Arrowhead traduction Anglais
131 traduction parallèle
- Kızılderili okunun başı.
- Indian arrowhead.
Anneniz ölünce mi?
When your mother died? We were at Lake Arrowhead.
Acaba Arrowhead'te erkek var mıdır?
I wonder if there are many boys up at Arrowhead.
Arrowhead'ten saatte 130 km hızla geldik...
We came down from Arrowhead 80 miles an hour, but- -
Arrowhead Gölü'ndeki dağlarda bir yer üç dört küçük kulübe ve Derrie'ye ait özel göl.
It's a place in the mountains beyond Arrowhead. Just three or four little cabins, and this private lake that Derry owns.
Okun ucu Quayne'nin kalbine çok yakın bir yerde.
The arrowhead's right over Quayne's heart, Nathan. - It's got to come out.
- Arrowhead'i ara
Oh, call Arrowhead.
- Şehirler arası santral, lütfen Lake Arrowhead, California.
Long distance, please. Lake Arrowhead, California.
Okunuzun başı.
There's your arrowhead.
Cheyenne okuyla sakatladım omzumu.
I got a bad shoulder yet from a Cheyenne arrowhead.
Bu, benim bulduğum eski bir ok ucu.
Just an old arrowhead I picked up.
Ayrıca, ben insanlardan, gazete muhabirlerinden, televizyondan uzaklaşmak için Arrowhead'e gideceğim.
- Where is this person? - He's down at headquarters.
Büyükbaba, Kızılderili oku başı buldum!
Old Pa, I found an Indian arrowhead!
Bu bir Kızılderili oku başı mı?
Wow! Is that an Indian arrowhead?
Fletch bak, Arrowhead'de ufak bir yerim var.
Fletch, look, I got a little A-frame up at Arrowhead.
Bir kulübe kiralayabiliriz. Arrowhead Gölü'nde.
There's this cabin we can rent... up in Arrowhead.
Arrowhead County'deki tek kişisel sauna bu.
It's the only custom-built sauna in Arrowhead County.
Cicely kasabası, hepinize dokuzuncu geleneksel Arrowhead İlçesi Wonderland Yaz Festivali'ne hoşgeldiniz der.
The town of Cicely wants to welcome all of you to the ninth annual Arrowhead County Summer Wonderland Festival.
Okun ucu hala burada.
The arrowhead is still there.
Onunla, California Üniversitesi'nin akıl hastası pratisyenleri için Arrowhead'de geçen bahar yaptığı platformda tanıştım.
I met him at that UC retreat for mental health practitioners in-in Arrowhead last-last spring.
Ben "Sabah sabah Chris" Cicely Alaska'dan....
This is Chris in the Morning coming to you on K-Bear from Cicely, Alaska... in the heart of the borough of Arrowhead.
Arrowhead kasabasının kalbinden K-Bear'da karşınızdayım 49uncu eyalette temiz, keskin... insanı etkileyen ve dinçleştiren güzel bir gün.
It's a beautiful day in the 49th state - crisp and clear, invigorating, intoxicating.
Ok ucu koleksiyonumu getirmiş olabilirim.
I might have brought my arrowhead collection.
436 parsel numaralı. Arrowhead İlçesinin içinde.
Do you have a 65-acre tract, parcel number 436 at the borough of Arrowhead County?
Ben Arrowhead İlçe sakinlerinin tüm listesine bakıyorum.
I'm looking at the entire list of the borough of Arrowhead County residents.
Arrowhead County İlçesindeki tek Yahudi.
The only Jew in the borough of Arrowhead County.
Arrowhead Pond Anaheim dan selamlar California'da bugün... Amerika ile Izlanda, Iyiniyet oyunları finalinde karşılaşacak.
Live from the Arrowhead Pond in Anaheim, California... it's Team U.S.A. versus Iceland in the hockey finals of theJunior Goodwill Games.
Ardından bekleyeceğiz ve kim ayakta kalırsa ok başı onun olacak.
We keep going until somebody falls. Last one standing gets the arrowhead.
Hiç dert değil. Bu aptal ok başını alabilirsin. Ben istemiyorum.
I don't care, you can have the stupid arrowhead.
Bir ok ucu!
An arrowhead!
Gerçek bir ok başıydı.
It was a genuine arrowhead.
Biraz daha büyüyünce ok başının çinko ile kaplanmış, sıkıştırılmış bir yapısı olduğunu fark ettim.
It wasn't until I was older that I realized that the arrowhead was just some compressed shale mixed with zinc pyrite that had fractured into an isosceletic triangulate.
Dördümüz birlikte Arrowhead Gölü'ne gidip, önümüzdeki hafta birkaç günlüğüne tatil yapabiliriz.
Maybe the four of us should go to Lake Arrowhead for a few days next week.
Diş fırçasının alt kısmı iyice sivriltilinceye kadar kesilir, bir ok başı gibi olur.
The bottom end of a toothbrush is carved down to its sharpest point, almost like an arrowhead.
Bunun bir ok başı olmadığını söyleyin.
Tell me that's not an arrowhead.
- Hayır, teşekkür ederim.
- Arrowhead. - No, thank you.
Evet, bu bir ok başı ama bu bir köpekbalığı dişi. Birkaç bin yıllık.
Yeah, this one's an arrowhead, but this one's a shark's tooth, and, oh, not more than afew thousand years old.
- Aslına bakarsan ok başı ve köpekbalığı dişi bizim Jane Doe'nun gömülmesinden önce burada olduğuna -
Since the arrowhead and the shark'stooth were here before Jane doe was buried... Never mind.
- Sandy, eve dönmüyorum.
I'm going to Lake Arrowhead with a friend.
- Bir arkadaşımla Arrowhead Gölü'ne gideceğiz.
What am I gonna do when you're gone?
Babamın bir yazlığı var, Arrowhead Gölünde. Herkesten ve her şeyden uzak, eve gitmeden önce, mükemmel bir durak yeri.
My father has a-a cottage at Lake Arrowhead- - totally remote and empty, which makes it the perfect halfway house.
Bir arkadaşımla Arrowhead Gölü'ne gideceğiz.
I'm going to Lake Arrowhead with a friend.
Campbell'ler de bir saat kadar önce Arrowhead'e gitti.
And the Campbells left for arrowhead like an hour ago.
Evan Çayırı'nda bir kere ok ucu bulmuştum ama bir kraterde bir bebek, asla.
I found an arrowhead in Evans field once, but never a baby in a crater.
- Kafatasını almışlar!
- We were just... Arrowhead.
O, otantik bir Sioux ok ucuydu.
That was an authentic Sioux arrowhead.
Peki bu ok ucu şimdi nerede?
In Utah, of all places. And--and where is the arrowhead now?
Arrowhead gölündeydik.
That was six years ago.
Los Angeles'ın merkezinden... yüz yirmi kilometre uzaklıktaki Arrowhead Gölü...
00, 00 : 18 : 23 : 13, Lake Arrowhead, 13, 00 : 18 : 26 : 13, seventy-eight miles from downtown Los Angeles,
- Arrowhead.
- No.
Bu, otantik bir Sioux ok ucu.
It's an authentic Sioux arrowhead.