English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ B ] / Bad

Bad traduction Anglais

151,071 traduction parallèle
Bazen durum göründüğünden daha da kötü oluyor.
Sometimes when things look bad, they turn out to be worse.
Ama ne yazık ki size kötü haberim var
# But I'm sad to say I have bad news for you #
Bir tanesiyle kötü bir deneyimi olmuş herhâlde.
Well, sounds like he may have had a bad experience with one.
Herkes annemlerin kötü bir şey yaptığını düşünüyor ama onları tanımıyorlar.
Everyone thinks our parents did this bad thing, but they never even met them.
Bilmiyorum ama kötü bir şey sanırım.
I don't know. Bad news, though.
Kötü adamlar hep bir şey ister.
Bad men always want something.
Kötü adam olduğun için bunu bilirsin.
And you know, because you're a bad man.
Bu hikâyeler iyi olalım diye uydurulmuştu. Beni sadece kötü biri olmaktan sakındırdılar.
These stories were meant to scare us into being good, only they frightened me from being bad.
- Kötü hisler, kötü düşünceler var.
Bad feelings, bad thoughts.
Görev kötüye giderse haritanın pazarlık kozun olmasından korkuyorsun. Hayatını kurtarmak için başka bir şey önerirsin.
You're afraid if this mission goes bad... the map is your bargaining chip, something else to offer...
- Kötü bir şey.
- Something bad.
Dahiyanelik için berbat bir yıldı.
That was a bad year for brilliance.
Kötü şeyler yapsan da hâlâ iyi biri olabilirsin.
You can make a bad thing and still be good.
Bundan kötü bir şey gelmez.
Nothing bad could come from this.
Parasını kötü parselleri yerleşimcilere satarak çıkarttı.
Made all his money selling bad lots to settlers.
Bunu çözmek istiyorum.
I want this one so bad.
Kötü şeyler için dua ettim.
I prayed for bad things.
Naziler kötü adamlardı, değil mi?
Nazis are the bad guys, right?
Kötü diye mi?
'Cause it's bad?
Kötü.
It's bad.
Söylemek istemiyorsun çünkü kötü.
You don't want to tell me'cause it's bad. God.
Kötü polisi ben oynadım.
I bad copped him.
Winchester o kadar da kötü değil.
Winchester's not so bad.
Kuş için kendilerini kötü hissettiklerinden kuşu kurtarırlar.
Feeling bad for the bird, they freed it.
Bunun neden kötü bir fikir olduğunu sana söylememe gerek var mı?
Do you want me to tell you why that's a bad idea?
Her bunu düşündüğümüzde, kötü bir şeyler oluyor.
Every time we think that, something bad happens.
Bunu istemek ne kadar kötü?
How bad do we want this?
Yeni bir komutan bizim için kötü bir şey, Roan
A new commander is bad for us, roan.
Savaşta dövüşmek kimin hayatta kalacağına karar vermek için kötü bir yol.
Fighting a war is a bad way to decide who gets to survive.
Kimin yaşayacağına karar vermek için savaş başlamak iyi bir yöntem değil.
Fighting a war is a bad way to decide who gets to survive.
Adımına dikkat et, hayatımızı kurtacak şeyi düşürmemiz muhtemelen kötü olur değil mi?
Hey, hey, hey, watch your step. It's probably a bad idea to drop the thing that's gonna save our lives, huh?
Kadın seçimim çok kötüdür.
I have bad taste in women.
Kötü zamanlarda da hep yanımızdaydı.
He was there for all the bad times as well.
Hâlâ acıyor mu?
Does it still hurt real bad?
İşlerin ne kadar kötü olduğunu biliyorsun.
You know how bad things are.
Bir kaç yıl sığır hırsızlarıyla da başımız dertteydi.
And we had a few real bad years with cattle thieves.
Bölgeyi yozlaşmadan, kötülükten arındırmaya karar vermişti.
Decided to rid the county of all of its bad apples.
Küçükken yaşadığım kötü olaylar benimle beraber bitecek sanardım.
I thought everything bad I went through when we were kids, all of it was gonna stop with me.
Radyasyon alması gerekecek ve nakil için kötü aday durumuna düşecek.
She'd need another course of radiation, which would make her a bad surgical candidate.
Taksiye ilk bindiğinde durumu kötüydü zaten.
It was already bad when I first picked her up.
- Kötü.
She's bad.
Kötü bir karardı.
It was a bad call.
Dışarıda bir sürü kötü şey oluyordu.
There's just so much bad stuff out there.
Korna sesi yeterince kötü zaten.
This is bad enough...
Zamanla kötüleşince her şeyi ardında bırakarak gitmiş olması mümkün.
It's possible it got so bad that she just left everything behind.
Durum o kadar kötü demek.
Oh, that bad, huh?
Minnick burada kaldığı sürece durumum kötü olacak.
And as long as Minnick's here, it's gonna stay bad.
Düşündüğün kadar kötü müydü?
Bad as you thought it would be?
Şimdi Alex'ten destekçim olmasını istediğim için kötü hissediyorum.
Now I feel bad asking Alex to be my sponsor.
Geçmişimize odaklanmak kötü bir fikirdir çünkü bugünümüzü kirletir.
You know, that it's a bad idea to focus on our past, because it pollutes our present?
İlk randevu için fena değildi.
Not bad for a first date.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]