Anchorman traduction Anglais
71 traduction parallèle
Çavuş buranın temel taşı sensin.
Sergeant, you're the anchorman here.
Bu hikaye UBS kanalının haber spikeri olan Howard Beale ile ilgilidir.
This story is about Howard Beale who was the Network News anchorman on UBS TV.
UBS kanalının haber şovu sunucusu ve milyonlar tarafından tüm zamanların en çılgın peygamberi olarak bilinen kişi bu gece tam yayına başladığı esnada taramalı silahlarla açılan yaylım ateşi sonucu hayatını kaybetti.
The Network News anchorman on the UBS Network News show known to millions as the Mad Prophet of the Airways was shot to death tonight in a fusillade of automatic-rifle fire just as he began this evening's broadcast.
Karşınızda ödüllü sunucumuz Pete Martin, 360 ve California Röportajlarıyla Kimberly Wells.
With award-winning anchorman Pete Martin, and Kimberly Wells with California Close-up.
Haber spikerimiz Bob Wilson ve ödüllü
Here with the 11 : 00 report is anchorman Bob Wilson :
Alex, New York'ta harika bir sunucu olacaksın.
Alex, you're gonna make a great anchorman in New York.
Kriz zamanlarında, haber spikeriyle halk arasında güçlü bir bağ oluşur.
There's that bonding thing that happens with the public.. .. and an anchorman during a crisis.
- Ana haber bültenleri sunacaksın.
- I'm gonna make you a network anchorman.
Springfield'in bir numaralı haber takımı... Emmy ödüllü sunucumuz Kent Brockman ile birlikte.
Springfield's number one news team... with our EmmyAward-winning anchorman Kent Brockman,
SPİKER :
ANCHORMAN :
1 asır sonra kim sunuculuğu kapıyor?
One hundred years later, who gets passed over for anchorman?
Doktor haberleri sunandır.
The doctor's the anchorman.
Oranın patronu haber sunucusu.
The anchorman's the star.
TV sunucusu ve bir Springfield müessesesi Bay Kent Brockman.
TV anchorman and Springfield institution, Mr. Kent Brockman.
O benim yeni iskele babam.
He's my new anchorman.
Bob haber spikeri.
Bob's the anchorman.
Sunucu olacaksam eğer, dişlerimdeki pislikleri temizlesem iyi olur.
Well, if I'm gonna be an anchorman, I better go bleach the crud off my teeth.
O yakışıklı spikerle birlikte içki içiyordu.
She was having drinks with that gorgeous anchorman. What's his name?
Baba, kızın evine gider, içeri girer. Kızı psikiyatrla ya da spikerle sevişirken gördü. Kızını kıskandı ya da sahiplendi.
He goes to her apartment, he walks in, she's banging the shrink, or the anchorman... he's possessive, jealous... all the usual crap.
Çocukları incitmek maksadıyla konuşan bir spikere gerçekten göz yumamayız.
We certainly can't condone an anchorman speaking in a manner that injures children.
Dilbert komşuların, mahallede bir uzaylıya nasıl bakacaklar?
ANCHORMAN : Who is Dilbert, and how will neighbors take to an alien in their midst?
Uzaylının babası Dilbert.
ANCHORMAN :... alien's daddy.
Tıpkı New Yorklu çılgın enkırmen Dan Rather'ı yediğim gibi!
Just like I ate insane New York anchorman Dan Rather. Pah!
Tebrikler, Bay ve Bayan Steven Hyde... Cedar Rapids'in bir numaralı haber spikerinden.
Congratulations, Mr. And Mrs. Steven Hyde... from Cedar Rapids's number one anchorman.
Seyrediyorum, çünkü bence kötü adam o sunucu.
I watch because I suspect that anchorman of being an evil leprechaun.
Asla ana haber spikeri olamayacağım.
I'll never be an anchorman.
Bir zamanlar, kablolu televizyondan da önce yerel sunucuların hüküm sürdükleri bir zaman vardı.
There was a time, a time before cable, when the local anchorman reigned supreme,
Ve San Diego'da bir sunucu, diğerlerinden çok daha iyiydi.
And in San Diego, one anchorman was more man than the rest.
Sunucu dediğin erkek olur. Kadın değil.
It is anchorman, not anchorlady!
Bir sunucuyum!
I am an anchorman!
- Orada bir sunucu var mı acaba? - Biraz bekleyin.
- ls there an anchorman there?
Belki de sadece tutunmaya ihtiyacımız var?
Maybe we simply need an anchorman?
Karşınızda sunucunuz Aaron Brown.
This is breaking news. Here's Anchorman Aaron Brown.
Liderimiz Fink olacak.
Fink's our anchorman.
Judy, bu saldırı ile ilgili zamanlamanın Sara Collins'in kaçırılmasıya bağlantılı olabileceğinden bahsettin.
ANCHORMAN : Judy, you mentioned the obvious timing of this attack, with the Sara Collins abduction.
Jeremy, bir kutu çikolatalı süt, bir paket marihuana ve korsan Anchorman DVD'si, önemli işten sayılmaz.
Jeremy, a carton of Mars Bar milk, a small bag of marijuana and a pirated DVD of Anchorman is not important stuff.
RTÜK * bugün pis ağızlı sunucuya soruşturma başlatacağını duyurdu.
The Federal Communications Commission announced today it will launch a full inquiry into garbage-tongued anchorman Kent.... Brockman?
Kanalın ana haber spikeri Franklin Harris'in şef kameramanıydım.
Chief cameraman for Franklin Harris, the network anchorman.
Ama seni indirgedikleri şu spiker bozuntusu bilmemnesi işi yerine gerçek gazetecilik yapmaya hazır olduğunu hissettiğim zaman seni de bu işe dahil ederim, tamam mı?
But when I know that you're ready to do serious journalism, instead of that anchorman fluff they've reduced you to, I'll fill you in, okay?
Pekala, sunucuyu ben canlandırırım.
Fine, I'II... I'll play anchorman.
Sıcak sudaki haber sunucusu.
can land an anchorman in hot water. After this.
Çok kudretli sunucu, HAN Kyung-bae...
The all-mighty anchorman, HAN Kyung-bae...
Ben, haber spikeri olan HAN Kyung-bae'nin oğlu, HAN Sang-woo.
I am HAN Sang-woo, the son of news anchorman, HAN Kyung-bae.
Akşam haberlerini sunan Rick mi?
Evening news anchorman Rick? I know.
Dur, dur. Peruklu sunucu Rick mi?
Anchorman Rick with the toupée?
Dünyadaki en iyi haber spikeri kim?
Who's the best anchorman in the whole world?
Ne? - Özel televizyon sunucusu kağıtları mı?
- Special anchorman papers?
Tamam, Bay Anchorman 3 saniye içinde haberlere bağlanıyoruz.
Right, Mister Newsman in the newsroom, after three.
Gerçekten bir spiker.
Wow, he really was an anchorman.
Sunucu oldum öyle mi?
[Bell Dings ] [ Bart] Anchorman, huh?
Henry televizyona çıktı!
Bears are even on TV. Anchorman :