Advanced traduction Anglais
3,686 traduction parallèle
Tüm evrendeki ileri uygarlıklar belki de göktaşlarını bir basamak olarak kullanmış olabilirler.
Advanced civilizations all over the Universe may use asteroids as stepping stones to the stars.
- Senden daha ilerlemiş düzeyde mi? - İkimiz hakkında düşünüp duruyordum.
More advanced than you.
- Bu ürün ne kadar gelişmiş?
How far advanced is the product?
- Bayağı gelişmiş.
Advanced.
Ona kim erişmiş ise ilerlemiş düzeyde kodlama yeteneği var.
Whoever is accessing her has advanced coding skills.
Senden daha ilerlemiş düzeyde mi?
More advanced than you?
Böyle hassas bir dokuyu çıkarmak da yüksek derecede cerrahi yetenek ister.
The precision of the removal suggests highly advanced surgical skill.
Evet, zaten bir gün köle olacaksam başka gezegenlerden gelişmiş türlerin kölesi olmayı yeğlerim. Glendale'den manyak birinin değil.
Yeah, I always thought if I were ever enslaved, it would be by an advanced species from another planet, not some hotsy-totsy from Glendale.
Bir insandan daha gelişmiş.
More advanced than a human.
- İleri seviye.
Advanced level.
Hayır, bundan çok daha karmaşık teknolojilere aşinayım.
No. No, I'm well acquainted with much more advanced technology than this.
Helyum 3 ürütmek ve sentezlemek amacıyla yapıldı.
It's an advanced array that generates and synthesizes helium 3.
Marie gelişmiş ruh sağlığına örnek sayılmaz gerçi.
Not that Marie's an advertisement for advanced mental health or anything.
Bacaklarında ilerlemiş kireçlenme izleri var.
His legs show signs of advanced arthritis.
Bu yarınki baskının bir örneği.
This is an advanced copy of tomorrow's editorial.
Ben, C-12 güvenlik seviyeli ve ileri düzey silah eğitimli, eski bir CIA ajanıyım.
I'm ex-CIA with C-12 security clearance and advanced weapon training.
Bu inanılmaz. Kocanızda ileri derecede frengi var ama siz frenginin hiç bir belirtisini göstermiyorsunuz.
It's undoubted that your husband is in an advanced stage of syphilis, and yet...
Tamam, ben olsam kuğuyu seçerdim çünkü çıkacak olan melezde insanlardaki gelişmiş endüstriyel medeniyet ve her zaman hayalini kurduğum zarif bir boyun olurdu.
Okay, I'd pick swan because, uh, the resulting hybrid would have the advanced industrial civilization of a human and the long graceful neck I've always dreamed of having.
İz sürme zor olabilir.
Maybe tracking is too advanced.
Eğer bir akıI hocam olacaksa... yüksek lisans derecesi olan birini tercih ederim.
If I have to have a mentor, I'd rather it be someone with an advanced degree.
- İleri seviye biyoloji mi? - Evet.
- Advanced-placement biology?
- Michelle. Ve bunlar da ileri düzey sınıfımızdan birkaç öğrencim.
And these are some of the girls from my advanced class.
Uyanık sadece bir strateji oyunu gibi görünüyor ama aslında olası terörist tehditlerini öngörmek için imkân dahilinde geliştirdiğiniz en iyi teknolojimizdir.
Wide Awake looks like an online strategy game, but in fact, it's potentially the most advanced technology we have for predicting terrorist threats.
Bu görev zamanın en gelişmiş robotu, Robonaut 2'ye verildi.
to deliver the most advanced model in robotic engineering to date, Robonaut 2.
Leonardo da Vinci, Dünyaca ünlü sanat eserleri yaptı, zamanının 500 yıI ilerisinde makinalar tasarladı, ve günümüz robotlarının temellerini attı.
Leonardo da Vinci- - the man who created some of the most famous artwork in the world, designed machines 500 years ahead of their time, and laid the groundwork for today's advanced robotics.
Ronnie'nin myocarditis durumu çok ileri.
Ronnie's myocarditis is too advanced.
G.F.M Gelişmiş Fikir Mekaniği.
A.I.M. The Advanced Idea Mechanics.
Gelişmiş Fikir Mekaniğinin üst düzey üyesiyim.
I'm a high ranking member of the Advanced Idea Mechanics.
Anladığın geometri pek ileri seviye değil.
Your understanding of geometry is not very advanced.
Bu, kancayla açtığımız kilitlere göre daha dezavantajlı.
This lock is far more advanced than the ones we used to pick with niddles.
Her iki ceset de... İki cesette ileri derecede koku salıyordu.
And both bodies... both bodies exhibited advanced putrefaction.
Kimsenin sözde gelişmiş uzaylı ırkının bile Tom Mason'ı kendi oğullarına karşı bir şeye dönüştürebileceğini sanmıyorum.
I don't think anyone, even a supposedly advanced race of aliens, could get Tom Mason to turn against his boys.
Tüm birliklerin güvenli savunma hattına yerleşmesini istiyorum.
I want all units on advanced defensive perimeter.
Kaçınılmaz olarak nüfuz eden şeyler en gelişmiş savunma şeklidir.
Something will inevitably penetrate even the most advanced defences.
Kafatasında iki kırık önemli miktarda kan kaybı ve ileri derecede hipotermi.
Two skull fractures, a significant loss of blood, and advanced hypothermia. Woman :
Bunlar tedavi edilemeyenler. Yeni mucizevi ilaçların fayda etmediği veremin çok ilerlediği hastalar. - Tanrı yardımcıları olsun.
These are the incurables, those whose tuberculosis was too far advanced for any of the new miracle drugs to have an effect.
Bizim dünyada götürülüyor gelişmiş türler tarafından İnsanların biz "Gözlemciler" diyoruz.
Our world is being taken over by an advanced species of humans we call "Observers."
Ne kadar gelişmiş olsanız da ne pahasına olursa olsun hayatta kalma içgüdünüz olacaktır.
No matter how advanced you become, you will endeavor to stay alive at all costs.
Bitirme sınavlarını veriyordu.
Well, he was in advanced placement.
İşte ileri astronomi.
Behold advanced astronomy.
Ast Gösteri Yöneticisi, enkaz bir gemide saklanıyor evrenin gördüğü en gelişmiş savaşçı ırkın güvenlik sistemlerine giriyor.
A junior entertainment manager, hiding out in a wrecked ship... hacking the security systems of the most advanced warrior race the universe has ever seen.
Evet, sen alanımızdaki yeni, akıllı ve gelişmiş olan şeyleri temsil ediyorsun.
Well, yeah, you represent everything that is new and smart and advanced in our field.
- Nina Bilim Bakanlığı'nda çalışıyor. Gelişmiş teknolojilere erişim yetkisi var.
Nina works for the Ministry of Science, she's got access to advanced technology.
Gelişmiş uzaylı teknolojisine karşı, salak bir sopayla nasıl savaşacağım ben?
How am I supposed to fight advanced alien technology with a stupid stick?
Yalnızca hünerlerini, cesaretini ve sopanı kullanarak gelişmiş teknolojileri mağlup etmekten mesulsün.
Responsible for defeating advanced technology using only ingenuity, bravery, and a stick.
Bu öncü müfrezenin arkasında burayı ele geçirmek isteyen binlerce düşman askerinin olduğu kesin.
It's certain that there are thousands of enemy soldiers behind this advanced platoon, anxious to capture this region.
Hayır, gelişmiş kendimi koruma sınıfını denedim ve birisi kazayla dirsek attı.
No, I tried an advanced self-defence class and someone accidentally hit me with their elbow.
"... cep telefonlarından ileri silah sistemlerine kadar... "... her şeyde kilit bileşen olan... " "... ender toprak minerallerinin önümüzdeki yıllarda küresel pazarlarda "
"... global markets in rare earth minerals, key components in everything from cell phones to advanced weapons systems, is predicted to explode in the coming years, yielding hundreds of billions of dollars in profits. "
Bir tankın üzerinde beş mil uzaktan delik açabilecek gelişmiş bir taktik fazer var
There is an advanced tactical phaser that could melt a hole in a tank from 5 miles away. Read about it.
Fakat Avrupalılar, diğer gelişmiş kültürlere rastladığında çok daha zor zamanlar geçirdiler.
But when Europeans hit other advanced cultures, they had a much rougher time.
Olgunlardır, deneyimlilerdir ve sadece, ileri derecede kalça çıkığı olanlarda görülebilecek dudak uçuklatıcı esnekliğe sahiptirler.
They've got maturity and experience, and the kind of mind-blowing flexibility that only comes from advanced hip dysplasia.