Aston traduction Anglais
282 traduction parallèle
Bu modifikasyonlu Aston Martin DB5'i kullanacaksın.
You'll be using this Aston Martin DB5 with modifications.
Ölümcül aksesuarları olan bir Aston M-Martin dahil olmak üzere, Dünyanızın sunduğu hiçbir şey için, tek bir taç yaprağını bile feda etmem...
I would not exchange one single petal for anything your world has to offer, including an Aston M-Martin with lethal accessories.
Jaguarlar ve Aston elimizden gitti. Ya bir sorun çıkarsa?
Without the two Jags and the Aston, what if anything does go wrong?
... ayrıca Aston Martin ve 2 Mercedes'in de.
The aston martin and the two mercedes.
- Aston Martin'e.
- The Aston Martin.
Aston Martin'e gönül verdiğini söyledi.
And he told me he's set his heart on an Aston Martin so...
Aston Martin DB6, kurşun rengi.
The Aston Martin DB6 Plantagenet silver.
Dört pounda yeni bir Aston alamazsınız.
No, you won't get a new Aston for £ 4.
Bir Aston için, dört pound ucuzdur.
For an Aston, £ 4 is cheap.
- Gezinti için Aston Martin'i alıyorum.
- Just taking the Aston Martin for a spin.
Bana Aston'dan bahset.
Tell me about Aston.
O yıllarda ya yeni bir ülke vardı... ya da öğrenecek yeni bir dil böylece... Aston'la ben daha da yakınlaşarak büyüyorduk.
Every few years, there was a new country... or there was a new language to learn... so, of course, Aston and I grew closer and closer.
Aston'un öldüğü gece Peter'la birlikteydim.
I was with Peter the night Aston died.
Aston'un bizi izlediğini bilmiyordum.
I didn't know Aston was watching.
Aston yukarıdaki pencereden bizi izliyordu.
Aston was watching from a window upstairs.
İnmemem gerektiğini söylemişlerdi, Yine de inmiştim... ve Aston'u gördüm.
They all told me not to go in, but I did... and I saw Aston.
Tabi ki, Aston, bu kadar yakışıklı değildi.
Not, of course, that Aston was as handsome.
Priscilla elbette turuncu bir Aston-Martin'de ısrar etti.
Priscilla, here, of course, insisted on a peach Aston-Martin.
İngilterede yaşar ve Aston Martine biner.
He lives in England, drives an Aston Martin.
Aston Martin mi?
An Aston Martin?
- Aston Martin Lagonda Cabriolet,
- Aston Martin Lagonda Cabriolet.
Bu araba bir önceki sahibine miras olarak kalmış. Ve daha sonra da Aston Martin'e dönüşmüş.
This car came from the estate of the previous owner... and then was returned to Aston Martin.
Aston Martin ve Lagonda 40'ların ortalarında birleşmişler.
Aston Martin and Lagonda merged in the mid -'40s.
Bu bir Aston Martin.
It's an Aston Martin.
- Bu, 1967 model Aston Martin.
- It's a 1967 Aston Martin.
- Evet. Bu bir Aston Martin.
- Yes, it's an Aston Martin.
Aston Martin'ine bir bak!
Look at your Aston Martin!
Aston'ı yakala!
Go get Ashton!
Elemeler başlamadan önce Jay Aston'a demiştim ki :
I said to Jay Aston just before we went on :
Ertesi sabah Charlotte, bir Hollywood televizyon yapımcısının eski karısı olan Patty Aston'un evinde verilen brunch'a katıldı.
The next morning, Charlotte attended brunch at the home of Patty Aston the ex-wife of a Hollywood television producer.
Austin Martin'ime binmiş John'a gidiyordum. Bir kavşakta trafik tıkandı.
" I was driving to John's in my Aston Martin, and I was stuck in that intersection, you know.
Juliana'ya bir Aston Martin çarptı.
Juliana got hit by an Aston Martin.
Bir numara Aston Martin'in yanında dikiliyor.
Number one standing by the Aston Martin.
Aston Martin ona Vanquish diyor, Biz ise ona Vanish diyoruz.
Aston Marlin call it the Vanquish. We call it the Vanish.
Ben Aston'a biniyorum.
I'm getting in the Aston.
- Kırçaston Martin'e bindin mi hiç?
- Did you drive an Aston Martin?
Aston Martin Vanquish aldığımı varsayalım
Suppose l get the Aston Martin Vanquish?
Aston Martin Vanquish.
Aston Martin Vanquish.
Yakışıklı Rob Aston Martin'ini aldı.
Handsome Rob got his Aston Martin.
En son hatırladığım İspanyada bir Aston Martin Kullanmak, adı neydi? onunla Belize'de dalma öğrenmek yedi günde yedi stadyum gezisi.
The last thing I remember is driving in Spain in the Aston Martin, learning to dive in Belize with what's-her-name.
"Howard Aston Winston."
"Howard Aston Winston."
- Giydiğin gömlek, Aston Villa.
- The shirt you're wearing, it's Aston Villa.
Çok akıllıca, adamım.
Aston... Astonishingly clever, my man.
Nasıl oluyor da ben hizmetçi ve klarnet alıyorum... James Bond ise Aston Martin?
How come I get a retainer and a clarinet... and James Bond gets an Aston Martin?
Benim asıI derdim, Aston'u ne renk alacağımız.
What's really bothering me is what color to get the Aston.
Ben Aston Martin istiyorum.
I want an Aston Martin.
- Aston Martin kullanmıştım.
- I drove an Aston Martin.
Ben bir Aston Martin istiyorum, ya da şu üstü açılan klasik Mercedes'lerden.
I want an Aston Martin, or one of those vintage convertible Mercedes.
- Biraz Aston'u anlatsana.
Describe for Aston.
Bende bir Aston Martin var.
I got an Aston Martin.
Aston Martin'i mi? Sadece üçümüzüz.
The Aston Martin?