Alışsa traduction Anglais
95 traduction parallèle
Ailen, minik kartpostallarımıza alışsa iyi olur.
Your folks might as well get used to our little postcards.
Bu kasaba bu fikre alışsa iyi olur.
This town better get used to the idea.
Acele alışsa iyi olur.
He better get used to it fast.
Alışsa iyi olur.
He better get used to it.
Ve asla unutmayın, dünya sizi al aşağı etmeye çalışsa bile, pozitif kalın.
And never forget, when the world gets you down, stay positive.
Her ne kadar yasalar ayrımcılığı önlemeye çalışsa da, onları önyargılarına göre hareket etmekten alıkoyan yasaların varlığı gerekli olsa da insanların bağnazlık yapmaya hakları vardır.
Though laws should exist to prevent discrimination and prevent people from acting on prejudice nevertheless, people are entitled to their bigotries.
Essex, Rebecca'yı kurtarmaya çalışsa da,... insan mutasyonuna olan takıntısı bütün vaktini alır oldu.
And though Essex still fought to save Rebecca, his growing fascination with human mutation became all consuming.
İbneyiz ve buna alışsa daha iyi olur.
We're queer, and he better get used to it!
Vuk'un annesi bu duruma alışsa çok iyi olur.
Vuk's mother will have to get used to it.
O zaman Prens Hapi şuna alışsa iyi olur insan her istediğini elde edemez.
Then Prince Hapi will have to get accustomed... to not getting everything he wants
Çalışsa bile en azından bir saatimizi alır.
Even if it does, it's going to take at least an hour for mine to cool down.
Buna alışsa iyi olur.
- She'd better get used to it.
Notları böyleyken market arabası itmeye şimdiden alışsa iyi olur.
With his grades, he might as well get used to pushing shopping carts around.
Buna alışsa iyi olur.
So he better get used to it.
Bir kimse ikamet ettiği yerde artık görünmemeye başlamışsa... ve dört yıldır kendisinden bir haber alınmadıysa, ilgili şahıslar... bahsedilen kimsenin ortadan kayboluşunun resmen tanınması için... hukuk mahkemesine başvurabilir.
If a person has ceased to appear at his place of residence... and nothing has been heard concerning him for four years, interested parties... may petition the civil court to officially recognize... the absence of said person.
Karla kaplanmışsa, rüzgârı arkana al.
If snow covers them, keep the wind at your back.
Gerçekten çalınmışsa, geri al.
If it really was stolen, get it back.
Lükse alışmışsa ne olmuş ki? Bu kimin hatasıydı?
And what if she is used to luxury?
Eğer bir adam istediğini elde etmeye alışmışsa... fazla ileri gidinceye kadar istediğini verirsin.
When a man's used to having his own way... you let him have it until he goes too far.
İstediği her şeyi alırdı bizler de ne kalmışsa onu alırdık.
He took everything he wanted and the rest of us got what was left.
Sohbetimiz kasede alınmışsa iyi bir kayıt olmalıydı.
If our conversation was taped, it must be a good recording.
Senin hevesin şehvetten önce köreldi, diye ; Oysa baksana ona, bugün besinin alıp yatışsa da, Yarın bileniyor yine ; yine erişiyor önceki gücüne.
Be it not said thy edge should blunter be than appetite... which but today by feeding is allayed... tomorrow sharpened in his former might.
Örneğin, lafın gelişi, eğer odasını toplamışsa 1 $ alırdı.
If she straightened her room, she got $ 1.00.
Eğer kadının aleyhine kullanılabilecek... en ufak bir şey varsa etmez. Alışılmadık bir harekette bulunmuş... ve : iğrenç hakaretlere maruz kalmışsa.
Well, not if the woman... has appearances... in the least degree against her, has exposed herself... by any unconventional behavior... to offensive insinuations and...
Bartlett'den alıntılar yapmışsa ne olmuş?
So he has a copy of Bartlett's Quotations. So what?
Çünkü yapacağım bunu yüreğinin yumuşak bir yanı kalmışsa tabii korkunç işlere alışıp kaşarlanıp bütün duygulara karşı zırh giymediyse.
For so I shall, if it be made of penetrable stuff if damned custom have not brazed it so that it be proof and bulwark against sense.
İyi dinle beni, kız bizim tanığımız ve eğer gözaltına alınmışsa, birisi bize haber vermeliydi!
Look, she's our goddamn witness... and if she's in custody, somebody better fucking tell me!
Lisa, bir şeyi atlıyorsan ya da gerçeği saklıyorsan,... ve eğer Jason da bu işe karışmışsa, sen de uzun bir süre alıkonabilirsin.
Lisa, if you're leaving anything out, if you're hedging the truth, you could be held accountable if Jason committed a crime.
Ançuez DNA'sına biriniz el atmışsa onların yağ yapan genlerinin alınıp birkaç Üçüncü-Dünya ülkesi çocuklarına yapıştırılması, ve bam!
If anyone ever got hold of anchovy DNA they could stick the oil-making gene in a bunch of Third-World kids, and bam!
Eğer protokol dün uygulanmışsa, bu giden solucan deliği o zamandan beri gücünü nereden alıyor?
If the protocol was enacted yesterday, where has the outgoing wormhole been drawing its power from since then?
Birinin karnı yarılmış ve karaciğeri alınmışsa ne kadara gider? - Mönüsü var.
If someone was disemboweled and their liver taken, what would that go for?
Hâlâ kovulmamışsa, o suçlamaların geri alındığını söyler.
If she still has her job she'll tell you those charges were dropped.
- Eğer al-kesh DHD'ye çarpmışsa, bu giden geçide sağlanan enerjiyi kesecektir.
- If the al - kesh crashed into the DHD, it would cut off power to the outgoing gate.
Müşteriyi havasında yakalarsan,.. ... çanağı almışsa bir aylık uğraşının karşılığını alırsın.
Catch him in the right mood, with the right pot, he can make your month.
Felaket filmlerinde, Los Angeles en azından karakter olarak da yer alır, eğer henüz özne olmamışsa.
13, 01 : 00 : 05 : 00, In disaster movies, 00, 01 : 00 : 08 : 00, at least Los Angeles is finally there as a character,
Eğer, El Hattal, gece yarısına kadar Hamad'ın kumlarına ayak basmamışsa, kafanı, Bağdat ipeğine sarılı olarak, amcama göndereceğim.
If Al-Hattal is not turned out onto the sands of the Hamad by midnight, I send your head to my uncle, wrapped in Baghdad silk.
Eğer hücre, 20 yıl duygusal istismara maruz kalıp da ihtiyacı olan besin için tek bir alıcısı bile kalmamışsa, iyi beslenmenin bir etkisi olabilir mi?
And does nutrition really have an effect... if the cell doesn't even have the receptor sites... after 20 years of emotional abuse... to even receive, or to let in... the nutrients that are necessary for its health?
Buralarda oturan herkesi kontrol edebiliriz... Massachusetts'te satın alınmışsa, dükkan düzgün kayıt tutuyorsa veri bilgisayarda kaybolmadıysa ve sahibi Paradise'da oturuyorsa.
We could cross-reference for people who live in and around- - lf it was bought in Massachusetts, if the gun store did its paperwork... if we didn't lose it in the computer, and if they live in Paradise.
Pyongyang alınmışsa ve Müttefikler kuzeye ilerliyorsa gidecek bir yerimiz yok.
If Pyongyang's taken and the Allies are moving north... We have no place to go.
"Bir şey alınmışsa geride bir şey kalmıştır."
Something taken, something left behind.
Tecrübelerime göre, birisi kötü bir alışkanlığı bırakmışsa diğerlerini bırakmak için de çok çaba sarf ederler.
In my experience, when a person gives up one vice, they usually overcompensate with others.
Geleneklere göre, adam ; eğer nişanlısı kaçmışsa yüzüğü geri alır.
You know, traditionally, the guy gets his ring back when the fiancée runs away.
Böyle alışmışsa elinden bir şey gelmez.
She can't help it, if she's too loud.
Rezervasyonlarınızın bir kopyasını ve bu kartlarla kim alışveriş yapmışsa, listesini alacağız.
we need copies of your reservations and a list of anyone who has access to customer plastic.
Well, tahminler tamamen yanlışsa hepsini doğru alıyorum.
Well, the odds of getting them all wrong are the same as getting them all right.
Tüm cinayet sahneleri trajiktir ama kurbanlar gençse, daha yaşamaya zamanları olmadan hayatları ellerinden çekilip alınmışsa, bu insanı mahveder.
all homicide scenes are tragic, but when the victim is someone young, their life ripped away before they've even Had a chance to live, It's devastating.
Kendi içeriklerinin hükümdarları olduklarını, bir şeyler yaratabileceklerini başka birileri bir şeyler yaratmışsa bunu paylaşabileceklerini fark etsinler. Katkıda bulunabilirler, yardım edebilirler, alıp kullanabilirler.
- I want them to realize that they are the masters of their own content, that they are they create something, they can share it if someone else created something they can contribute, they can help they can get it and use it
Bak birisi yasal açıdan tecavüzle suçlanmışsa ve 21 yaş veya daha büyükse, ki bu sen oluyorsun kurbandan sekiz yaş veya üzeri büyükse ki yine bu sen oluyorsun bu durumda en az cezasının hiç bir kısmı ertelenemez vasi altına veya askıya alınamaz.
Look, if a person convicted of statutory rape is 21 years of age or older, that's you, and is eight years or more than eight years older than the victim, which is also you, then no part of the minimum sentence can be stayed, probated or suspended.
Yani "Bu pantolunu satın alın" diyorsa ve "grunge" bir fontla yazılmışsa yırtık kot pantolonla falan karşılaşmayı ya da bir tür salaş giyim mağazasında satılmasını beklersiniz.
So if it says, buy these jeans, and it's a grunge font, you would expect it to be some kind of ripped jeans or to be sold in some kind of underground clothing store.
O zaman ona alışveriş listesine birşey yazılmışsa almasını söyle.
Well, then, tell her when something is on the shopping list, she should in fact shop for it.
"... etnik kökeni, cinsiyeti ya da politik seçimi hedef alınmışsa bu bir nefret suçudur. " Tatlım!
"ethnicity, gender identity, or political affiliation." Honey,