Шепоту traduction Turc
6 traduction parallèle
Тебя всегда тянуло в глубины океана, к тёмному шепоту, к зеркальцам за глазами.
Kendini hep derin okyanuslara karanlık fısıltılara cam gözlerin arkasındaki aynalara yakın hissettin.
Лига охотилась за ним по всему миру. следуя каждому шепоту.
Merlyn'in yaşadığı ortaya çıktığından beri Birlik, dünya çapında onu aramaya başladı. Her söylentiyi inceleyip her fısıltının peşinden gitti.
Я помню молодого короля, который не позволил бы шепоту сомневающихся омрачать его суждения.
Kendinden şüphe edenlerin fısıltılarının kararlarına gölge düşürmesine izin vermeyen genç bir kral hatırlıyorum.
Пометки Шуберта - это переход от крика к шёпоту, а не от громкого голоса к тихому!
Schubert'in tarifi çığlıktan mırıltıya gidiyor, güçlü konuşmaktan yumuşak konuşmaya değil!
Но если ты закроешь глаза и прислушаешься к шёпоту сердца, если не оставишь попыток и никогда, никогда не сдашься, не важно, сколько раз ты поймёшь всё неверно, пока начало и конец не расплывутся в нечто вроде "До новой встречи" ".
Ama gözlerini kapatırsan ve kalbinin fısıltısını dinlersen sadece denemeye devam eder ve asla vazgeçmezsen kaç kere yanlış yaparsan yap başından sonuna kadar "Tekrar buluşuncaya kadar" şeklinde o fısıltı belirsizleşiyor. Bu kadar.
Знаешь, Опра сказала : "мы должны прислушаться к шёпоту".
Oprah'ın dediği gibi "Fısıltılara kulak verin".