Anlarsın traduction Anglais
8,836 traduction parallèle
Gerçekten aşık olduğunu nasıl anlarsın?
How do you know for sure you're in love?
"Gerçek aşk olduğunu nasıl anlarsınız."
"how to know if he's the one."
Eninde sonunda anlarsın.
You'll get it eventually.
- Anlarsın ya?
You know what? Nuns.
Anlarsın ya, birisine karşı hisleri vardı. Ama bir karşılık alamadı.
You know, he had feelings for someone and they weren't really reciprocated, so...
- Gönül işleri, anlarsın ya.
Uh, you know, just relationship stuff.
Çok şey olmadık değil mi? Anlarsın ya. - Hayır.
You don't think we were too... you know.
Dr. Wells, size yaşanan şeyleri anlatmama izin verirseniz.. ... neden bunu yaptığımı anlarsınız.
If you would let me tell you what was going to happen, you'd understand why I did this.
Ben konuşmalıyım, anlarsın.
It should be down to me, you know?
Aybaşıydı herhalde. Anlarsın ya.
Sign of things to come,'ey?
Ben konuşmalıyım, anlarsın.
It should be down to me, you know.
Anne olmaktan ne anlarsın ki sen?
What would you know about being a mother?
Işığa bak, hissedip hissetmediğini anlarsın.
Look at the light. You'll be able to tell.
Oradan buradan işte, anlarsın ya?
From around the way, know what I mean?
Anlarsın ya?
Know what I mean?
Hiç benim gibi şeyi olan biriyle yapmamıştım, anlarsın ya.
I've never done it with someone else who has, you know...
Anlarsın ya?
You know what I mean?
Mirastan ne anlarsın sen kendini beğenmiş ahlaksız çocuk?
And what would you know of legacy? A boastful, smutty, infantile boy.
Ancak geçmişte kalınca değerini anlarsın.
You only appreciate it when it is the past.
Anlarsın ya işte, biz sadece, baş başa takılıyoruz.
See, usually when we hang out, we hang out alone.
Nasılsın? Anlarsın ya.
How you doing... you know?
Ama büyük fırtına kopmuştu, anlarsın ya, burası küçük bir kasaba.
But, man, it was a big storm in, like, a small town, you know?
İlk mısrayı anlarsanız, şiirin geri kalanını da anlarsınız.
Once the meaning of the first line is grasped the entire poem is understood.
- Sen ne anlarsın.
All right, all right.
Sen ve ben geçenlerde yanlış boka bastık bence, anlarsın ya.
You know, I think you and I got off on the wrong foot the other day.
- Anlarsın ya?
- You know what I'm saying?
Anlarsın ya?
Yeah. You know?
- Anlarsın ya.
- What? - You know.
Bu işi yeterince uzun yaparsanız birinin o şık siyah ceset torbalarından birine girmesinin pek çok nedeni olduğunu anlarsınız.
Do this job long enough, you come to understand that there are a lot of reasons someone gets zipped up in one of those nifty black bags.
Herhalde bütün gece araba sürdü aramızdaki mesafeyi açmak için, anlarsın ya.
She was likely driving all night, trying to, you know, put some miles between us.
Anlarsın...
You know...
Hikayesi, şimdiye kadar duyduğum en acıklı hikaye fakat onunla beş dakika geçirirseniz iyi kötü anlarsınız çünkü başka herkes elinde olmayanlar için ağlarken bu çocuk, bu hasta çocuk, bir sonraki adımını planlıyor.
His story should be the saddest story ever, but you spend five minutes with him, and somehow it isn't because while everyone else is crying about all the things that they don't have, this kid, a sick kid, is... is plotting his next move.
Sen aşktan ne anlarsın?
You don't even know anything about love.
Kardeşlikten ne anlarsın.
You don't even know what it's like to be a younger brother.
Anlarsın işte.
You know.
Kafanı karıştırmak istemedim, anlarsın ya.
Well, I didn't want to mess with your head, you know?
Anlarsınız ya, Matt ile açık bir ilişkimiz var.
You see, Matt and I have an open relationship.
Profesör DeSalvo, bu durumda artık bu dersi burada vermenizin pek mantıklı olmayacağını anlarsınız herhalde.
Professor DeSalvo, under the circumstances I'm sure you agree it doesn't makes sense for you to keep teaching this subject here.
Arka tarafta biraz daha farklı şeyler satıyor. Anlarsın.
In the back, he's a little more diversified, if you know what I mean.
- Tanrı'ya inanıyorsan demek istediğimi anlarsın.
_
Anlarsın ya, çakallar gibi?
You know, like coyotes?
Bazen insanlar seni bırakırlar, anlarsın ya.
I think sometimes people quit on you, you know?
Flaş belleği laptopa takarsan gerçekleri söylediğimi anlarsın.
Stick that flash drive in your laptop, and you'll see I'm telling the truth.
Sen iyi biri olmaktan ne anlarsın lan Raymond?
What the fuck do you know about being a good man, Raymond?
Sen evliliği sürdürmekten ne anlarsın lan! ?
What the fuck do you know what it is to stay married?
Haber verdiğim zaman alıp almadığımı anlarsın!
You'll know I got it when I fucking call you.
Ama bazen evren sana fısıldar. Aslında ne yapmak istersen yapabilecek durumda olduğunu anlarsın.
But the universe, it whispers, and then you see you can do whatever the fuck you want.
Evet. Tamam. O zaman anlarsın.
Okay... then you understand, and you'll get me Scotty's number.
O da bu tarz bir boku kışkırtıyordu. Kitapların önemini böyle anlarsın.
He stirred up the same kind of shit, but that's how you knew that the books mattered.
Maden işte, anlarsın ya.
You know?
- Umarım anlarsın.
So, I don't think we should hang out anymore.