English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ A ] / Aradım

Aradım traduction Anglais

30,646 traduction parallèle
Bu yüzden Bay Fuji'yi aradım, metal elli iri kıyım bir adamın ki etrafta bunlardan çok yok altı tane takım elbise aldığını söyledi, bu da demek oluyor ki Kırmızı...
Which is why I called Mr. Fuji, and he said that a large man with a metal hand... Not many of those running around... Bought all six of the suits, which means, ta-da, you're the architect of the Red...
Tüm akşam seni aradım.
I've been looking for you all evening.
- Aradım zaten, cevap vermiyor.
I already tried him. No answer.
Neyse, mafyayla derin bağları olan eski bir muhbir dostumu aradım.
Well, for what it's worth, I called an old C.I. of mine with deep ties to the mob.
- Oda arkadaşını aradım.
- I called her roommate.
O zaman bütün bu "hep seni aradım" hikayeni kanıtlamanı isteyeceğim.
Then I'm going to need you to prove your little origin story to me.
Nick ve Adam'ın videolarını kimin gördüğünü bulmak için Wobble'ı aradım. - Sonuç?
So, I reached out to Wobble to cross-reference who saw both Nick and Adam's videos.
İstasyon şefini aradım.
Just called the station chief.
Sığınağın altını üstüne getirdim İngiliz Harflerin Adamları ile ilgili bir şeyler aradım. Tek bulduğun eski bir defterin arasında Londra Şubesi'nden geldiği yazılı bir mektup.
Well, I may have turned the bunker upside down looking for any reference whatsoever to the British Men of Letters, and all I found was this letter tucked into an old ledger, uh, from the "London Chapterhouse."
Evet personel şefini birçok kez aradım.
Yeah, I put in a dozen calls to the Chief of Staff.
Birisi onu epey bir benzetmiş, ben de o yüzden aradım. Sence soyulmuş mu?
Someone busted him up pretty good, so I called.
Varsayalım ki teklifinizi kabul etmek için aradım.
Hypothetically, I've called to take you up on your offer.
Rick'i aradım.
I called Rick.
Her neyse, onu aradım.
Anyway, I called him, you know the rest, so...
Bilerek açmaz diye birkaç farklı numaradan beş kez aradım.
I've called him five times from a few different numbers in case he's screening.
Töreni St. Paul Kilisesi'nde yapmak için orayı aradım. Sonrasında resepsiyonu da burada yaparız.
Um, I called St. Paul's Church about having the service there and then a reception here afterward.
5 yıl önce aradım onu.
I called him five years ago.
Aradım da.
Which I did.
İşte bu yüzden Alex'i aradım.
Which is why I called Alex.
Aradım, birini gönderiyorlar.
I called. They're sending someone.
Nasılsın diye bir aradım.
Just seeing how you're doing.
Aradım, o söyledi
He told me. I called him.
- Burada ne aradığımı söyleyebilir misin?
You care to explain what I'm doing in it?
Ne aradığımı tam olarak bilmiyorum.
I don't exactly know what I'm looking for.
Aradığım için aptal gibi hissediyorum.
I feel silly calling.
- Çünkü Sybil onlardan birinde,... ve onu aradığımız hakkında en ufak bir fikri yok.
- Because Sybil's at one of them, and she has no idea that we're onto her.
- Sana ev aradığımı söyledim.
I told you I was in between places.
- Diğer maktulle mi evli? - Evet ama aradığımız bağlantı eşlerinizin arasında değilmiş, sizin aranızdaymış.
He's married to the other victim?
Beni aradığına epey şaşırdım.
I was pretty surprised when you called me.
- Beni aradığına şaşırdım.
I was pretty surprised when you called me. You are fairly attractive.
Bir kere daha bu deliğe gelip şeytanı aradığıma inanamıyorum!
I can't believe I'm once again down some dank hole seeking the devil!
- Aradılar mı?
- Call?
Çocukları aradın mı?
Did you call the kids?
Bugün zahmet edip iş aradı mı?
Did she even bother looking for a job today?
Kardeşim tekrar aradı mı?
Did my brother call again?
Ama eğer aradığımı bulursam senin için bir sentetik ayarlarım.
But if I find the one I'm looking for, I'll do you a free mod.
Grubunuzun içinden seçildiniz. Çünkü, aradığım bir kişi ile iletişime geçmiş olabileceğinizi düşünüyorum.
You have been chosen from your group because I think you might have come into contact with someone that I'm looking for.
İşte aradığım el buradaymış.
There is that hand i was looking for.
Güvenilir bir kaynaktan aldığım bilgiye göre Deniz Kuvvetleri Komutanı Tom Chandler'in artık Çin'de olmadığına, aslında Nathan James gemisinin başında Takehaya isimli adamı ve rehineleri aradığına dair ciddi şüpheler var.
A highly placed source tells me there is currently broad suspicion that CNO Tom Chandler is no longer in China, but is, in fact, onboard the Nathan James in pursuit of man called Takehaya and the hostages.
Bay Peters yerine sizi asistanı mı aradı?
His assistant called you, not Mr. Peters?
Benim favori insanım Brandon'ın annesini iyilik istemek için aradı. Çünkü ben aramasını istedim.
Called Brandon's mother as a favor, because I asked her to.
O yüzden kitapları kontrol ediyordun,... insanların aradıklarını bulmalarına yardımcı mı oluyordun?
So you were checking books in and out, helping folks find what they were looking for?
Ahmad aradığım cevapları verdi.
Ahmad gave me the answers I was looking for.
Ahmad'ı aradığımda, hayatım tam gaz yokuş aşağı gidiyordu.
When I called Ahmad, my life was going nowhere fast.
Bu bana ne aradığım hakkında hiç bir fikir vermiyor.
It doesn't help I have no idea what I'm looking for.
Bunu yaparsak Noah ölür. - O psikopat aradığımızı nereden bilecek?
- How is this psycho gonna know if we call him?
Bunun kulağa nasıl geldiğini biliyorum, Emma ama sadece arkadaş aradığımı sanıyordum.
‭ I know what this sounds like, Emma, but I think I was just looking for a friend.
Washington Eyalet Birleşim Merkezini, bu operasyon planını ilan panosuna koymak için aradın mı?
I assume you called the Washington State Fusion Center got your ops plan on the war-board?
İlk nerede duyduğunu bilmiyordu ama geriye doğru aradığımızda etiketin asıl olarak ilk kullanımı geçen hafta sonu gözüküyor.
She didn't know where she'd first heard of it, but trace it back, and it looks like the first real use of the hashtag was last weekend.
Sizi böyle aradığımız için kusura bakmayın ama tehlikede olabileceğinizi düşünüyoruz.
Sorry to track you down like this, but we think you may be in danger.
Yakınlarda birini aradığımızı sanıyorduk.
We thought we were looking for someone nearby.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]