Ahlak traduction Anglais
2,967 traduction parallèle
Burjuva ahlakı mı?
Bourgeois morality?
Ahlakınıza uygun olmadığı.
- Consistent with your morality. Right.
Bu adamda ahlak denen bir şey yok.
The man has no morals whatsoever.
Hacı Rahim Bey'in ahlak derslerinden istifade edeceğim.
I'll take Ethics with Mr.Hadj Rahim.
Ahlak, Hacı bey. Nazarî ( teorik ) ahlak hakkında.
Ethics, Mr.Hadj. About theoretical ethics.
Ahlak?
Ethics?
Eşim yüksek ahlak değerlerine sahip dürüst bir adamdı.
My husband was an honest man who held himself to the highest moral standards.
Ahlak, itibardır.
The moral backbone is dignity.
Bu konuyu ahlak bürosu ekiplerine anlatırsın.
You can take that up with our Sex Crimes unit.
Onu tamamen ahlak dışı buluyor.
He finds it totally unethical.
Hem şekil olarak hemde ahlak olarak.
Morally and logistically.
Sence duygusal davranıp meslek ahlakından vazgeçebilir mi?
You think his emotions will override his police instinct?
Biliyorum çünkü Ahlak Masası'nda çalıştığım zamandan hatırlıyorum.
I know because I remember her when I worked Vice.
Hâlâ yaşamaya çalışıyorum, o yüzden bana ahlak savunucusu gibi davranma.
I'm still trying to survive, so don't you come the moral defender with me.
Uyduğumuz bazı ahlak kuralları var.
We have a sort of moral code we follow.
Derek, sizlerin bir ahlak kuralı olduğunu söyledi.
Derek said you guys had a code.
Buraya kadınlarının ahlakını çökertmek, kültürlerini silmek, kendi irademizi kabul ettirmek için geldiğimiz yönündeki Taliban propagandasını destekleyecek mi?
By supporting Taliban propaganda that we're here to corrupt their women, wipe out their culture, impose our will?
Ahlak muhafızı ve öğüt makinesi bir babaya sahip olmanın ne kadar rahatsız edici olduğunu ben de iyi bilirim.
I know too well how annoying it is to have a preachy and self-righteous father!
Sanatsal onur ve kamu ahlakını koruduğum için mi?
For what, standing up for artistic integrity and common decency?
Eskiden ahlak masasında gizli görevde çalışırdık.
We used to work undercover vice together back in the day.
Ahlak ve edebe karşı yapılan saldırıları affetmeyi reddediyorum.
I refuse to condone further attacks on morality and decorum.
Bu usulün uygunluğunun sorgulanacağı bir durum değil, ahlak meselesi.
It's not a question of due process. It's an ethical issue.
İmanına kefil olamasak da ahlakına her zaman kefilim.
I can't vouch for his faith, but I can vouch for his morals.
Benim ahlak anlayışım bu.
This is my decency.
Ahlak masası mı?
Vice?
Yardım ediliyor. Bakın, iş ahlakım konusunda zaten düşüncenizi açık etmiştiniz.
Listen, you've been real clear about what you think about my work ethics.
Daffy, mahallede yaşıyorsan, belli ahlak kuralları vardır.
Daffy, when you live in a neighborhood, you live by a strict code of conduct.
Ahlak kuralları.
Code of conduct.
Ahlak duygunu ortaya çıkarmaya çalışıyorum.
- No. I'm trying to reason with your sense of morality, man.
Akla şu soru geliyor siyasetçilerin ahlak standardı bizden yüksek mi olmalı? Siz ne düşünüyorsunuz?
It does raise the question if politicians should have higher moral standards than the rest of us.
Kesinlikle. Siyasetçilerin ahlak standartları daha yüksek olmalı ve ben öyle olduğumu düşünüyorum.
Politicians should have higher moral standards, and I think I do.
Onu stüdyoya çağırıp basın ahlakından bahsedelim.
Let's get him in the studio for a talk about press ethics.
Güzel. Laugesen'la basın ahlakı hakkında konuşacaksınız herhâlde?
I suppose you'll be interviewing Laugesen about press ethics?
İş ahlakını annenden almışsın.
Oh, you have your mother's work ethic.
Sinsi niyetleri, ama takdire değer iş ahlakı.
Sinister intentions, but an admirable work ethic.
Ahlak kuralın.
The moral code.
Kamu ahlakı suçundan, kariyerin... kariyerin harap olabilirdi.
A charge of public indecency, it would... it would wreck your career.
Saldırı, kira kanunlarını çiğneme, sağlık kanunları bilirsin işte insan ahlakı hakkındaki basit kanunlar.
Assault, violations of rental codes, health codes, and you know, just basic codes of human decency.
Ahlakım zaten bozuk benim Bay Hull.
I used to be in vice, Mr. Hull.
Ahlak duygusundan daha sıkıcı bir şey yoktur Humphrey.
There's nothing more boring than a sense of morality, Humphrey.
Ahlak bekçisi.
Oh. Morals.
Benim ahlakıma da uymaz.
And my ethics.
Senin ahlak algına güvenmediğim için beni bağışla.
Forgive me for not discriminating between your moral shades of gray.
"iyi iş ahlakı, beceri eksikliği"
"good work ethic. Lacks skills."
Sana ahlak dersi ver diye para ödemedim.
I'm not paying you to have an ethical dilemma,
Sen Dorado Falls'da başlama emri verdiğinde ahlakı düşünüyor muydun?
Were you thinking of morals when you gave the go-ahead on Dorado Falls?
Ve bu onları bırakacaktı arasındaki daimi dikkat Atın satır hayvan içgüdüsü ve daha uygar ahlak bir insan bilinç.
And this would leave them in perpetual attention between the row animal instinct of the horse and the more civilized morality of a human consciousness.
Patronun şantaj yapıyor sen de benim meslek ahlakımı mı sorguluyorsun?
Your boss uses blackmail and you question my professional ethics?
Ahlakı da.
No morals either.
Renzulli'nin iyi iş ahlakı bana da buluşmaya başladı.
Quite the early bird.
Bunun neresi ahlak dışı?
What's unethical about that.