты, что он украл у меня.
Şimdi de gidip benden çaldığı Kaval'ın yarısını geri alacağım.
Неужто... владыка флейты?
Bu kız Baş Tanrı olabilir mi?
Так эта барышня - владыка флейты? !
Bu kız Baş Tanrı mı?
А, флейты!
Hah, flavtalar geldi!
Из его ног они сделали дождевые флейты.
Bacaklarından da rainstick * yapmışlardı.
Это то же самое, что описывать книгу с помощью флейты, или объяснять цвета математически.
Bu aynı kitap yazmak için flüt kullanmaya benzer ya da renkleri açıklamak için matematiği kullanmaya. - Kelimelerden nefret ederim.
"На остров Хансан проливается лунный свет" "Один я сижу в глубоком отчаянии, с мечом у пояса" "Мелодия флейты где-то вдалеке заставляет моё сердце сжиматься"
Ay ışığı Hansan Adası'nda parlarken yanımda bir kılıç, uzaktan gelen bir flüt sesi kalbimi acıtırken bir başıma oturuyorum acı içinde...
В чем дело, Флейшман, ты же врач, ты что, никогда не видел мертвецов?
Sorun ne Fleischman.Sen doktorsun.Ne o daha önce hiç ceset görmedin mi?
Ладно, Флейшман. Вот я веду грузовик, и вижу знак "оползень" или "дорожные работы" и это - ты.
Eğer kamyon kullanıyor olsaydım, ve "heyelen" ya da "yol çalışması" yazan bir tabela görseydim seni gördüğümü düşünürdüm.
Ты, Флейшман.
Bu kadar komik olan ne? Sen, Fleischman.
Я просто приехал посмотреть, как ты играешь на флейте.
Dokunmaktan bahseden mi oldu?
Ты знаешь, я умею играть на флейте?
Bunu çalmayı bildiğimi biliyor musun?
Ты так долго пробыл дома Играл на флейте из тростника
Kaç aydır evde kaldın. Sazdan düdük yapıp çaldın.
Спящее дитя, проснись Конечно, это тяжело Ты так долго пробыл дома Играл на флейте из тростника
Uyan çocuk uyan artık, çekeceksin elbet zorluk kaç aydır evde kaldın, sazdan düdük yapıp çaldın.
Спящее дитя, проснись Конечно, это тяжело Ты так долго пробыл дома Играл на флейте из тростника
Uyan çocuk uyan artık, çekeceksin elbet zorluk kaç aydır evde kaldın sazdan düdük yapıp çaldın.
- Нет. Норман говорит, Мега-Лайф дала тебе акустический фрагмент,... чтобы ты изобразил что-то вроде... А ты отдал им идиотское соло на флейте и слэп-басе.
Norman dedi ki, Mega-Yaşam sana akustik bir şey çalmış sen de benzer bir şey yapabilirdin ama sen onlara siktiri boktan bir solo flüt ile ara bas verdin.
- Тут говорится, что ты играешь на органе и на флейте, и хорошо умеешь петь.
Yazana göre flüt ve org çalabiliyormuşsun, ve güzel de şarkı söylüyormuşsun.
ты... ты играешь на флейте?
Hey, adamım, sen... Fülüt mü çalıyorsun?
Крейг, мы выбрали тебя, что бы ты вступил в нашу группу перуанских флейтистов.
Craig, seni Perulu pan flütü grubumuza katılman için seçtik.
Твоя флейта мне на нервы действует. ты не в обиде?
Flütünün sesi can sıkıcı olabiliyordu ama duymadığım müddetçe bir sıkıntı çıkmaz, değil mi?
"ты двигаеся как даун, лучче сыграй на кожанай флейте?"
"Geri zekâlılar gibisin. " Şöyle heyecanlısından sik falan yalasaydın. "
Я не хочу слышать, как ты играешь на флейте, малыш.
Flüt çalışını dinlemek istemiyorum velet!
И пастухи пришли к месту рождения, неся флейты.
Niye bunları da getiriyoruz yanımızda? Çobanlardan dolayı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]