Apple traduction Anglais
5,942 traduction parallèle
Şimdi o elmayı bırak.
Now release that apple.
Demek istediğim, hepsinin sonunda delilik var, bir Pol Pot, bir Nero, bir elma kullanımı, fazla mesailer, minnettarsızlıklar, ama herşeyi göze alarak bu tipteki bir gücü kabul ettikleri için genelinde hepsi iyi çocuklardı.
I mean, all it really takes is one lunatic, one Pol Pot, one Nero, one apple-wielding, overworked, unappreciative, but genuinely kind of a nice guy who has access to that kind of power to make it all go away.
Sen elmayı mı hacıladın?
You pick-pocketed the apple?
Bu elma suyu.
It's apple juice.
Ahududulu-elmalı, veya kabaklı tereyağı.
Or a raspberry-apple, or a pumpkin butter.
Elma var, havuç var.
You have an apple. You have a carrot.
Yaklaşık 400 mililitre elma suyu koyacağım, evet bu benim için uygun.
I'm gonna put about 400 mils of apple juice, that will do me.
Şimdi, bir elma yaklaşık olarak dört tatlı kaşığı şekere denk geliyor, bu da bu bardakta 16 tatlı kaşığı şeker olduğu anlamına gelir.
Now, one apple is about four teaspoons of sugar, so that's 16 teaspoons of sugar in that glass.
Elma Çilek Böğürtlen Barını veya bu gördüğünüz 7 tatlı kaşığı kraker şeker sandviçi yiyebilirim.
Apple Strawberry Cranberry Ripple bar or I could have this 7-teaspoon water cracker sugar sandwich.
Bu acı biber, bu ekşi limon ve bu da bir şişe elma sirkesi.
This here piping hot chilli, this here sour lemon and this nasty bottle of apple cider vinegar.
Çok şekerli değildi, ama elma sirkesi de değildi.
Wasn't too sweet, but it was not apple cider vinegar.
Bu elma suyu.
That's apple juice.
Günde bir elma yemek insanı doktordan uzak tutarmış.
Eat it. I've heard an apple a day keeps the doctor away.
Günde bir elma yemek neden iyi gelir biliyor musun?
Do you know why an apple a day is so good for you?
Sabahları bir tane elma yersen metabolizman hızlanırmış.
I heard if you eat an apple in the morning, it speeds up your metabolism.
Elma nerede? Sadece tini koymuşsun.
Where's the apple?
Bil bakalım bugün ne yapıyoruz... elma topluyoruz.
Guess what we're doing today... apple-picking.
♪ Elmalı turtamızı seveceksiniz ♪
♪ You're gonna like our apple pie ♪
Elmalı tart yediğimi anlatan bir bölüm var.
There's an entire chapter about me eating apple fritters.
Elmalı tart ister misin?
- Yeah? You want an apple fritter?
Elmalı tartı sevdiğine eminim.
- [laughter] I bet you'd like an apple fritter.
Evet, elmalı tartı çok severim. Neden? Ne...
Yeah, an apple fritter would be great.
Elma ve bayat peynirli sandviç almıştım.
It was an apple... and a stale cheese sandwich.
- Ben bir elma suyu alayım hacım.
- Apple juice for me, hadji.
- Bir elma suyu.
- One apple juice.
Bir bira, bir çay, bir su, elma suyu.
One beer, one tea, one water, apple juice.
Elma suyuyla viski mi?
Whisky and apple juice?
Oha ne kadar acı elma suyu ya.
Whoa! That's sour apple juice.
Birkaç arkadaşla and catch Batiste Apple Barrel'da buluşacağız ve...
Gonna see some friends and catch Batiste at the Apple Barrel and...
Çizgi filmdeki bir elmanın giyebileceği bir şey arıyorum.
Yeah, I need to find something a cartoon apple would wear.
Domuz pirzolası ve elma çorbası yaparım.
I'll cook pork chops and apple soup.
- Elmalı kepekli kek. - Teşekkür ederim.
Apple-bran muffin.
Washington Post ve Londra'da çıkan the Guardian gazeteleri NSA ve FBI'ın aralarında Microsoft, Yahoo, Google, Facebook, AOL, Skype YouTube ve Apple'ın olduğu dokuz internet kuruluşunun merkezi sunucularına doğrudan bağlandığı belirtiyor.
The Washington Post and The Guardian in London reporting that the NSA and the FBI are tapping directly into the central servers of nine leading Internet companies, including Microsoft, Yahoo, Google, Facebook, AOL, Skype, YouTube, and Apple.
Elmalarımdan birini istemeyecek misin?
What, you couldn't have got me the apple one?
Evet, hem de kibrit talaşı ve elma sirkesiyle.
Yeah, and he did it with match shavings and apple cider vinegar.
Bugün kasabada ölen iki kurban daha var. Bir elma satıcısı ile bir aşçı.
There were two other victims in town today, an apple farmer and a chef.
Sana turta da yaparlar belki.
Make you an apple pie, maybe?
O zaman o bir elma olurdu, ama meyve evrim geçirdi.
Then it was an apple, but fruit has evolved.
Ananası duymuştum da bu koku ne böyle.
Heard of pineapple. That smells like behind-apple.
Elma suyu ister misiniz?
You want an apple juice?
Biri elime zehirli elma tutuşturdu ve beni sefalete mahkum etti.
Someone slip me a poison apple and put me out of my misery.
Elma için "E".
"A" is for apple.
"E" daima elmayı simgeler.
"A" always stands for apple.
Aa, elma.
Uh, apple.
Elma!
Apple!
Elma da ağaçtan uzağa düşmezmiş.
And the apple doesn't fall far from the tree.
Sürekli başka bakıcı evlerinde kalmış ve sonra da Big Apple'a gelip bisikletli haberci olmuş.
Before striking out to the big apple To become a bike messenger.
- Günde bir elma değil mi?
- It's not the apple a day?
# Armut'un "A"'sı bana verdiğin armudun # # içinden kurt çıkmıştı #
* "A" is for the apple that he gave to me * * but I found a worm inside *
Erkekler kürdan bacaklı lezzetli bir Washington elması gibidir.
Men are like a Washington delicious apple with tooth pick legs.
Büyük elmaya hoş geldin!
Giant creature! Welcome to the big apple.