English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ A ] / Australian

Australian traduction Anglais

970 traduction parallèle
- Avustralya'da gökyüzü güzeldir.
The Australian sky is beautiful.
Avustralya koyunu eti vardı. Bir de, sanki yıllarca mezarda yattıktan sonra... kalkıp o davete gelmiş gibi duran tipler vardı.
Australian mutton... and a lot of people who'd been buried for years... and got up just to eat that mutton.
Avustralya'ya gidin.
Make for the Australian coast.
- Avustralya.
- Australian.
- Avustralya mı?
- Australian?
- Evet, bir Avustralya şarkısı, adı da...
- Oh yes, it's an old Australian song called...
Çay, türlü baharatlar, pirinç, çinko ve Avustralya Pamuğu bölgesi yani.
Tea, spices, rice, zinc and Australian wool.
Avustralyalı birlikle beraber geçici görev.
Temporary duty with an Australian company.
Avustralyalı birlik mi?
Australian company?
- Emredersiniz efendim. - Hızla gelişen bir savaş, değil mi binbaşı?
You'll have three Australian companies.
- Ölümcül bir hata efendim. Evet.
But he is Australian, and you are English, no?
Onu ve bir Avustralyalı bulduk.
We found him and an Australian.
Burası sakin bir yerdir.
It's Australian country in the flattop,
İngiliz, Avustralya ve Hollanda donanma birimleriyle temasa geçtik, efendim.
We've checked with British, Australian, and Dutch naval units, sir.
Elbisem Londra'dan geliyor. Kumaşı Avustralya koyunundan.
My suit's from London, made of Australian wool.
Filo lideri Barnsby, Avustralyalı.
Squadron Leader Barnsby's Australian.
Bazen Avustralyalı, bazen Normandiyalı ağzıyla.
Sometimes Australian, sometimes Norman.
Sen ya Avustralya... ya da Alman mültecisisin.
You are either Australian or a German refugee.
Avustralya Kraliyet Donanması cennet adamızın prensesi, adına bir alay göndermiş bulunmakta.
I'd like to say that the Royal Australian Navy has again sent a corvette to do honour to the hereditary princess of our island paradise.
Avustralyalıyım.
I'm Australian.
Seni gidi Avustralyalı aptal.
You bloody Australian fool!
Burası Avustralya Radyoları Yayın Birliği.
This is the Australian Broadcasting Commission.
Dört İngiliz, iki Fransız, bir Avustralyalı hepsi diplomatların kızları.
Four English, two French, one Australian, all of them daughters of diplomatic personnel.
Bir akşam Cliff Oteli'nin bahçesinde orta yaşlı, sıradan bir Avustralyalı satıcı ile tanıştık.
One evening..... in the Palm Court of Cliff Hotel..... we met this middle-aged, sort of..... nondescript Australian salesman.
- Avustralyalı mısınız?
- You're an Australian?
Galiba sadece siz Avustralyalı hırsızlar toptan temin edebiliyorsunuz.
I figure you Australian thieves are the only thieves who can supply in bulk.
Ormanda Amerikalı askerler ilk kez Güney Vietnam ve Australyalı ekiplerle birlik olarak Viet Kong gerilla kuvvetlerine karşı savaştı.
In the jungle, US soldiers fought side by side for the first time with South Vietnamese and Australian forces against Viet Cong guerilla units.
- Avustralyalı mahkumu 2'ye getirin.
- Get the Australian prisoner in 2.
Evet, Avustralya inek derisi, "Elisabette" topuklar.
Yes, they're of Australian cowhide, "Elisabetta" heels.
Ben bir Avusturalyalıdan öğrendim.
I learned with an Australian
Belki de Avustralyalı olduğu içindir.
Maybe it's because he's an Australian.
- Brad Morahan Avustralyalı ressamlar, William Dobell, Sidney Nolan, Arthur Boyd...
- Brad Morahan, like Australian painters, William Dobell, Sidney Nolan, Arthur Boyd...
Uzun boylu, güzel vücutlu, şahane görünüşlü bir Avustralyalı.
Tall, built, spectacular-looking Australian girl.
Çok önemli bir randevum vardı. Avustralyalı bir dişçiyle tekniklerimizi karşılaştırıyorduk.
It happens that I had a very important meeting with an Australian dentist.
Avustralya Havayollarında hostesmiş.
She's a stewardess with Australian Airlines.
AVUSTRALYA HAVA BİRLİKLERİ BATI LAE SALDIRISI
AUSTRALIAN AIR UNITS ATTACK WESTERN LAE
Birkaç hafta içinde Japonlar, Hindistan sınırına dayandı. Japon deniz kuvvetleri ise Avustralya kıyılarına yaklaşıyordu.
Inside of weeks, the army Japanese was in the Indiana border e the Japanese navy it was come close to the Australian coast.
Burası cephenin 160 km. gerisinde, Avustralyalı askerlerce tutuluyordu. Bu durum Rommel'in, kıymetli bir ikmal merkezinden mahrum kalması demekti.
160 km behind the front line, the Australian garrison resisted, denying the Rommel an important one supplying port.
Serbest stil yüzdüm.
I did the Australian crawl.
Şubat 1942'de Japon bombardıman uçakları, Avustralya anakarasına saldırdı.
In February 1942, Japanese bombers attacked the Australian mainland.
Söylesene, Enrico, Avustralyalı bumerang satıcıları neden iflas etmiş?
Tell me, Enrico, why do Australian boomerang sellers go bankrupt?
Biliyor musun, ben bir dördüncü kuşak Avustralyalıyım.
You know, I'm a fourth-generation Australian.
Oldukça kalabalık ve görünüşe göre görüşmek istediğiniz subaylar da dışarıda sizi bekliyorlar, efendim.
Good crowd, and it looks like all the Australian brass you want to talk to... are out there waiting for you, sir.
Şey, aşağı yukarı 300.000 Birleşik Devletler askeri var... fakat bunların da yeteri kadar eğitimleri ve silahları yok.
Well, there are approximately 300,000 Australian troops, but they've been described as undertrained and underequipped.
Son zamanlarda kuzeydeki hava üslerimizin bombalanması bizlere Japonların bir sonraki adımlarının Avustralya kıtasını istila etmek olduğunu gösteriyor.
The recent bombings of our northern airfields give us every reason to believe... that the nips'next move will be a massive invasion of the Australian continent.
Avustralyalı.
Australian.
Avustralyalı, 0-0-8-0-2,
Australian. 0-0-8-0-2.
- Avustralya'nın taşrasında yolculuk ediyordum.
I was traveling in the Australian outback.
Avustralya denizanasının zehrinden bile daha öldürücü.
It's more virulent than the venom of the Australian brown box jellyfish.
Merak ettim de... sormamın sakıncası yoksa... Avustralyalı olabilir misiniz acaba?
I was just wondering, are you in fact Australian at all, by any chance, may I ask?
Hey, sopa mıdır nedir, şunu sudan çıkar.
Australian bomber that had crashed in the water. Hey, you, take that bat or whatever it is out of the water.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]