Ahali traduction Anglais
337 traduction parallèle
" Makul olun, ahali!
" Be sensible, folks!
Bütün ahali evlerindeki tek odada yaşıyor.
Everyone lives in a single room.
Belediye Başkanı, meclis üyeleri ve ahali.
Herr Burgomaster, gentlemen of the council, villagers.
Ya kocalarını bırakırlar ve dört çocukla geri gelip misafir odasına yerleşirler ya da kocaları işlerini kaybeder ve tüm ahali geri dönerler.
Either they leave their husbands... and come back with four children and move into your guest room... or their husband loses his job and the whole caboodle comes back.
Ahali ikiniz hakkında konuşuyormuş, buradaki yaşantınızla ilgili, savcı bunu iddia ediyor.
He claims folks are talking about you two living here like this.
Benden size yer ve ahali hakkında bilgi vermemi istedi.
He's asked me to tell you about the place and the people.
Ahali için bir hastane ve okul yapsınlar diye bu evi onlara vereceğim.
I'm going to give them this house to make a school and a hospital for the people.
Tamam, ahali, kalabalık etmeyin.
All right, don't crowd.
Ben dışardayken Ahali "Tommy, Geliyor?" diye bağırıyordu, ben daha yetişemeden herkes ayrılmış!
I was out at the back and the folks yelled, "Coming, Tommy?" And I couldn't make it right then. They left!
Ey ahali, sizlere bir bildiri getirdim...
And there are also atoms for silver and gold.
Ahali, dışarı çıkın!
Tenants, come out!
" ahali kadınları geri getirmek için gittiklerinde
'When the menfolk Went to fetch them
Ey ahali, duyduk duymadık demeyin Başkanımıza kulak vermeyi ihmal etmeyin.
Come, all good citizens, draw near... and to your good Lord Mayor... lend generous ear.
Ey ahali, görüyor musunuz?
You see that, folks?
Basıp geçiyorsun. Hey, ahali bakın!
HEY, EVERYBODY, LOOK, LOOK WHAT WE GOT HERE.
Bakın ahali pis serseri!
EVERYBODY, LOOK!
Ahali bakın!
SPIT IN HIS MOTHER'S EYE, THIS ONE.
Bize köylü, kıro diyorlar, ama biz tarlada çalışmasak zengin ahali ne yerdi?
They call us hicks, but if we didn't work the land, what would the rich folks eat?
İyi akşamlar ahali.
Top of the morning, everybody!
Hey ahali! Ahali!
People, people!
Hey ahali!
People!
Hey ahali!
People, people!
Nerede bu ahali?
Where are all the people?
Hey, ahali! Bakın hele!
My good people look!
Ey, ahali! Gelin, ayıbımı görün.
People, come to see my shame!
Posta arabası 10 dakika içinde kalkıyor ahali.
Stagecoach leaving in 1 0 minutes. folks.
Ey ahali!
Townspeople and philistines!
Hey, ahali... Eğer müsaade ederseniz bende katılacaktım oyuna...
Well, folks... if I may be allowed to join you...
Hayır... Göründüğü gibi değil, şu kör ahali öğrenmeli... senin ne kadar içten biri olduğunu.
Unlike the sighted, blind folks learn to admire straight from the heart.
Günaydın ey ahali.
( Tannoy )'Good afternoon, everyone.
Değerli ahali, sizlere yarının önemini hatırlatmak istiyoruz.
( Tannoy )'Just to remind you good people, the big day is tomorrow.
Unutmayın ey ahali. 2 Numara konuşma yapacak. Takdir Anıtı'nın açılışını gerçekleştirecek.
Remember, folks, speeches by Number Two,'and unveiling of the Appreciation Monument.
Ahali toplanıyor.
People are gathering.
Bassavriouk! Hey ahali!
Basavriuk!
Ahali, haydi eğlenceye!
- Cuckoo, cuckoo! .. - Come on guys!
Duydunuzmu, ahali?
Did you hear that, boys?
Pekala, ahali, buraya gelin ve oturun.
All right, you folks, come on down here and sit down.
Buna izin mi vereceksiniz? Uyanın ahali!
Do you still support Hols?
- Ahali nerede?
Where's the populace?
O kadar iyi karşıladıktan sonra ahali dedikodu eder.
People would gossip after we received him so well.
Haklısın, ahali ne der.
You're right, people would criticize us.
Gittiklerinde ise ; yüzlerce yıldır burada hayat süren ahali artık yaşamıyordu.
When they had left, the community that it lives a thousand years here, had perished.
Eh ahali, paranızı bankada tutun!
Folks, keep your money in a bank!
Gittiklerinde ise yüzlerce yıldır burada hayat süren ahali, artık yaşamıyordu.
When they had gone, a community which had lived for a thousand years... was dead.
İhtiyar, doldur, ahali, güzelce yiyin.
Old man, keep pouring, Everyone, eat well.
Evet, ahali, şuraya adımınızı atarsanız, kalkışa hazırız!
OK, folks, if you'll just step right up here, let's go!
Yüksek veya alçak, hızlı veya yavaş, sizi uçurabilirim ahali ve sizi, yaşlı hizmetçinin kuş tüyü yatağa girdiği gibi indiririm.
I can take you folks high or low, fast or slow, and I can land you as soft as an old maid on a feather bed.
Pekâlâ, ahali, boş verin.
All right, folks, never mind.
Affedersiniz, ahali.
Excuse me, folks.
Toplanın ahali!
Gather around, folks!
Ey ahali gelin!
There.