Assault traduction Anglais
6,115 traduction parallèle
Suçlanmıştım. Bir saldırıdan dolayı.
Accused, mind you of some... assault.
Brody Walker, bir fotoğrafçıya saldırdığı olaydan haftalar sonra saldırı ve darp suçlarını kabul etti.
Brody Walker plead guilty to assault and battery charges just weeks after an incident involving him attacking a photographer.
Saldırı bu amına koyayım, yani eğer bunu yapmazsan hapse girersin amına koyayım.
This is fucking assault, which means if you don't do this, you go to fucking jail.
Her şiddetli saldırı onu zayıf düşürüyor.
Every violent assault weakens her.
- Darp etme vakası olarak tutanak tutacaklar.
- They're going to book you for assault.
Ölümcül saldiridan ve terör olayindan sorgulanmak için bulunmasi isteniyor.
Now she's wanted for deadly assault and questioning in a terrorist incident.
Cinayetle suçlanıyorsun ve ölümcül bir silahla saldırmak.
Charging you with felony and assault with a deadly weapon.
Sistem, ona kız arkadaşını taciz edemezsin dedi. Onu koli bandı ile bağlayamazsın dedi. Ona tecavüz edemezsin dedi.
The system said he couldn't abuse his girlfriend, he couldn't tie her up in duct tape, he couldn't assault her, he couldn't carry a machine gun.
Top yekün saldırsak sivil zayiatları olur mu?
- Full-on assault. - Civilian casualties?
Her ihtimale karşı saldırıyı planlamaya başlayın.
All right, start mapping out the assault just in case.
- Cam, saldırı tüfekleri için yeterli mi?
- Is the glass rated for assault rifles?
Tam da bu saatlerde... Hazır güneş batarken gece nöbetçileri nöbeti devralmadan hemen önce saldırıya girişebiliriz.
Now at this point, while the sun is failing but before the night watch arrives, an assault could be made.
Saldırıyı başlatacağız.
Then we'll launch our assault.
Hem Bayan Page'e olan saldırıdan hemen önce kameranın neden bozulduğunu açıklarsınız.
Along with how the security cameras on Miss Page's detention area went on the fritz right before the assault.
Buna saldırı derler.
Now, that's assault.
Birkaç basit saldırı olayı ve uyuşturucu suçları.
Basic assault shit, a pair of drug offenses.
Bu yaralamaya teşebbüse girer.
Pretty sure that's assault and battery.
Nicholas Kosiow, suç geçmişinde silah ve insan kaçakçılığı narkotik dağıtımı, ölümcül silahla saldırı ve adam kaçırma var.
Nicholas Kosiow, criminal history includes weapons and human trafficking, distribution of narcotics, assault with a deadly weapon, and kidnapping.
şimdiki haberimiz | eski bir yarışçıya karşı aile içi şiddet iddialarıyla ilgili bir mahkeme kararı hakkında.
Another story to watch is the resolution of the domestic-assault allegations that have been levied against the former racecar driver.
Ona fiziksel olarak saldırmaya mı karar verdin?
And you decided to physically assault him?
Saldırı değildi.
It wasn't an assault.
Saldırıdan Rikers'da hapis yatmış.
He was imprisoned at Rikers for violent assault.
Riverside Parkı'nın güvenlik kameralarından aldığımız görüntüler ve aralarında saldırıdan sabıka kaydı olanlar bulduk.
We pulled footage from the security cameras in Riverside Park and matched them to anyone with a record of assault.
Bir fırtınanın tipi veya ani bir saldırı ya da hücum veya öfke getirebileceğini biliyor muydun?
Did you know that a storm can be a blizzard or a blitzkrieg, an assault or anger?
Öncü kuvvetler, saldır.
Attack with frontal assault.
Adamların kıyıya çıkıp saldırıya geçmesi ne kadar sürer dersin?
Before the men are massing themselves on the beach to begin their assault?
Körfezi geri almak için saldırı düzenlenecek.
A tactical assault to retake the bay.
Charlie Richardson, dolandırıcılık, haraç ve saldırı suçlarından 25 yıl yedi.
Charlie Richardson was sentenced to 25 years for fraud, extortion and assault.
Ana taarruz ise "Yalnız Çam" olarak bilinen Yayla 400'de, Türk mevkilerini sıkıştıracak.
As well, a major assault will pin down Turk positions at Plateau 400, known as'Lonely Pine'.
971 tepesindeki saldırı hariç, Hepsi gerçek saldırı ve hepsi aldatmaca.
Apart from this assault on Hill 971, they're all attacks and they're all feints.
Yine de, 5 : 30 saldırısı - güneş batıyor olacak.
Still, a 5 : 30 assault - the sun will be going down.
Efendim, Avusturalyalılar Yalnız Çam'da ki saldırılarına başladılar.
Sir, the Australians have commenced their assault on Lone Pine.
Siz saldırı ekipmanlılari yürümeye devam edin!
You men with assault equipment, keep moving!
Saldırıdan önce siperlerde kum, çalı ve kır çiçekleri bulunuyorken artık cesetler, sinekler ve ölümün pis kokusu mevcuttu.
Before this assault the trenches were connected by dirt and scrub and wildflowers. Now, they were connected by corpses, flies, and the foul stench of death.
Saldırıda kaç Türk öldürdün?
How many Turks did you kill in the assault?
Siz saldırı ekipmanlılar yürümeye devam edin!
You men with assault equipment, keep moving!
Buradan çıkacağız ve bu yönde saldıracağız.
We're gonna come out here and we're gonna assault this way.
Siz saldırırken, Bravo mangasındaki son adamı şu noktada istiyorum.
SOLDIER : I want the last man in Bravo in this spot when you assault.
Zerkavi'nin adamları koordineli kitlesel saldırı düzenliyor.
Zarqawi's men lashing out in a massive coordinated assault.
Daha 19 yaşındaydı... İlk sıralardaydı, ilk hücum edenlerdeydi, ilk ölümüne savaşanlardandı.
He was 19 years old- - first on the line, first on the assault, first to be marked for death.
Karadan saldırı yapılacak duruma gelene kadar hisarı top ateşiyle döveceğiz.
Hammer them until the interior is exposed and the fort is vulnerable to an assault from the ground.
Birkaç tanesi tepeye yapılacak kara saldırısı için adam gönderecek.
Several of them have committed men and resources to the final assault up the hill.
Doğrusu, elinizdeki kafası karışmış bir genç sadece. Bir suçlunun sizin adınıza saldırı düzenlediğini kim iddia edebilir?
In fact, you'll just have a confused teen, once a criminal who'll claim he had to commit an assault in your name.
Kaptan Flint tarafından onlara emir verilmişti, biz gelene kadar altına göz kulak olacaklardı İspanyol sahilinde bize yardımcı olacaklardı.
You see, they had been told very clearly by Captain Flint to remain with the Urca until we arrived to help us prepare our assault on the Spanish beach.
Kanlı saldırının ortasında belirli bir kurban vardı. Takma bir isimle seyahat eden önemli bir adam.
And in the midst of the bloody assault, there was one particular victim, a very important man traveling under an assumed name.
Sonrasında nihai saldırımızı planlar ve altını elde ederiz.
Then we'll reconnoiter, plan our final assault, secure the gold. Is that clear?
Bu kasabaya hedefe kitlenmiş bir saldırıyı gerektirir.
This will require a focused assault on the town.
Şehrin kapılarına ve kuleye yapılacak olan saldırıyı ben yöneteceğim.
I will lead an assault on the tower and the gates of the city.
Saldırıyı ben yöneteceğim dedim.
I said I would lead the assault.
Ve komutan bize karşı harekât başlatmak için emirleri bekliyor. Her birimizin kökünü kazıyacak.
And a commander just waiting for the order to begin his assault against us and exterminate every last one us.
Yani bir baktım adama saldırıyor sonra bir baktım puf diye uzaya ışınlanmış.
I mean, one minute she's all assault and battery and the next she's beamed up into space. Or you ran.