Add traduction Anglais
10,114 traduction parallèle
Bak, derdine dert katmak istemem ama kahve makinesi bozulmuş. Yani...
Listen, I don't want to add to your misery here, but the coffeemaker is broken, so...
Virgin Dünya Yarışmasını hazırladım, 25 milyon dolar ödülü var. Sera gazlarını bitirmeyi amaçlıyoruz. Seni de eklemeyi düşünüyorum.
I've set up the Virgin Earth Challenge, a $ 25 million prize to eliminate greenhouse gases, that I was hoping you would add to.
Birazcık kuvvetli zamk ekliyorsun.
So, you add a little bit of superglue, right.
Bakın Bayan Cillian. Gidiş yolunuzu izledim. Doğru gibi görünüyor fakat korkarın sonuçları için aynı fikirde değilim.
Look, Miss Cillian, I've read your figures, and they seem to add up, but, uh, I'm afraid I cannot support your conclusions.
"Devasa güvenlik açıkları" listemize bunu da ekleyelim.
Add another thing to the "giant holes in our defense" list.
Gelecek oyunuma Flamanyalı bir karakter eklemeliyim.
I must add a Flanders lad to my next play.
Evet, ikinci klibide ekle.
Yeah, no, add that to the second clip.
Yerine oturmayan tek bir şey var, sen nasıl birisin ve- -
You know, there's one thing that doesn't add up, though, I mean, given who you are - -
Ve anaokulu başvurularını ekliyorum. Zira geç bile kaldık. Hazır.
First, I add Brian's hair and saliva, and some preschool applications, because we are already way behind.
Ağzıyla yakalama da yapamadığı şeyler arasına girdi.
Add mouth-catching to things she can't do.
O zaman iddianameye kendini de eklesen iyi edersin, sonuçta kârdan faydalandın.
Then you might as well add your name to the indictment since you've already shared in the profits.
Ne güzel, ilk taşınışında arkasında bıraktığı çöplerin arasına ekleriz.
Well, great. We can add it to all the crap he left behind after the first time he moved out.
Sorunlarına yeni birini eklediğim için üzgünüm ama seni bir konuda uyarmam lazım.
I'm sorry to add to your woes, but there's something I need to warn you about.
O halde bunu yapılacaklar listeme eklemeliyim. İstifanı onaylama işini.
So, I should add this to my pile, to spinning your resignation.
Biraz tatlandırmaya çalışıyorum.
I'm trying to add a little spice to it.
Herhangi bir şey eklemeyecek ya da değiştirmeyecek misiniz?
You wouldn't add or change a thing?
Deneyimsiz yolcular daha kolay hedef olurlar çünkü yalnızlardır, gümrük yüzünden gerilmişlerdir, bazen de yabancı dil yüzünden anlaşamazlar. Yabancı görüntü ve sesler de kültür şoklarına katkıda bulunur.
Inexperienced travelers tend to make the easiest targets because they're isolated, they're stressed from Customs, sometimes there's even a language barrier, and all those unfamiliar sights and sounds add to their culture shock.
Eğer bu sporlardan birine ulaşabilirsem üzerindeki proteinleri aşının dış çeperine ekleyip toz hale sağ salim geçebilmesini sağlayabilirim.
Now if I could get my hands on some of those spores, I could add their proteins to the outer coat of the cure, making it hardy enough to survive the nebulization process.
Yani spor proteinini aşıya eklemek için bunu kullanacağız.
So we'll use this to add the spore protein into the vaccine.
Her birine kaç adet strafor fıstık ilave etmeliyim?
How many cubic feet of Styrofoam peanuts should I add?
Acına daha fazla acı katmak istemedim.
Didn't feel right for me to add to it.
Bu sadece kargaşaya sebep olurdu.
It would, it would only add to the mayhem.
Eklemek istediğin bir şey var mı?
Do you have anything to add?
Evet, dosyada bir şeyler fark ettim, pek uyuşmuyor.
Yeah. I noticed some things in this file. It just does not add up.
Tamam işte, buna biraz dans hareketi ve kıyafet ekleriz.
So we'll add some dance steps and clothes.
Şunu da söylemek isterim ki bu hiç de "suç hayatımda var" modunda değil.
If I might add, it's no "I've had the crime of my life."
Eski karısı da onun için bir yer daha açtı.
So his ex-wife decided to add him to the pile.
Nemeton'a her ceset taşıdığımda onu oraya bırakıyorum ve zaten orada olanlara bir yenisini ekliyorum.
Every time I carry a body to the Nemeton, I put it down and add to the ones that are already there.
Bunu özgeçmişime eklesem iyi olur.
I should probably add that to my resume.
- Akla yatkın değil.
It doesn't add up.
Tam olarak nerede?
You can add anything else?
Yani resmî olarak kundakçılık olarak değerlendirebiliyoruz.
The fire was caused by an embering crack pipe, so we can officially add arson to the list of charges.
- Bu arada da...
I might add... However...
Kendi cazibeni koru fakat sende olmayan Bay Shin'in bazı çekici özelliklerini de ekle.
Keep your charms, but add new charms that only Mr. Shin has!
– Bir şey daha ekleyeyim.
Let me add something to that.
Biraz şöhret kazan. Eğer Oprah onu şovuna çıkarsaydı. 15 dakika sürerdi.
Add in fame... if Oprah showed up, it would take 15 minutes.
Önbelleği eklemek için FBI sunucuna sınırsız erişim sağlamam gerekiyor.
In order to add to the cache, I'd need to have unfettered access to the FBI server.
- Ama... Saydığım kriterleri karşıladığınız takdirde fiyatı 3.50 dolara çekeriz.
But- -... And add a provision that once you meet these benchmarks,
Ayrıca olay yeri ile bağdaşmayan şeyler de var.
There's just something that don't add up about that crime scene.
Bağdaşmayan şey ne biliyor musun?
You want to know what don't add up?
- Lütfen listeme daha fazla hayat ekleme.
Please do not add any more lives to that list.
Ancak kast sisteminin üst sınıfıyla bütün paryaları davet etmesi hakaret etmek olur.
But he cannot add on to insult by inviting all these untouchables together with the higher castes.
O halde tanık listemize bu yaratığı da ekleyin Bay Clarke.
Then add this creature to our witness list, Mr Clarke.
- Hesaplayayım mı?
- Shall I add it up?
Listene yarasaları da ekleyebilirsin.
Well, - you can add bats to your list.
Dedikodular sana... onu geri çevirdiğimi de söyledi mi?
Did the rumors add... that I turned her down?
Ayrıca İngiltere'nin yüce gücününde arkanda olduğunu eklersek.
Add to that the might and power of England at your back.
Umutsuz fahişeler listeme bir prensesin ekleneceği anlamına geliyor.
It means I get to add a princess to a long list of desperate sluts.
Yanlış bir şey var.
Guys, something doesn't add up.
Kulağa hiç mantıklı gelmiyor.
It just... it don't add up.
- Bir sıfır ekleyebilir miyim?
- Wait, can I add a zero?