Alabilir miyim traduction Anglais
17,445 traduction parallèle
Bir bardak daha şampanya alabilir miyim, lütfen?
Can I have another glass of champagne, please?
Bir saniye alabilir miyim?
Can I see that for a sec?
Doğum gününde bir öpücük alabilir miyim?
Ooh! Hey, do I get a kiss on your nameday?
Arabanızı hala ödünç alabilir miyim?
Offer still good to borrow your car?
Bir içki alabilir miyim?
May I?
Büyük boy kızartma alabilir miyim?
Large chips, please.
Şimdi, portföylerinizi alabilir miyim?
Now, can I have your portfolios?
Çay alabilir miyim?
I'd like some tea.
- Bir de şapka alabilir miyim?
Can I have a hat too, please?
- Bir tane alabilir miyim?
Oh, could I get one? Of course.
Ceketinizi alabilir miyim?
Can I take your coat, please?
Hayır böyle iyi ; fakat müzik grubuna yakın olabilmek için şu masayı alabilir miyim?
No, it's fine, but may I have that table right there so I can be close to the band?
- Cliff, bir saniyeni alabilir miyim?
Cliff, uh, could I have a second?
KKTV, Kanal 11'in numarasını alabilir miyim?
Yeah, I'd like the number for KKTV, channel 11.
Davanızı başlatabilmek için adınızı ve numaranızı alabilir miyim?
Now, to get your case started, may I ask for a name and the number for one of our attorneys to reach you?
- Selam, bir dakikanı alabilir miyim?
Hey. Can I talk to you for a minute?
Pardon, hesabı alabilir miyim?
Miss. Check, please?
- Tricia, ışığı alabilir miyim?
- Tricia, can I get a light?
Kucağıma alabilir miyim?
May I hold her?
Bir tebeşir molası alabilir miyim?
Uh, can I get a chalk break, or something like that? Uh-oh.
Desteyi ben alabilir miyim?
DEE : Can I... can I have the deck, please?
Bir bıçak alabilir miyim, lütfen?
May I have a knife, please?
- Bir bardak su alabilir miyim?
- Can I get a glass of water?
Biraz alabilir miyim?
Can I try a little?
Bir kadeh beyaz şarap alabilir miyim, lütfen?
Could I get a glass of white wine, please?
Testereni ödünç alabilir miyim?
Can I borrow that chainsaw?
Gözlüğü alabilir miyim?
Can I borrow those?
Beyaz şarap alabilir miyim, lütfen?
Can I have some white wine, please. I'm sure its just the Kinder lite.
- Bir kadeh beyaz şarap alabilir miyim?
Can I have a glass of white wine? Yes!
Siparişinizi alabilir miyim?
Can I take your order?
Bir tane daha alabilir miyim?
Can I get another of these?
- Bira falan alabilir miyim ya?
- Can I get a beer or something?
Alabilir miyim?
Cool?
Biraz kan örneği alabilir miyim?
Would you mind if I took some blood?
Yeni geldim ve acaba yeni bir koltuk alabilir miyim? - Eskisi çok kötü kokuyor da.
Um, I'm the new temp, and I'm wondering if I can get a new chair for my desk because the old one smells really terrible.
- Bir tane alabilir miyim?
- Can I have one?
Biraz çilekli müsli alabilir miyim, lütfen.
Just some muesli with strawberries, please.
Sadece cüzdanı alabilir miyim lütfen?
So can I just please have the wallet?
Bardağınızı alabilir miyim?
May I take your glass?
Sakıncası yoksa ödünç alabilir miyim?
Mind if I borrow this?
Tamam, silahımı alabilir miyim ama?
All right. Can I have my gun now, though?
Şunu ödünç alabilir miyim?
I'm just gonna borrow your...
Kokain de alabilir miyim?
Can I also get coke?
Testi alabilir miyim?
Is there any way I can make up the test?
Böldüğüm için üzgünüm, ama Michael, Lucas ve Dustin'i alabilir miyim?
Sorry to interrupt, but, uh, may I borrow Michael, Lucas and Dustin?
Buraya biraz daha buz alabilir miyim?
Could I have a more substantial block of ice back there?
Soyismini alabilir miyim?
May I have your last name?
Bir tek Jameson alabilir miyim, lütfen?
Can I get a shot of Jameson, please?
- Ben de bir silah alabilir miyim, lütfen?
- Can I get a gun yet, please?
Sokak cüppeni alabilir miyim?
May I take your exterior vestments?
Hey, Cheese, Bir dakikanı alabilir miyim?
Sure. Good morning, Joyce.