Adına traduction Anglais
29,832 traduction parallèle
Evet, lütfen, George Dixon adına Brooklyn'de bir adres arıyorum.
Yes, I'm looking for an address, please, in Brooklyn.
Onun adına sevindim.
Good for her.
Tüm ailemiz adına ben konuşsam daha iyi olur.
I think it's better if I speak on behalf of the whole family.
- Odanın senin adına olduğunu söyledin.
You said the room was in your name.
Çıkamazsanız ve gerçekten isyan korkusu yaşıyorsanız ülkede düzeni sağlamak adına ordunun tüm imkânlarını kullanmaktan çekinmem.
If you can't and you really fear rioting, I will not hesitate to use the full force of our armed forces to maintain order in this country.
Kutsal olan... şeyler adına, burada ne arıyorsun?
What in the name of... everything holly, are you doing here?
Kutsal şeylerin hepsinin adına!
Sanctimonious, condescending know-it-all!
Ne yazık ki çoktan İngiliz hükümeti adına burada kazı uygulamasına başladım.
Unfortunately I've already applied to excavate this site on behalf of the British Museum.
World Wide Web ile NSFNET ya da Internet adına her ne diyorsanız bunlar tamamen ayrı şeyler.
Remember, the World Wide Web and NSFNET, or the Internet, or whatever you want to call it, are two different things.
Kutsa bizi Tanrım gönderdiğin, birazdan alacağımız hediyelerini efendimiz İsa adına kutsa.
Bless us, oh, Lord, for these thy gifts, which we're about to receive, from Thy bounty through Christ our Lord.
Saito Oyun Takımı adına büyük içtenlikle özür diliyorum.
On behalf of Saito Game Team, I most humbly apologize.
Senin adına çok sevindim, Ross.
I'm very glad for you, Ross.
Eh, onun adına hareket edebilmem için bir vekaletname imzaladı.
Well, she has signed a power of attorney so that I may act on her behalf.
Bayan Warleggan'ın oğlu... Geoffrey Charles adına tutulan Wheal Grace'deki yarı pay, yılın başında elinize geçti.
The half-share in Wheal Grace, held on behalf of Mrs Warleggan's son Geoffrey Charles, disposed of at the beginning of the year.
Bayan Warleggan değersiz bir madenin....... yarı payı olarak oğlu adına 600 £ aldı.
Mrs Warleggan received ã600 on behalf of her son for a half-share in a worthless mine.
Alvarez adına gelen paketi almak için geldik.
_
Siz güvende olduğunuzda, ben de bizim için en iyisini yapmak adına özgür olacağım.
When you're safe, I'll be free to do what's best for us.
Bağışlanmaya hazır poşetin varsa senin adına götürmem için bana verebilir misin?
If you have a bag ready to donate, can you give it to me, so I can get rid of it for you today?
Senin adına çok mutlu oldum.
I am so happy for you.
Aslında herkes adına mutlu oldum.
For everyone actually.
Senin adına çok mutluyum.
I am so happy for you.
Ve Amar adına da.
And Amar.
Otelin adına, çok özür dileriz.
- On behalf of the hotel, we are so sorry.
Kardeşim adına özür dilerim.
Sorry about my little brother here.
Senin adına sevindim.
I'm happy for you.
Az önce Bay Scott adına tuhaf bir paket aldım.
I just received an odd package for Mr. Scott.
[General Lee Sun Sin adına yazılmış şiir]
[poem for General Lee Sun Sin]
Öte yandan bana gelecek adına savaşmam için ayrı bir teşvik verecek.
Then I guess that gives me a damn good incentive to fight for the future.
Adına da "Jumbo" diyordu.
He called it "Jumbo".
Aman Tanrım, ve harcadığım onun adına bitirdiğim yıllar.
My God, and the years I wasted, broken up over her.
Güzel, ama sadece netleştirmek adına söylüyorum, seni sevdiğimden değil.
Fine, but just to clarify, it's not'cause I like you.
Ama senin adına çok mutluyum.
But I'm so happy for you.
Ama insanlar olarak anlam ve güzellik yaratmak... ve birbirimizle bağ kurmak adına yaptığımız şeyler... Atelier Crenn'in ve Dominique'in... önemli bir parçası.
But in terms of what we do as people to create meaning and beauty and connect with one another is absolutely central to what's at Atelier Crenn and to Dominique.
Fakat sorun şu, verimlilik adına... birçok geleneksel tür artık ekilmiyor.
The problem is, in the interests of efficiency, many of the old traditional varieties are being phased out.
Senin adına çok sevindim.
That is fantastic. I'm so happy for you.
Bu iki taraf için de oğlunuz için en iyi çözümü bulmak adına bir fırsat.
This is just an opportunity for both sides to state their case so we can work to find a resolution that's best for your son.
- Baba, oğul ve kutsal ruh adına.
In the name of the Father, the Son and the Holy Spirit.
Prague'da annesinin adına olan banka hesabına bir bakın.
Look for a bank account in Prague in her mother's name.
Başkalarını kurtarmak adına kendini feda etmeye gönüllü olmak...
A willingness to sacrifice themselves to save others.
Bu büroya adadığın onca yılın adına bu bölüğün erkekleri ve kadınları adına sana minnettarlığımızın göstergesi olarak bunu takdim ediyorum.
In recognition of your many years of dedication to this Bureau, the men and women of this division would like to present you with... this token of our appreciation.
200.000 dolarlık çeki, ailemizin birlikteliği adına mı bozdurdun yani?
You forged a check for 200 grand in the spirit of family togetherness?
Saugus'tan, James Canby adına kayıtlı.
Registered to a James Canby of Saugus.
Ama bovling arkadaşlarına göre adı Nasim Behzadi.
But according to his bowling friends, his name is Nasim Behzadi.
Adı neydi? - Vay canına.
- Wow.
641 yılına kadar evet.
Until 641 AD, yes.
Domuz olmasına rağmen kızım bu adı verdi.
That's what she calls it, even though it's a pig.
66 milyon yıIdır soyları tükenmiş olmasına rağmen Şilililer'in onları doğru tarif etmeyi bırak adını duymuş olmaları bile imkansız bir şey.
Besides the fact that pelycosaurs have been extinct for 66 million years, it seemed very unlikely that the Chilean locals would have ever heard of him, let alone been able to so accurately describe them.
Senin ortağın olacağına göre onun adını çıkarmak adil değil bence.
If she's your partner, I don't think it's fair to nix her name.
Baba, oğul ve kutsal ruh adına... Harika.
Great.
Akıllıca adım atın yoksa Zeus'un gazabına uğrarsınız.
Step wisely or suffer the wrath of Zeus. "
Adı da "Kaldır kıçını ve forkliftin başına dön. Paydos bitti."
It's called "Get Your Ass Back on the Forklift, Lunch is Over".