Хибара traduction Turc
22 traduction parallèle
На том холме моя хибара. Оттуда открывается чудесный вид.
Benim kulübeden çok güzel bir manzara gözüküyor.
Нет, у меня в городе своя хибара, люблю независимость.
Zehirlenmek istemiyorum. Gidip adam gibi bir şeyler yiyim.
Классная у тебя хибара.
Burası çok güzel bir yer.
Сырые палатки... да гнилая хибара, усеянная мушиными трупами.
Rutubetli çadırlar ve ölü sineklerle dolu iğrenç bir kulübe.
Моя хибара - твоя хибара. ( по-итальянски )
Mi casa nostra es su casa nostra.
Неужели эта хибара имеет ценность?
Bu kulübe bu kadar değerli mi?
Эй, Луиджи, из-за новой дороги твоя хибара похожа на кучу мусора.
Hey, Luigi, bu yeni yol, dükkanını tam bir çöplük gibi gösteriyor.
Вот, тут моя моя хибара.
Bu benim ortak.
Это классическая бандитская хибара, скажу я вам... мы здесь найдём оружие.
Burası bir gangster kulübesi. Burada silah bulacağımızdan eminim.
Это твоя хибара?
Burası kulüben mi?
Потому что, если через дорогу хибара, я не стану его покупать, я куплю хибару.
Evin karşısında bir gecekondu var, almıyorum o yüzden. Ben gecekonduyu alayım.
Боже, это какая-то хибара, да еще и закрыта.
Tanrım, sadece bir kulübe ve kapalı.
Эта хибара?
Bu ahır mı?
то когда она пройдет мимо, хибара сможет назвать ее уродиной.
Bir grup çok çirkin kızı bir eve topla,... bu kız o eve girdiğinde herkes ona çok çirkin diyecek kadar çirkin.
Нет, на самом деле, это моя хибара.
- Hayır, şimdiki mekanım.
Моя хибара, ага.
Mekanım işte.
Знаешь, почему твоя хибара выросла в цене раз эдак в 20 с момента покупки в 70-х годах?
Boktan evinin 70'lerde aldığından 20 kat fazla etme sebebini biliyor musun?
- Не нужна мне твоя хибара и стрёмная мебелишка.
Bu evi ya da ıslak kıyafetlerini istemiyorum.
Скоро и эта хибара останется в прошлом.
Yakında bu kasvetli çöplük geçmişte kalacak.
Да, твоя спартанская хибара превратилась в спартанскую студию.
Aynen, Sparta barakan artık Sparta baraka sanat stüdyosu oldu.
Это коттедж, а не хибара.
Kulübe o. Gecekondu değil.
Та хибара, которую ты зовёшь домом, гнетет дух, высасывает душу.
O ev dediğin barınak ruha eziyet ediyor ruhu boğuyor.