Alakalı traduction Anglais
9,580 traduction parallèle
- Alakalıyım.
- I'm interested.
- Korumakla alakalı.
It's about protection.
Ya kurbanlarla alakalıysa?
What if that was about the victims?
Senin kaplumbağa hızınla alakalı.
This is about your turtle speed.
Bunun intikamla alakalı değil. Güvendeyiz.
- This isn't about revenge.
- Ben, benimle alakalı.
- Me. It's about me.
İşle alakalı...
It's a work thing...
Afedersiniz Peder, Ama bu mektup çok kötü bir tarihle alakalı, ama içinde FERREIRA'ya dair bir bilgi yok.
Excuse me, Father, but this letter relates the most terrible history, but it says nothing of FERREIRA himself.
Kral olmakla alakalı bir şey.. .. eninde sonunda, hepsi düşerler.
The thing about kings, though... eventually, they all fall.
Bu durumla alakalı.
This is about station.
Tüm bu intikam şeyleri, güç takıntısı.. .. hepsi korkuyla alakalı.
The whole revenge thing, the obsession with power... it's all rooted in fear.
Eric, bunun seninle alakalı olması gerekmiyor.
Eric, this is not necessarily about you.
Bu nasıl seninle alakalı oldu?
- Oh, how did this get to be about you?
Kaptan Hunter'a göre bu, öldürmekle alakalı değil.
To Captain Hunter, this isn't about a killing.
Bu kurtarmakla alakalı.
It's about saving.
Hepsi birlikte daha iyi bir hayat istemekle alakalı, değil mi?
It's all about wanting a better life together, isn't it?
Ve çoğu da Punisher'ın kurbanlarıyla alakalı.
And most of it's about the Punisher's victims.
Bakın, bu sadece basınla alakalı değil.
Look, it's not just about the press.
Demem o ki, belki bir zamanlar bu onun masum olup olmadığı ya da bir cins, bilirsin, manyak katil olup olmadığıyla alakalıydı, ama o gemi uzun süre önce kalktı, Nelson ve Murdock'taki kariyerinle beraber.
I mean, maybe once upon a time this was about whether or not he was innocent or some sort of, you know, psycho murderer, but that ship sailed a long time ago, along with your career at Nelson and Murdock.
- Neden her şey iş ya da seksle alakalı olmalı? - Evet, katılıyorum.
Hey, why does everything always have to be about work or sex?
Bu seninle alakalı değil. Viper'la alakalı.
This ain't about you, it's about Viper!
Tamamen alakalı bence.
I think it has everything to do with it.
Bu dürüstlük ve bireysel sorumluluk ile alakalı.
This is about honesty and personal responsibility.
Dedektifin şu bayıcı cinayet / soygun olayı ile alakalı değilse, can kulağı ile dinliyorum.
Well, as long as it's not the detective's homicide / robbery snoozefest at the docks, I'm all ears.
Davamla alakalı.
It's about my case.
Evet, "Dil ile alakalı olan her şeyin uzmanı" nı unuttun.
Yes, you forgot "Master of all things tongue-related."
O boş arazi mesajı bununla alakalı olabilir.
Maybe that's what the text of the barren field was.
Richie ile alakalı konuştuğumuz mesele var ya, mektubu yazmanı istiyorum.
Hey, hey, the thing we talked about with Richie? I want you to draw up the letter.
Mesele neyle ilgilidir, emin olamadığımıza göre, çete demektense Bayan Weaver'ı neden uyuşturucuyla alakalı cinayet diye duyurmuyoruz?
Since we can't be certain what this is about, instead of saying gangs, why don't we announce Miss Weaver as a drug-related homicide?
O öğretilerde cömertlik ile alakalı bir şeyler olduğuna eminim.
I know there's something in that covenant about generosity.
Banyo tuzlarıyla alakalı bir şey mi?
Is that related to bath salts?
Bilimle alakalı şeyler yapabiliyorum.
I can do science stuff. Pshhh.
Sörf şarkıları daha alakalı olacak.
More! Surfing songs will be more relevant.
- Her şey birbiriyle alakalı.
Everything's connected.
Fikirlerle alakalı birşey.
It's about ideas.
Yemek yapmanın sevgiyle alakası yok. Talimatları uygulamayla ve elleme isteğiyle baş etmeyle alakalı.
It's about following instructions... resisting the urge to poke.
Limanın orada yakalandığımla alakalı...
I haven't said anything about what happened at the docks
Festivale gelen yabancı sayısıyla mı alakalı?
Something about the influx of foreigners at the festival?
Her zaman seninle alakalı Eldritch, öyle değil mi?
It's always about you, Eldritch, isn't it?
Bu yaratıklarda alakalı farklı bir şey vardı. Tamam mı?
There's... there's something different about these creatures.
Bunun Ruiz'den vazgeçmek zorunda olmanla alakalı mı değil mi bilmiyorum ama eğer ki tanık olmasıyla bağdaştırırlarsa bu cinayeti senin de benim de kariyerlerimiz yarrağı yemiş oluyor.
Okay, whether or not that you had to kick Ruiz, if his murder was a retaliation to him turning witness, then your career and mine is fucked with ten dicks running.
Benimle alakalı bir şey mi?
Is it something to do with me?
Babanın Wessex'teki tarım bölgesiyle alakalı.
It was about your father's farming settlement in Wessex.
Bir saniye, bu ölüm havuzu saçmalığıyla mı alakalı?
Wait, is this about that dead pool crap?
İstiyorum, ama bunun benim polislik genimle alakalı olduğunu sanmıyorum.
Yeah, I do, but I didn't get the corrupt cop gene.
Seattle'da bir yere soygun yapmak isteyen silahlı bir çete ile alakalı.
It's about an armed crew planning a hit somewhere in Seattle.
İşleri yoluna koymamla alakalı.
It's about me making things right.
Benimle alakalıydı.
It was me.
"Dille alakalı her konuda uzman" ı unuttun.
Yes, you forgot "master of all things tongue-related."
Trust No 1 İyi seyirler. Büyük planınla alakalı işe yaramayan iki şey var :
- Two things about your great plan that didn't work out.
Kızınla mı alakalı?
This is about your daughter?