English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ A ] / Azıcık

Azıcık traduction Anglais

5,144 traduction parallèle
♪ Birbirimiz için yaratılmışız ama yine de ♪ Dokunursak, azıcık bile
We're so perfect, and yet If we touch, not by much
- Azıcık erkek ol!
You gotta bird up, bird!
Vardiya bitti. Bak, birader, eve gitmem lazım, azıcık dinlenmeye ihtiyacım var.
Look, dude, I just gotta get home, get a little bit of rest.
Azıcık bile mi?
Not even a little?
Azıcık ucundan değdim sadece.
I barely touched it.
- Şey karakterlerin azıcık sevimsiz olduğunu düşündüm.
- Well, um, I did think the characters were a tiny bit unlikeable.
Azıcık bile.
Not a second.
Azıcık yavaş olun çocuklar.
Take it easy, guys.
Bir tanem, üzerine azıcık fondöten süreriz.
Honey, we'll just put a little foundation on it.
Beth, bütün ailem katledildi. Yani azıcık daha destekleyici olabilirsin.
Beth, all of my family was just massacred, so if you could just be a little bit more supportive.
Azıcık mı?
A little bit?
Buram buram koktuğunu biliyorsun, azıcık ver şu tozdan.
I know you've been fucking sniffing. Give me some cowie.
Eğer biraz olsaydı, sana da azıcık verirdim ama, hiç kalmadı.
If I had some, I would give you some. I don't fucking have any.
Azıcık ittim, hemen pes mi ediyorsun?
I push you that much and you fold?
Siz ikiniz azıcık susar mısınız?
Can you guys shut up for a sec?
Azıcık bekle.
Oh, hold on one second.
Sen canı azıcık oyun isteyen küçük bir yavrusun.
You're just a little puppy who wants to play.
Azıcık saygı göster adama.
Show some respect.
Kafatası azıcık ezilmiş.
Chipping to the left cranial bone.
Azıcık yetkisi olunca ne oldu bak.
Give a man a little bit of power.
- Azıcık içtim. Kusura bakma.
I did have a little nip.
Şunu anlamalısınız ki azıcık da olsa ünlüyseniz ki bende birazcık ünlüydüm insanlar daima abartır ve size yalan söyler.
I mean, what you gotta understand is even when you're a little famous, and that's all I was, a little famous, people lie and exaggerate to you all the time.
Pekala, şu an azıcık adice bir ortam çekiyorsun
Well, you're shooting off a slightly cunty vibe right now.
- Sanki, azıcık sert olmuş.
Just a little bit dry. - That's the least you can say...
Azıcık kaldı.
Just a tiny bit more.
Kısa süre içerisinde gelir elde etmenin yolunu bulamazsak tayfamızdan elimizde kalan azıcık adamı da kaybederiz.
If we don't find a way to earn an income and soon, we will lose what little we have left of a crew.
Daha kötüsü, tayfamızdan geri kalan azıcık adam bizi yer.
Or worse yet, we will be eaten by what little we have left of a crew.
Azıcık eğlenmeden de hayatın ne anlamı var ki?
And what's life without a little fun?
Azıcık yaşamayı öğren.
Learn to live a little.
Bırak da at dinlensin azıcık.
Give that horse a rest.
Azıcık olsun itibar.
A little dignity.
Americano ve azıcık soğuk süt.
Americano with a splash of cold milk.
Azıcık utangaçlar, o kadar.
They're just a little shy.
Bana göre azıcık Al Pacino iyi olabilir ama sen gerçekten canlandırma yapmak istiyor musun?
I think a sprinkling of Al Pacino would be good, but you but do you really want to be doing an impersonation?
Azıcık para için can almaya mı çalışıyorsun?
Trying to take a life for a petty sum?
Tamam. Azıcık sağa.
Okay, to the right a little.
Azıcık kremalı o zaman?
With a little cream then?
Azıcık kırmızı şarapta beklet ve ezilmiş kakule ekle.
Rest it in a little red wine, and add crushed cardamom.
Azıcık, evet.
A little, yes.
Fotoğraflar azıcık müstehcen.
The pictures are a tad risque.
Protezle ayağımın bitiştiği yere ipek çorap koyunca azıcık daha rahat ettiğimi keşfettim.
I... I find a stocking over my leg where it fits into the prosthesis... I find silk slightly more comfortable.
Azıcık.
- Sort of.
Kalabalığa çıkıp en az bir maç kazanmak gerek.
You need some crowd time and at least one win.
Ya gerçek bir hayalet var, az önce bizimle konuştu ya da bilinçaltımız bunun olmasını öyle çok istedi ki, bastırılmış, mahvolmuş kısımlarımız bunun ortaya çıkmasını sağladı.
One :... A ghost, a literal ghost, just talked with us. Or two :...
ve azıcık sarhoşum.
And I'm a little drunk.
Hey, en siyah elbiselerini giy ve dışarı çık, şimdi. Ve en azından olduğun binadan 20 metre uzakta olduğundan emin ol.
Hey, put on your darkest clothes and get outside now and make sure that you are at least 20 yards away from the building.
Kız olan Ali'de ise ilgi ve yaratıcılık çok daha az.
The girl, Ali, shows even less invention or interest.
En azından kız taşaklı çıktı.
At least the girl's got balls.
Az önce kıçına tekme yemiş bir adama göre oldukça iyi görünüyorsun.
You look pretty good for a guy who just got his ass kicked.
- Sayın Başkan saha ajanlarımdan birisi olan Kate Morgan, az önce Jack Bauer'in kısa bir süre önce size söylediğini doğrulayan kanıtı ortaya çıkardı.
Mr. President, one of my field operatives, Kate Morgan, has just recovered evidence that corroborates what Jack Bauer told you moments ago.
Azıcık ipucu versen.
Uh... give me a hint.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]