Arrest traduction Anglais
18,983 traduction parallèle
Şayet tutuklama emriniz yoksa, ki yoktu ve cinayetin failinin müvekkilim olduğuna dair makul bir şüpheniz yoksa, ki yoktu sorabilir miyim niçin onu tutuklayıp sonra da sokakta tartaklamak için yedi tane polis memuru gönderdiniz?
So, if you didn't have an arrest warrant, which you didn't, and you didn't have reasonable suspicion that my client was the perpetrator of the murder - which you didn't -, why, may I ask, did you send 7 police officers to arrest him and then assault him in the street?
Evet, kalbim durmuştu. Daha çok tutuklayacağını sandığım için.
Yeah, my heart stopped, mostly because I thought you were gonna arrest me.
İkiniz de tutuklusunuz.
You are both under arrest.
Beni tutuklayacak mısın?
You gonna arrest me?
Yani beni tutuklamaya gelmediysen konuşmamız bitmiştir.
So was Gil, so was Shawn, so unless you're here to arrest me, the conversation's over.
Cezası tutuklanma, kırbaçlanma ve bazen idam oluyor.
Punishable by arrest, whippings, even death.
El Sisi rejiminde eşcinsellik Mısır'da yasal sayılıyor, ama gay olduğu düşünülen erkekler ahlaksızlık suçuyla tutuklanabiliyor, sırf geçen yıl bağlantılı suçlardan 250 erkek tutuklanmış.
Well, under the Al-sisi regime, homosexuality is legal in Egypt, but men suspected of being gay are subject to arrest on charges of debauchery, and over 250 men have been arrested on related charges in this last year alone.
Seni tutuklamadan önce basın çizgisinin arkasına geçsen iyi olur.
So, why don't you step back behind the media line before I'm forced to arrest you.
Yorulacaksın ve acıkacaksın ve biri gelip seni tutuklayacak.
You'll get tired, and hungry, and someone will arrest you.
Biliyorsun, bu izin belgesini kim düzenlediyse, onu tutuklamam gerekiyor.
You know, whoever you got to forge that warrant, I should really arrest them.
- Adamı tutuklayacak mısın?
- Will you arrest him?
- Sen kendini tutukla!
- You arrest yourself!
Savcıyla konuşacağım ve tutuklama raporunu alacağız.
I'm gonna speak to the D.A., we're gonna get that arrest report.
Onunla yüzyüze konuşacağımızı farzedersek neden bizi direkt tutuklamasın ki?
So, assuming we can get him face to face, why doesn't he just arrest us?
Tutuklayın şunları, tamam mı?
Arrest this lot, will you?
Tutuklayın şunları.
Arrest these lot.
- Tutukla onu Porthos.
- Arrest him, Porthos.
Onun tutuklanması için bir emir var.
We have a warrant for his arrest.
Başkomiser Mishima, tutuklusunuz.
Lieutenant Mishima, you're under arrest.
Steven Arnott, tutuklanmanızın adil olması beni memnun ediyor.
Steven Arnott, I'm satisfied that your arrest is lawful.
- Steve Arnott'ın tutuklanması sırasında kıyafetleri adli tıp incelemesi için alıkoyuldu.
At the time of Steve Arnott's arrest, his clothing was seized for forensic examination.
Steven Arnott, Lindsay Denton cinayetinden tutuklu kalacaksın.
Steven Arnott, you will remain under arrest for the murder of Lindsay Denton.
24 saat içinde başta yapılan tutuklamadan suçlanmazsan serbest bırakılabilirsin ancak ben... 12 saatlik ek süre için izin almaya çalışacağım.
If you're not charged within 24 hours of the original arrest you will be released, however I... will seek the authority for a 12-hour extension.
O bilgi beni epey memnun etmişti efendim. Çünkü Bains'i tutuklamamıza çok yardımcı olmuştu.
I was very pleased with that information, sir, as it was instrumental in our arrest of Bains.
Ve sizin de çok iyi bildiğiniz gibi Polis ve Cezai Delil Yasası 1994 uyarınca yasa dışı. Çünkü DM Cottan ne tutuklu ne de herhangi bir şeyle suçlanmakta.
And as you well know, completely illegal under the Police and Criminal Evidence Act 1984, as DI Cottan is neither under arrest nor charged with an offence.
- Saldırı suçundan tutukluyorum seni.
I'm placing you under arrest for assault.
Hepsini tutuklayamazsın ya.
I mean, hell, you can't arrest all of'em.
Onu ne için tutuklayacaklar ki?
What the hell are they gonna arrest her for?
Annalise için tutuklama emri var.
There's an arrest warrant for Annalise.
Annalise'in tutuklama emrini buldum.
I found Annalise's arrest warrant.
Tutuklama emiri bilgilerinin karalanmasının yedi tane sebebi var.
There are seven reasons why arrest warrants can have their information redacted.
Peki, Annalise'in tutuklama emri salı 7 : 30'da çıkarıldı. Yani polis merkezinin o günden önceki güne ait kamera kayıtlarına bakarsak, köstebeği saptayabiliriz.
All right, so, Annalise's arrest warrant was issued at 7 : 30 p.m. on a Tuesday, so if we just scan all the police lobby footage the days before that, see if we recognize the rat.
Tutuklama emrinle ilgili.
It's about your arrest warrant.
Emma'nın hayatta kalıp bizi onlara ulaştıracağını düşünmediler, Emma'nın hayatta kalıp bizi onlara ulaştıracağını düşünmediler, Emma'nın ifadesiyle Türk yasalarına dayanarak onları terör suçuyla tutuklayacaklarımızı da düşünmediler.
They never imagined Emma would be alive to lead us right back to them, or that Emma's testimony would let us arrest them for terrorist conspiracy under Turkish law.
İfade sayesinde Marion Codwell'i tutuklayabildik ve uluslararası terör eylemi suçuyla Amerika'da yargılanacak.
And it allowed us to arrest Marion Codwell and have her face justice in the United States for acts of terrorism transcending national boundaries.
Diyelim ki anne, farzı misal Narkotik Büro o uyuşturucuyu aramak için gelip Danny'yi tutuklamadan önce bu gerçekleşmeden önce uyuşturucuyu ben almışım.
Let's say, hypothetically, Mom... before the DEA... came to the inn to search for those drugs and arrest Danny... before that happened... I took them.
Tutuklanması için emrimiz var.
There's a warrant out for her arrest.
Ve biz onu bundan dolayı tutuklayamayız.
And we can't arrest him for it.
Biz onu tutuklayamazdık.
We couldn't arrest him.
Onları tutuklayın.
Arrest.
Zor Ölüm'deki John McClane gibi mi tutuklayalım?
Arrest, as John McClane, yes Die Hard?
Seni tutuklayıp merkeze götürecekler.
They're gonna arrest you and take you in.
UCM insanlığa karşı işlenen beş suç tespit etmiş, Jamal.
The ICC is issuing a warrant of arrest for five counts of crimes against humanity, Jamal.
İkisini de tutuklayın.
Arrest them.
Sheik Al-Qadi, tutuklusun.
Sheik Al-Qadi, you are under arrest.
Onu iyileşinceye kadar ev hapsinde tutabiliriz.
We can keep him under a soft house arrest, a convalescence.
Retro Girl'ü öldürmek suçundan tutuklusun.
You're under arrest for the murder of Retro Girl.
Senin de mesleki geçmişindeki başarıları herkesin iyice gözüne sokman gerekecek.
And you're gonna wanna hard sell your arrest record, too.
Eğer aptalı oynarsa, tutuklayın.
If he plays silly buggers, arrest him.
Adamı tutukladığımızı ve sonra da bize senin adını vermesinin.... biraz garip göründüğünü itiraf etmelisin..
Well, you have to admit it is a bit strange, that we arrest this guy and then he gives us your name.
Gerçek Joe Hanley olduğunu varsayarsak Biz kimi tutukladık o zaman?
Assuming he is the real Joe Hanley, who the hell did we arrest?