Яйо traduction Turc
104,255 traduction parallèle
Я знаю, как вы чувствовали о нем.
Ona karşı neler hissettiğini biliyorum.
О этой статье... Я сожалею.
O makaleyle ilgili özür dilerim.
О чем я думал?
Ne mi düşünüyordum?
Если предложение по-прежнему открыт, Я хотел бы принять дополнительные войска для штата Огайо.
Teklifiniz geçerliyse Ohio eyaleti için asker takviyesini kabul ediyorum.
- ( флака ) Почистив зубы ниткой и наложив под глаза крем, о котором мы говорили, я иду сюда, в испанский Гарлем.
Dişlerimi iple temizleyip konuştuğumuz göz altı kremini sürdükten sonra buraya, İspanyol Harlemi'ne geliyorum.
Понимаешь, о чём я?
Anlıyor musun?
Я не шучу! - ( энджи ) Ой, как мило.
Ne tatlı, değil mi?
- ( воз ) Ладно, я рассказала... им кое-что о себе, и они прониклись.
Tamam, birkaç mahkûmla geçmişimden bazı şeyleri paylaştım ve bu onlarda bir etki bıraktı.
Я хочу построить это дело. И хочу заботиться о тебе.
Bu işten çok seninle ilgilenmek istiyorum.
Я хочу... я хочу о всех вас заботиться, потому что вы так долго заботились обо мне.
Seninle ilgilenmek istiyorum. Çünkü sen benimle çok ilgilendin.
- Я о таком думал.
- O konuyu ben de düşündüm. - Ee?
А я полагаю, вам следует с открытыми глазами думать о тригонометрии.
Onun yerine trigonometriyi düşünmenizi öneriyorum. Gözleriniz açık şekilde.
Я... читал вашу статью о проведении тепла.
Isı iletimi ile ilgili makalenizi okumuştum.
Профессор, я вас сюда вызвал не ради урока о немецкой политике.
Profesör, sizi buraya Alman siyaseti dersi için çağırmadım.
Я о любви.
Albert, lütfen.
Какой добрый жест - оставить мне эту книгу. Я постоянно думаю о карандашах.
İlk dersimizdeki kalemler bir türlü aklımdan çıkmadı.
Не уходите. У нас осталось мало времени в семестре, и я хочу... кое о чём с вами поговорить, например...
Dönemin bitmesine az kaldı ve seninle konuşmak istediğim şeyler var.
О чём вы? Я знаю, вы обручены.
Herr Grossmann söyledi.
Моя уважаемая мисс Марич. Я далеко не один раз думал о вас этим летом.
Saygıdeğer Bayan Maric bu yaz düşüncelerimde birden fazla kez yer aldınız.
Мисс Марич написала о его лекции и я...
Bayan Maric onun derslerinden biriyle ilgili bana yazdı...
Я пишу эссе о кинетической энергии.
Kinetik kuramla ilgili bir yazı yazdım.
Я ни о чём её не просил.
Ama hiçbirini istemedim ki. Gerçekten bu kadar kalın kafalı mısın?
Я не о том...
Neden öyle bir şey... – Benim için bir şaka değil bu.
Знаю, я говорл, что ни о чём тебя не попрошу. И это может показаться просьбой, но... Это просто предложение.
Biliyorum, senden bir şey istemeyeceğimi söylemiştim ve söyleyeceğim şey bir istek gibi gelebilir ama bu sadece bir teklif.
Но я знаю о вакансии.
Ancak benim bildiğim bir iş var.
Я бы встала, но вы же помните о моей ноге.
Kalkardım ama kalçamı hatırlıyorsunuzdur belki.
Я о Тимо, Эйнштейн.
Timo'yu kastediyorum, Einstein.
Но хотите знать, о чём я думаю?
Fakat gerçekten ne düşündüğümü bilmek ister misiniz?
Я говорю о нас троих.
Üçümüz hakkında konuşuyordum.
Я тебя знаю, брат, ты едва можешь... одеться, не говоря уже о семье.
Seni tanıyorum, kardeşim. Sen kendini zar zor giydiriyorsun, tek başına bir aile geçindirmek.
Я понятия не имела, как о себе заботиться, не говоря уж о ребёнке.
Bir çocuğu bırak kendime nasıl bakacağıma dair bile hiçbir fikrim yoktu.
- Как только сын о тебе написал, я поняла, что ты никогда не будешь ему достойной женой.
Oğlum bana senin hakkında yazdığı an asla ona uygun bir eş olmayacağını anlamıştım.
Тогда я... ой!
Şey, ben...
— Я сделаю. Ой!
Ben hallederim.
Люси, я тут кое-о-чём подумываю.
Lucy, uzun zamandır aklımda olan bir şey var.
Не понимаю, о чём ты, я обычная.
Neden bahsettiğini bilmiyorum. Normal biriyim.
Я жалею лишь о том, что мне пришлось оставить.
Yalnızca geride bıraktığım şey yüzünden pişman oldum.
Я рад объявить о контракте в низшей лиге без гарантии зарплаты с Чаттанугскими Грязными Псами.
İkinci ligde oynayan Chattanooga Mud Dogs ile garantisi olmayan bir sözleşme imzaladığımı açıklamaktan heyecan duyuyorum.
О, я тебе не рассказывал?
Sana o hikâyeyi hiç anlatmadım mı?
Я вовсе не хочу натянуто улыбаться и болтать с незнакомцами о погоде.
Yapmak istediğim son şey bir gülümseme takınıp yabancılarla havadan sudan konuşmak.
Я знаю, что вы хотите услышать, но... Сегодня я хотел бы поговорить о кое-чём другом, а не относительности.
Hepinizin ne duymayı beklediğini biliyorum ama bugün size görelilikten başka bir şeyden bahsetmek istiyorum.
Мы с ней говорили часами, я рассказывал ей о тебе.
Onunla saatlerce konuştum, seninle ilgili her şeyi anlattım.
Кстати, о связях, я говорила, что знакома с Фрицом Хабером из Прусской академии?
Bağlantılar demişken, Fritz Haber'ı tanıdığımdan bahsetmiş miydim? – Prusya Akademisindeki?
Я... очень хотел бы... быть тебе небезразличным, Эльза, но нужно думать и о других людях.
Senin... Senin bir şeyin olmayı gerçekten çok isterim Elsa ama düşünülecek başka insanlar var.
Сейчас это кажется глупостью, но некогда я тоже мечтала о Нобелевской премии.
Şimdi aptalca geliyor ama bir zamanlar ben de Nobel ödülü kazanmayı hayal ederdim.
Ты понял о чём я.
Ne kast ettiğimi anladın.
Ты понимаешь, о чём я.
Ne sorduğumu biliyorsun.
Это сила, о которой я говорила.
Bahsettiğim güç buydu.
Кевин, это Эмма Бэнвилл, адвокат, о которой я тебе говорила.
Evet, Kevin, bu Emma Banville, sana bahsettiğim avukat.
Я слышал о Мириам.
Miriam'dan haberim var.
Единственное, что я буду писать, это письмо в комиссию по жалобам о вашем препятствующем подходе.
Yazılı hale getireceğim tek şey davranışlarınızla ilgili olarak Şikayet Komisyonuna gidecek.