English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ A ] / Ağaci

Ağaci traduction Anglais

44 traduction parallèle
HUŞ AĞACI
THE BIRCH WOOD
KALiNA KRASNAYA [GİRABOLU AĞACI]
Red snowball-tree
DİLEK AĞACI
THE WISHING TREE
TAHTA SABO AĞACI
THE TREE OF WOODEN CLOGS
- Sedir ağaci.
- It's cedar.
BENİMLE "AYI VE MADROÑO AĞACI" BARINDA BULUŞ!
MEET ME AT "THE BEAR AND THE MADROŇO TREE"
AYI VE MADROÑO AĞACI
THE BEAR AND THE MADROŇO TREE
Topraği bilirim, gökyüzini bilirim ağaci bilirim.
I know ze earth, I know ze sky and I know ze tree.
KAVAK AĞACI HUZUREVİ
THE RESIDENCE LES PEUPLIERS
İTALYAN SİNEMASININ AĞACI.
THE TREE OF ITALIAN CINEMA
YÖNETMEN AĞACI!
The Directors'Tree!
SİMON VE MEŞE AĞACI
Simon and the Oaks
ALTI ÇAM AĞACI BEN ÇİZDİM Mini mini, akılsız ayı
Willy-nilly silly old bear
- Su çiçek açan bir erik agaci.
- That's a flowering plum tree.
15,000 kauçuk ağaçIık arazi benim nüfuz sahamdı.
That was my domain : 15,000 acres of rubber trees.
AğaçIık bir alandır.
There's trees and...
Dostum, bu sadece parkta bir noel agaci.
Dude, that's just a Christmas tree in the park.
Miller Parkindaki Noel agaci.
The Christmas tree over at Miller Park.
Tanrim, o agaci seviyorum.
God, I love that tree.
AğaçIığın altında.
Just happened to be under a tree lot.
İç çamaşırlarımı ağaçIığa atmak zorunda kaldım.
I had to throw my underpants into the woods.
Burası dünyamızın ağaçIık alanlarının başlangıcındaki Tayga Ormanları. Bu ormanlar neredeyse tüm kuzey kutbunun etrafını çevreler.
And those who do live here are so hard to glimpse, they're like spirits.
Burada yolu kaybetmek oldukça tehlikeli. Birkaç mil ilerde sığınabilecekleri bir yer var : Küçük bir ağaçIık.
A dust storm blows hard across the trail, making it nearly impossible to see.
Senide Noel agaci gibi süslersek Sende güzel olursun
You'd look prettier if we decked you up like a Christmas tree.
Terapiye gelirse kapinin önüne kagit mendil agaci dikmen gerekecek.
If she came to therapy, you'd need a tissue plant next door.
Onu o ağaçIığa çağırdın.
( PHONE ringing )
Bu ağaçIık alan, cinayetin işlendiği yer, Nathaniel Bixby Mark cinayetinin.
This wooded area is the site of, um, the murder, actually, of Nathaniel Bixby Mark.
Onu o ağaçIığa çağırdın.
So you lured him in to those woods.
Arama motorlari yilbasi agaci gibi aydinlatmali.
The search engines should light him up like a Christmas tree.
Evine git, biraz uyu, agaci salla, elmalari say, sonra yarin sabah gel ve beni gore, OK.
Go home, sleep on it, shake the tree, count the apples, then come and see me tomorrow morning, OK.
Bu Balsa agaci!
It's the balsa wood!
YAPILACAKLAR BERNIE'NİN AĞACI TAMİR O kadar iyi demek.
Oh, that good, huh?
Ceviz agaci ve Amerikan kizilagaci.
Walnut and American redwood.
Birkaç gün sonra buraya, evimize gelebilmistim. Ama karsimda buldugum oturma odasina düsmüs bir mese agaci oldu.
I did finally make it up here to the house later that week only to find that a falling oak tree had landed in the living room.
senden su agaci tek sallayista devirmeni istiyorum
I would like you to chop this tree down with a single swing.
Bu agaci?
That tree?
- Soy agaci, Ray.
- The bloodline, Ray.
Ben de ceviz agaci siparis verdim.
I ordered walnut.
Kocasi mese agaci olsun dedi.
The husband wanted oak.
Bodhi agaci birsey yapmadi, kimildamadi bile.
The Bodhi tree did nothing. It did not move.
Hic gormedim, Ama eski bir kesisin boyle bir agaci oldugunu duydum,
I've never seen it, but there is a story of an old monk that had a tree like this.
Agaci ve seni arkadaslarimla bi konusayim bakalim.
Let me talk to my colleagues there about you and your tree.
Kimse bu agaci bilmiyor Jack,
No one knows about this tree, Jack, and believe me, I tried.
Samimi, ağaçIıklı.
Cozy, woodsy.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]