Aıt traduction Anglais
512,469 traduction parallèle
Gerekçesi yok, mazereti de geçerli.
He doesn't have a motive and his alibi seems to check out.
Şüphelinin cinsiyet tercihi yok.
Unsub doesn't appear to have a gender preference.
Burada biraz daha kalırsam döndüğümde bir ailem olmayabilir.
Well, I keep thinking if I stay here much longer, I won't have a family to go home to.
Ama birbirimize söyleyeceklerimiz uzun zaman önce tükendi ve beni böyle görmesini istemiyorum.
But we ran out of things to say to each other a long time ago, and... I don't want her to see me like this.
Tek bir fark var, belinde iğne deliği yok.
Only thing different here, he doesn't have a puncture site on his back.
- Görüşüm açık değil.
I don't have a clean shot.
Sevgi bir anı değildir.
Love isn't a memory.
Bakıcım falan yok.
I don't have a housekeeper.
Hey, polis arabasında olduğuğumuza göre, Yerli yerine oturmayan şeylerden ve önsezilerimizden bahsedelim.
Hey, since we're in a cop car, let's talk about our hunches and how something doesn't add up.
Peter, polis işinde anlamadığın çok şey var.
Peter, there's a lot you don't understand about police work.
Ve işime sihirbaz asistanı gibi geri dönemem.
And I can't go back to my job as a magician's assistant.
Erkek olduğunu kanıtlamak için futbol oynamak zorunda değilsin.
You don't have to play football to prove you're a boy.
Oh, harika. biraz önden gidip çözemediğim vakadaki kızın fotoğrafına bakınıp duracağım.
Now I'm gonna go ahead and brood over a photo of the girl whose case was the one I couldn't solve.
Ama kaskla içerden koruma sağlayamazsın...
But you can't make a helmet for the inside...
Bu saçmalık, marketteki o kadının senin kim olduğunu söyleyerek seni tanımlamasına izin veremezsin.
That's ridiculous. You can't let what one woman says in a grocery store define who you are.
Bir Kardashian gibi görünmek için çok bekledim, babaları gibi görünmem sikimde bile değil.
I spent so long wanting to look like one of the Kardashians, I don't even give a fuck it's the dad.
Birincisi, bir komedi şovunda olmazdım.
First of all, I wouldn't be in a comedy show.
Ama yaşlanırken kendim hakkında öğrendiğim başka bir şey, bir ilişkide olmamam gerektiği.
But another thing I've learned about myself, getting older, is that I shouldn't be in a relationship.
"Niye bir şey söylemediniz?" diye sorulduğunda, kurbanların ortaya çıkmamasının birçok sebebinin yanı sıra, bu kadınlar, " Bir dakika.
And when asked, "Why didn't you say anything?" Ha! In addition to the many reasons why victims don't come forward, these women were, like, " Hang on a minute.
Yüksek bir duvar olmasına gerek yok.
It wouldn't need to be a high wall.
Bir ot dağları olduğunu ve "Gelip ot dağımıza tırmanın." dediklerini düşünüyordum.
I thought they had, like, a grass mountain, and they're, like, "Come and climb our grass mountain."
Atı yoktur.
Doesn't have a horse.
Bu çocuklar bir gazete yapıyor, kopyalıyor ve dağıtıyorlardı, içinde dostlarımı eleştiriyorlardı.
These kids made a newspaper, which they copied and distributed, and inside, it slagged off my friends.
Kürk bir ceket giydiğim için bana saldırmayın, hele sizinki 6 sterlinse ve dolabınızda 30 tane varsa çünkü sizi temin ederim, onları bir çocuk yaptı.
Don't come after me for wearing a fur jacket if yours cost £ 6 and you have 30 in your closet, because I promise a child made those.
Parti için eve gittim, okuldan tanıdığım o kızlar oradaydılar ve, "Katherine, uzun zamandır seni görmedik."
I went home for the hen do, and those same girls I knew from school were there, and they were, like, " So, Katherine, we haven't seen you in a long time.
Ben de, "Kocam yok." dedim.
And I was, like, "Oh, I don't have a husband."
"Ama bir erkek arkadaşımın olmaması sizi mektup yazmaya itti?"
What made you want to write a letter is that I don't have a boyfriend? "
Her şeyi bilmiyor olabilirim ama şundan eminim : Biri televizyonda gördüğü biriyle buluşmak için otobüse biniyorsa kesin onu öldürecektir.
And I don't know everything, but I'm pretty sure the only time somebody takes a bus to meet someone they've seen on TV is to fucking kill them.
Ve bir anne baba olmanıza gerek yok, kesinlikle yok.
And you don't have to be a parent, certainly not.
Ama bir sınıf sistemimiz yok. Buradaki gibi yok.
But we don't have a class system, not like here.
Hayvanlarınıza 60 yaş üstü bir televizyon kişiliğinin adını vermeyin.
Don't name any pets after a man on television over the age of 60.
"Kendi evladına bunun ölü bir hayvan olduğunu söyleyemedin."
You couldn't tell your own flesh and blood that this is a dead pet. "
Ve birini ormandan atamazsınız.
And you can't kick someone out of a forest.
Ve Joanne bütün yaratıkları sever, bu yüzden bir şey olmamış gibi onu koruyordu ama onu soktuğunu, sürekli soktuğunu biliyorduk ve çok acı çekiyordu.
And Joanne loves all creatures, so she was protecting it like it wasn't happening, but we knew it was stinging her and stinging her and stinging her and stinging her, and she was in a lot of pain.
Evet, ama uzun zaman önce senin için orada değildim.
Yeah, but I wasn't there for you a long time ago.
Hayatım bir tren enkazı gibi olmasaydı bunun için bir şeyler yapabilirdim.
If my life hadn't been such a train wreck, I might have done something about it.
Belki geçmişi değiştiremem ama şu andan itibaren, konuşacağım, bağıracağım ve bu böyle bir şeyin başkasına olmasını engellerse bu lanet uzaydan bile görülebilen bir ışık parıltısı olur.
Maybe I can't change the past, but from now on, I am... going to speak out, shout out, and shine a light down that can be seen from frickin'outer space, if it'll keep something like this from happening to anyone else.
Eğer biraz daha az ses çıkarsaydın burada yaşayabilirdin.
I tell my mom - I wouldn't mind living with you if you made a little less noise.
Kendi başından benzer bir şey geçmemişse empati kuramazsın.
You can't empathize if you haven't been through a similar situation yourself.
Siz geri zekâlılar dolmayacak bir sağdıçlık mevkii için tartışıyorsunuz.
You morons are arguing over a best man position that won't be filled.
Nedime istemememe neden bu kadar takıyorsun ki?
Why do you care that I don't want a maid of honor?
Yani, türbinin parçalarını tekrar ayarlayarak bir vinç yapabiliriz tıpkı Happy'nin garajda zorlama testi için kullandığı teçhizat gibi.
So, we can reconfigure parts of the turbine to make a winch, just like the winch that Happy used to stress-test the gear at the garage.
Bu demek oluyor ki ne 4,5 metrelik halatımız ne de 22,5 dakikamız var.
That means we don't have 15 feet of cable and 22 and a half minutes.
Isıyla kapatma bitmek üzere ve bana mal deme.
Nearly done with the heat seal, and don't call me a tool.
Bunun ne kadar tehlikeli olduğu ve evleniyor olduğun için risk almaman gerektiğiyle ilgili koca bir açıklamam vardı...
I had a whole explanation about how it's treacherous, and-and since you're getting married, you shouldn't take the risk...
Ve bir adam spor yapmadıysa bunu asla yakalayamaz ; sıçtık.
And if a guy who never played sports can't catch it, we're screwed.
Fakat ayak uyduramasam bile, değerli bir ekip üyesi, bir arkadaş olarak kendimi kanıtladım sanıyordum fakat sanırım siz beni her zaman bir ikinci sınıf olarak gördünüz.
But even if I can't keep up, I thought I at least measured up as a-a valued team member, as a friend, but I guess you just, you just always saw me as an inferior.
Neden silah sesi duymuyorum?
Why don't I hear a gunshot?
Bunun gibi bir tüfek kullanmayalı on yıl oldu.
I haven't fired a rifle like this in ten years.
Kabloya sıkı tutunamıyorlar.
They can't get a good grip on the cable.
Bunun için bir yol biliyorum bu sayede halatı bırakamayacaklar.
I have a way to make it so that they can't let go. Whoa, whoa, whoa, whoa, whoa.