Яму traduction Turc
720 traduction parallèle
Перекрыть все выходы, чтобы никто не покинул здание. Вы двое - в оркестровую яму.
Tüm çıkışları tutun ve hiçbir şart altında kimsenin binadan ayrılmasına izin vermeyin.
... чтобы вскрыть эту помойную яму. Пусть закон открыто осудит это грязное дело.
Bu karanlık işleri aydınlatmak için kanunu zorlayacağım.
Доббс, сложим все пожитки и свалим их в яму.
Dobbs, biz eşyaları bağlayıp hendeğe atacağız.
Если тебя посадят в яму не рыдай, не издавай ни звука.
Seni hücreye atarlarsa... sakın bağırma. Hiç ses çıkarma.
- А если попадем в яму?
Bu hoşuma gitmedi. - Ya havaya uçarsak.
А я сначала брошу камень в яму, в которой мы можем разбиться.
Ben bunları çok yaşadım. Tedbirli davranıyorum.
Похоже, они упали в яму.
Fena halde tuzağa düşmüşler.
Надо найти место и выкопать яму, чем скорее, тем лучше.
Bir yer bulup kazmalıyız. Ne kadar çabuk o kadar iyi.
Совсем недолго выкопать яму на двоих.
İki kat genişini kazmak fazla uzun sürmez.
Ты к Стенли вестника пошли, чтоб до восхода он свои войска привёл, - иначе сын его Георг падёт в слепую яму вечной ночи.
Ona bir haber subayı gönder, sevgili Lovel. Güneş doğmadan kuvvetlerini getirsin, yoksa oğlu George, sonsuz gecenin karanlık mağarasını boylar.
Мы её заворачиваем в чистую белую ткань, затем плотно заворачиваем в холст, потом кладем в яму с углями на 18 часов.
Bu kafayı alıp temiz beyaz beze sararız, sonra da çadır beziyle sımsıkı bağlarız... sonra sıcak kömürler ve çalılarla dolu bir çukurda 18 saat bekletiriz.
Необращённые надеются перейти через яму ада по гнилым мосткам, которые не выдержат тяжести их грехов.
Düzgün insanlar cehennem çukurunun yukarısından yürür. Buralarda sayısız yerler vardır, Ancak bu yerler.
Сам себе роешь яму?
- Eğer ki yeteri kadar etraflıca incelersek.
Мы все попали в глубокую яму с дерьмом?
Bana bir açıklama borçlusun.
Улицы переполнены телами, которые бросают грузовиками в эту ужасную яму.
Sokaklar, ölü bedenleri lanet olası çukura atacak olan kamyonlarla dolu.
Не хороните его в эту яму!
Lütfen onu çukura atmayın.
Он там яму копал, черный весь, страшно смотреть.
- Evet tanırım. Mezar kazıyordu, bakamadım fazla yüzü gözü toprak içindeydi.
Лучше столкните в ту яму, куда упал Мэттьюз
Matthews'un düştüğü çukurdan aşağı itmenizi tercih ederim.
Вы превратили базу в бездонную яму порока.
Burayı dipsiz bir günah çukuruna çevirdin!
Человек настолько невообразимо совершенный и невозможно прекрасный, что я бы предпочёл быть брошен в яму собственных испражнений, чем осмелиться стоять на одной сцене с ним.
Öyle mükemmel bir adam ki onunla aynı sahneye çıkmaya cüret etmek yerine kendi pisliğimle bir çukura kapatılsam yeridir.
Мое золото упало в яму.
Altınım çukura düştü.
И это недостаточно, так как молодой белый человек может всегда возвращаться в буржуазную яму изобилия и привилегии... из-за его, или её, белой кожи.
Bu, tek başına yetmez, çünkü genç beyaz bir kişi beyaz teninden dolayı her daim bir burjuva bolluk ve ayrıcalık deliğine geri dönebilir.
Зарыть эту яму.
Hep birlikte bu çukuru dolduracaksınız!
Тебе же сказали, закапывай яму.
Doldur dedim!
! Я попал в воздушную яму.
Hava boşluğuna düştün.
МакГоверн роет себе яму,.. .. как и Хамфри, Маски и вся их шайка.
McGovern kendi kendini yok ediyor, tıpkı Humphrey, Muskie ve diğerleri gibi.
- Доброволец говорит : "Я упал в яму".
- Gönüllümüz bir çukura düşmüş.
Не упади в яму.
Delikten aşağıya düşme.
Если не сделаешь, тебя бросят в яму.
Eğer yapmazsan seni çukura atarlar.
Тебя бросят в яму и ты умрешь.
Çukura atarlarsa ölürsün.
- Давай кинем жребий, кто лезет в яму.
- Kimin ineceğini belirlemek için yazı tura atalım.
В яму, придурок.
Hadi bakalım çukura.
Прыгай в яму.
Çukura gir şimdi.
Сейчас, Гарри, я хочу, чтоб ты встал на колени и начал загребать песок в яму.
Şimdi, Harry, çömelmeni isteyeceğim. Ve kumları çukura doldurmaya başla.
Мы уже вырыли тебе яму, Ричард.
Seni görmek istiyoruz, Richard!
Ты лучше вырой яму в саду и туда его закопай!
Bahçede bir çukur aç, göm de unut şu paranı.
Здесь в центре я врыл яму, и положил в нее книгу.
Ortasında kazılmış bir çukur vardı, oraya koymuştum.
Тебе нужно будет копать яму, типа андерсоновского бомбоубежища?
Bir düşünsene! Şu savaş zamanındaki hava saldırı sığınakları gibi çukur kazmak zorunda mı kalacaksın?
Кэмерон, он не роет никому яму.
- Bizi ekmedi.
Ни капли! Я вырыл глубокую яму! И ничего!
Derine kadar kazdım.Damla yok!
Не повезло нам, что нас сунули в эту яму.
Bu bu çukura atılmak bizim kötü şansımız.
Когда мы скроемся из виду, отвези его во Флорин. И брось в Яму Отчаяния.
Biz iyice uzaklaşınca onu Florin'e geri götürün ve "Umutsuzluk Zindanı" na atın gitsin.
- Бросьте его в яму к предателям!
- Onu fare deliğine tıkın!
Нас загнали в открытую яму, сотни человек.
Bizi açık bir alana sürdüler. Yüzlerce insan vardı.
Доктор Вэнкман, пожалуйста, расскажите суду почему вы и ваши подозреваемые вырыли большую яму в центре улицы?
Lütfen mahkemeye siz ve diğer sanıkların... Birinci Bulvar'ın ortasına kocaman bir delik açtığınızı söyler misiniz?
Зачем вам понадобилось копать яму?
Neden o deliği açtınız? Lütfen yemin ettiğinizi unutmayın.
Не лезь ещё глубже в эту яму.
Daha fazla batma.
Устроить похороны можно всегда, было бы желание - роете яму, суёте в неё гроб.
Herhangi bir zaman cenaze yapabilirsiniz. Bir delik açıp içine tabutu atarsınız.
Они дают ему лопату и заставляют рыть яму.
Bir kürek verip kazdırırlar.
У него там тьма народа. А ну поднимайся и марш в яму.
Kalk ve şu çukura gir.
Вы спуститесь в Яму?
Çukura sen de geliyor musun?