Accidental traduction Anglais
978 traduction parallèle
Cesedi giydirdi ve kaza görüntüsü vermek üzere havuza attı.
He dressed the body and threw it in the pool to make it look accidental.
Her zaman kazara ölümler olmuştur.
There are always accidental deaths occurring.
- Evet, kazayla.
- Yeah, accidental.
Dün yemekte kaza ile ilgili beni çağırmışlardı... ölenin kalbi patlamış.
That accidental death that called me from your dinner last night... was another burst heart.
Bu iki karakterle gerçek kişiler arasındaki tüm benzerlik... tamamen tesadüf eseridir.
Any resemblance between these two characters and living persons... is purely accidental.
Ölüm nedeni kaza. Karbonmonoksit zehirlenmesi.
The cause of death was accidental, carbon monoxide poisoning.
Biz Paul'ü bırakana ve jokeyin rastlantısal ölümünü yem olarak kullanana kadar her şey yolunda gidiyordu.
You were clicking beautifully until we released Paul and used the accidental death of the jockey for bait.
Rastlantısal ölüm mü?
Accidental death?
Yanlışlıkla seni kızdıracak bir şeyler söylediysem, bunu yaptığıma gayet memnunum.
Well, if I said anything accidental to make you mad, I'm darn glad I did.
Kazaen ölüm?
Accidental death?
Kazaen?
Accidental?
Kazara ölüm, basit ve yalın.
Accidental death, pure and simple.
Karar, kaza sonucu ölüm.
Verdict? Accidental death.
Kaza sonucu ölüm.
Accidental death.
12 saat içinde iki tesadüfen ölüm mü?
Two accidental deaths in 12 hours?
Acaba her iki ölüm de bir raslantı mıydı?
Whether these two deaths were accidental or not.
Tek başına yürüyüş yapmaya çıktığında başına bir şey gelebilir. Araba kullanması ölümcül bir kazayla sonuçlanabilir. Hayatı tehlikede.
Every time she walks on a slippery sidewalk, is near something that can fall, drives an automobile, anything that could result in an accidental death, her life is in danger.
Sizce bu yoldan şans eseri mi geçiyorduk?
Just accidental, like us coming here this way?
Doktor adamın kazara öldüğü kanısında.
- His verdict is accidental death. - Uh-huh.
Sizce ölümünün kaza..... olmaması mümkün mü?
Was it possible that his death... might have been not accidental?
Mimura'nın ölümünün kaza olduğunu düşünemiyorum.
I don't think Minura's death was accidental.
Bu tesadüf darbeden sonra su yüzüne çıktığında aranızdaki mesafe ne kadardı?
After this accidental blow, how far apart were you when you came up?
Sayın yargıç, kararımız kazara adam öldürmedir.
Mr. Coroner, the verdict is accidental homicide.
Kazara olan şeyler bazen tarihin akışını değiştirir değil mi?
It's the accidental things that sometimes change the course of history, isn't it?
Muhtemel kaza.
Probably accidental.
Bilgeliğin işe yaramaz oldu demek geçici sıkıntılar karşısında.
Of your philosophy you make no use, if you give place to accidental evils.
Bir kazaymış.Tanrı'nın takdiri.
It was accidental, an act of God, perhaps.
O bu zehirlenmelerin kazayla olduğunu düşünüyor.
He thinks those poisonings were accidental.
Çıkardığı sesin kaydı.
An accidental recording of the sounds it made.
Eğer Dunleavy Goldie'i öldürseydi onun Barney'i öldürmediğine, Barney'in kazara öldüğüne inanırlardı.
Now, if only Dunleavy had killed Goldie... he could have accounted for his actions at the time of Barney's accidental death.
Rastlantı olma şansı binde bir.
The chances against it being accidental are one in a thousand.
Karar kazara ölümdü.
The verdict was accidental death.
Kazara suya batarak ölüm. Hay Allah.
It's done, death by accidental submersion.
Bu bir cinayet değil, intihar ya da kazadır.
It wasn't murder. It was suicide or accidental.
Şey bunu... iş kazası olarak rapor edin.
As an accidental death.
Kazayla ölüm kararı vermenizi tavsiye ederim.
I recommend that you bring in a verdict of accidental death.
Hepsi kaza eseri ve kabaca beş yıllık bir dönemi kapsıyor.
All accidental and covering a period of roughly five years.
Messenger'in kendi ölümü de kazara ölüm sütununda listelenebilir.
Messenger's own death could be listed in the accidental column.
Kaza eseri birkaç zaiat vermek dikkatsizlik yüzünden bütün üssü kaybetmekten iyidir.
Better a few accidental casualties than to lose the entire base through carelessness.
Geçen hafta, kazara çıkabilecek savaş konusunu tartışıp kapatmıştık... o konuya bugün devam etmeyeceğiz.
Unfortunately, we settled the question of accidental war last week... so we can't make use of it today.
Yüzme havuzuna elektrik verilmesi, aşınmaları azaltmak içindi.
The electrocutio of that swimming pool was accidental.
- Kazara ölüme benziyor, efendim.
- Sounds like accidental death, sir.
Kazara ölüm.
Accidental death.
Ama başka bir kazara ölüm daha tekrarlanırsa ve senin de şöyle ya da böyle bununla ilgin olursa, Çavuş...
But if there's another accidental death, and you're in any way connected with it, Staff...
Yangın kaza değildi.
The fire was not accidental.
"Joey Fane kazara kız kardeşinin ölümüne yol açmaktan ötürü..." "... derin bir suçluluk kompleksine kapılmıştır. " Ne bildikleri buradan belli.
"Joey Fane is suffering from a massive guilt complex caused by the accidental killing of his sister." Shows how much they knew.
Bütün bunların tesadüf olduğuna inanıyor olamazsın?
You can't believe all that is accidental?
Poliçenin tamamı, Çin hariç her ülkede ve her koşulda doğal ve kaza sonucu ölüm riskini vesaire... kapsıyor. Ama cinayet ve intihar riskini güvence altına almıyor.
It covers, in all circumstances and countries except China, all risks of natural or accidental death... but doesn't cover suicide, which is excluded...
Evet, köylü, kazayla suç işlemiş adamlar ve küçük çocuklar olurlar.
But yes. Villagers, incapable accidental criminals... little boys.
Kaza sonucu ölüm olduğunda, çifte tazminat ödenir.
In case of accidental death, double indemnity.
Mulan!
And, like in our fable, a catch was made. An accidental catch.