English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ A ] / Aldırmıyorum

Aldırmıyorum traduction Anglais

254 traduction parallèle
Aldırmıyorum.
I don't care.
Bana kötü söz söylemene aldırmıyorum.
I don't mind your swearing at me.
Buna aldırmıyorum.
I wouldn't mind that.
Onun ütünde bir şey olmasına aldırmıyorum...
I don't care if she ha...
Öldürülmeye aldırmıyorum.
Look, I don't mind being killed.
Ama aldırmıyorum.
But I don't mind.
- Kapa çeneni artık ne zaman ne dediğine aldırmıyorum
- Shut up. I don't care what you do when this is over.
Romalıların inandığı bütün tanrılar adına aldırmıyorum hastalığıma.
By all the gods that Romans bow before, I here discard my sickness.
Artık Susanne'nin beni işten kovmasına aldırmıyorum.
I don't care any more about Susanne firing me.
Kim olduğun ya da ne olduğuna aldırmıyorum... ama hain olmadığını ve bu insanları bana karşı ayaklandırmayacağını kendi dudaklarından işitmek istiyorum.
I do not care who you are or what you are or what they may say about you, but I want to hear from your own lips that you are not a traitor, that you would not lead these people in revolt against me.
Aldırmıyorum.
Leave off.
Bu duvarlar, bu parmaklıklar onlara aldırmıyorum.
Those walls, those bars, I don't care.
Zaten aldırmıyorum da.
I don't care about that.
Artık Ben Nicholson'a eskisi kadar aldırmıyorum.
I don't even care about Ben Nicholson anymore.
Ben kendi tuzağıma doğdum. Artık aldırmıyorum.
I was born in mine. I don't mind it any more.
Aldırıyorum ama aldırmıyorum diyorum.
Oh, I do, but I say I don't.
NasıI yaptığına aldırmıyorum.
I don't care how you do it.
Ona, onun bana aldırdığı kadar aldırmıyorum.
I don't mind him as much as he seems to mind me.
Ama aldırmıyorum.
But I don't care.
Aldırmıyorum.
I don't mind.
- Ne dediyse dedi, aldırmıyorum.
- I don't care if he did.
- Aldırmıyorum.
- I don't.
Beni hoş karşılayıp karşılamadığınıza aldırmıyorum, buradayım ve kalacağım.
However, it makes no difference whether you welcome me or not. I am here, and I will stay.
- Aslında aldırmıyorum. Yapmakta olduğun yaman bir şey.
Let me tell you, it's a hell of a thing you're doing.
Kokusuna aldırmıyorum bile.
I'm not mad about the smell either.
Duygularına aldırmıyorum.
I don't care about your feelings.
Ben buna aldırmıyorum.
I'm not bothered about that.
Yeşil, mavi, herhangi bir renk olsanız da aldırmıyorum.
I don't have any problem. I don't care if you're green, blue, or yellow.
" Ama aldırmıyorum.
But I don't care
Aldırmıyorum.
I'm not worried
Bak Emily, ara sıra kıskançlık yapmana aldırmıyorum ama bu saçmalık.
I don't mind you getting a little jealous now and then... but isn't this ridiculous?
- Bak, kahrolasının nasıl öldüğüne hiç aldırmıyorum. Bütün ilgilendiğim konu onun Mexico City'ye teslim etmesi gereken üç yüz elli beş bin dolarımdır.
I just care about $ 355,000 of my money he was supposed to deliver to Mexico City.
Başka insanların işlerini ellerinden almalarına aldırmıyorum.
I don't mind that they take work from others...
Sen berbat bir dönemden geçerken benim bunu söylemem çok duyarsız bir davranış galiba. Ama gariptir ki, buna da aldırmıyorum.
It's callous of me to say this when you're having a rough time, but oddly enough, I don't care.
Hiç aldırmıyorum.
I don't give a damn.
Derdime bir çare bulduğu sürece bana ne yaptığına aldırmıyorum.
I don't care what he does to me as long as it brings me relief.
Telefonum gece gündüz çalıyor, bilmiyor musun... Fakat aldırmıyorum.
Phone rings day and night, don't you know... but I'm ignoring it.
- Tabii, ama ben aldırmıyorum.
- Sure. Me too.
Anneme benzemesine bile aldırmıyorum.
And I don't even mind that she looks like my mother.
Hayır, aldırmıyorum.
No, I don't care.
Artık beni güzel bulmamana aldırmıyorum.
I don't care if you don't think I'm beautiful anymore.
Şimdi odun kesmeye aldırmıyorum
Now i don't mind chopping wood
İşler nereye gidecek aldırmıyorum.
I - I don't know what's going on.
Aletlerimizle ilgili bu tip incitici sözlere aldırmıyorum, 007!
I disregard these gibes about our equipment, 007!
- Evet. Ben aldırmıyorum.
I don't mind.
Artık bana aldırmıyor sanıyorum yani ben başarı elde edeli beri.
I think she began to despise me when I became successful.
Ama aldırmıyorum.
And I don't mind.
İşim, geleceğim, önemli sayılan her şey, ama aldırmıyorum.
Everything that people think is important, but I don't care!
Kimse onun istihzalarına aldırmıyor ama ben yapamıyorum.
The world is indifferent to his sarcasm, but I'm not.
Hiç aldırmıyorum ; işte o kadar!
I don't mind it ; it's just that...
Lanet oyunu yazmakta zorlanıyorum, ama sen aldırmıyorsun bile!
I'm in trouble with my goddamn play, and you don't care!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]