Aynasızlar traduction Anglais
589 traduction parallèle
- Aynasızlar!
Coppers!
Aynasızlar alarmda.
The heat's on.
İşte aynasızlar da geliyor.
Here come the coppers.
- Bu olayı aynasızlar nasıl karşılıyor?
- How are the coppers taking it? - I didn't pay much attention.
Haydi gidelim. 587 00 : 47 : 21,989 - - 00 : 47 : 24,184 Eller havaya aynasızlar!
Come on, let's go.
Hala aynasızların bizi orada nasıl bulduklarını merak ediyorum.
I'd still like to know how those coppers found us up there.
Aynasızlar bizi yakalayamaz.
The cops ain't likely to catch up with us.
Hayır, bak, aynasızlar Benny'ye ceza keserken arabanın arkasındaki Kinnick'i gördüler.
No, you see, when the bulls gave Benny a ticket, they saw Kinnick in the back of the car.
- Aynasızlar peşinde mi?
- Are the rozzers after him?
Aynasızlar!
Rozzers!
- Bence aynasızları çağır.
- If you want my advice, you'll call the rozzers.
Ama aynasızlar bu sabah etrafı aradı.
But the coppers snooped all through there this a.m.
Siz aynasızların kasabamda ne işleri var?
What are all you coppers doing in my town?
Şu aynasızları cezalandırmayı seviyorum.
I'd like to skin that flatfoot.
Aynasızlar!
The cops!
- Kim? Aynasızlar.
Oh, the bulls.
- O aynasızların şefi.
- Yeah, he's chief of the cops.
- Yeni gelen çocuk, aynasızlar yakaladı.
It's the new boy. The traps have got him.
Aynasızlar, Chicago'da kayıp bir teriyer aramıyor.
That flatfoot in Chicago wasrt looking for any lost Airedale.
Aynasızlar istim üstünde.
The happiness boys are on a rampage.
İşte geldiler, aynasızlar.
Here they are now, the happiness boys.
Aynasızlar tutuklamadı mı onu?
- Also. The cops didn't arrest him?
Onu aynasızlar bulsun.
The cops have to find him.
Aynasızlar!
Cops...
Bu aynasızlar çok güçlü.
These pigs are so strong!
Aynasızlar söylemedi mi?
The bulls tell you?
Aynasızlar!
The bulls. The bulls.
Yine şu pislik aynasızlar.
Those lousy cops again.
Aynasızların gelmesini istemez.
He doesn't want the cops to show up.
Montfermeil'de kızı almaya geldiğinde aynasızlar zaten peşindeydiler.
When he came to get the girl in Montfermeil, the cops were already chasing him.
# Aynasızlar ve köpekler, Kabahat Rousseau'da. #
The cops and the dogs'Tis the fault of Rousseau.
Aynasızlar niye peşinde şimdi anlıyorum.
I know now why the cops are after you.
- Çok fazla adam var. - Aynasızlar.
- Lot of men moving around down there.
- Aynasızlar.
- Fuzz.
Diğer aynasızlar nerede?
Where are all your coppers?
Aynasızlar hala oradalar.
The cops are still here! - What about Fido?
Peki aynasızlar?
The cops? They really grilled me.
Pek güçlü olmayan aynasızlar da vardır.
You're a fool
- Biz salak değiliz. - Aynasızlar.
- I and VeIma ain't dumb.
- Hayır, sadece aynasızlar.
- Nothing but coppers.
- Gizlenirsek, aynasızlar kokuyu alır.
If we lay low, the coppers are gonna smell fish.
Her cuma gübü aynasızlar Kazonova Sokağına göstermelik bir baskın düzenler, birkaç yosmayı karakola götürürlerdi.
Every other Friday the "flics" would raid Rue Casanova, just for the record.
İhtiyar Stolz aynasızları çağırabilir.
Old man Stolz may call the cops.
Aynasızlar.
Cops.
Şehirdeki tüm aynasızlar bu fişekleri görür şimdi.
Every copper in town will see them fireworks.
Kredi ile alıp Clapham'da sattığım bir araba yüzünden... aynasızlar ensemdeydi.
The coppers were a bit sensitive about a car I bought on the never-and-never, and flogged over in Clapham.
Aynasızları bilirim.
I know cops.
- Aynasızlar! Saklanın çabuk!
There are the cops.
Aynasızlar yüzünden.
Because of the fuzz.
- Aynasızlar Penny.
- G-men, Penny.
- Aynasızlar?
- Rozzer -