Baldy traduction Anglais

- Hey, Baldy, piyanoyu sustur.

- Hey, Baldy, shut off that piano.

Baldy, polis alanı boşaltsın.

Baldy, have the police clear the field.

Baldy, onları ben alırım.

Baldy, I'll take those.

- Baldy, bize içki yolla.

- Baldy, send over some drinks.

Bana soğuk su ver, Baldy.

Give me some cold water, Baldy.

Baldy, ne varsa ver.

Baldy, anything you've got.

Baldy, bana bir içki getirir misin?

Baldy, get me a drink, will you?

Bana bir içki getir, Baldy.

Get me a drink, Baldy.

Baldy, masaya koyar mısın?

Baldy, put it on the table, will you?

- Baldy, hazırla.

- Baldy, set'em up.

En son olarak onun Tascosada olduğunu duydum. Baldy Gunder'in yerinde.

Last I heard, she was in Tascosa at Baldy Gunder's place.

Ellerini üzerimden çek, Baldy.

Take your hands off me, Baldy.

Sana bolca kötü şans diliyorum, Baldy.

Lots of bad luck to you, Baldy.

Baldy Gunder şehrin dışında yaşamama izin vermez.

Baldy Gunder wouldn't let me out of town alive with it.

Kızdan uzakta gecelese iyi olur diyorlar Her ihtimale karşı Baldy ortaya çıkarsa.

They say he stayed outside her place that night, just in case Baldy showed up.

Altarın gidişi ile, Baldy'nin yerinde işler azaldı.

With her gone, business fell off at Baldy's Palace.

Baldy Gunder'ın yerine veya beni kabul eden herhangi bir yer.

To Baldy Gunder's or any saloon that'll have me.

Bu odunlar odanızı ısıtır, pis herifler.

This ought to warm your ivory dome, baldy.

Şu sırttaki tepeden gözünün görebildiği kadar batıya, ve Old Baldy'nin ötesine.

From the crest of that ridge as far as your eye can see to the west, to beyond Old Baldy.

- Baldy Lewis.

- Baldy Lewis.

- Kel.

- Baldy.

Baldy?

Baldy?

Baldy meşgul olduğunu söylemedi.

Baldy didn't tell me you were busy.

Baldy'nin oğlu için aldım.

I got them for Baldy's kid.

Baldy'ye ulaşmağa çalışma.

Don't try to reach Baldy.

Peki, düşmanın Baldy'yi ele geçirdiğini bilen var mı?

Anybody ever tell you that the enemy holds Old Baldy?

Şu kel kafayı bi ziyaret etsek iyi olur.

You know, I think we ought to pay that little baldy a visit.

Hey, Kel kafa.

Hey, Baldy.

Kel Tepe muharebesini merak ediyordun.

You were so concerned about the battle for Old Baldy.

Baldy birşeyler hazırlamış.

Baldy made some flapjacks.

Baldy, sana söylediğim şeyi yap.

Baldy, do what I told you.

Merhaba Baldy.

Well, howdy there, Baldy.

Ben de tam bu arkadaşlara... eski dostum Baldy'yi görmek ne güzel diyordum.

I was just telling these fellows here... it'll sure be great to see my old friend Baldy again.

Nasılsın Baldy?

How you been, Baldy?

Kes sesini, kel.

Pipe down, baldy.

Hey keltoş!

- Hey, baldy.

- Gene ne vardı?

Hey, what's baldy here been up to?

Bak, kel kafa, gözlerim daha hızlı.

Listen, baldy, my eyes are quicker.

Hey, kabak kafa!

Hey, baldy!

Baldy'nin yerinde buluşalım.

Meet me at Baldy's.

İkisi de öldüler.

They're both dead. - Thanks, Baldy.

Sıkı dur dazlak!

Get a grip, baldy!

Hoşçakal Keltoş.

Bye Bye Baldy.

Ve Keltoş görgü kurallarından da yoksun!

And Baldy is so lacking in manners!

Onu duydun, Keltoş.

You heard it, Baldy.

Keltoşa ve şu kaltağa yalan söylemiştim ama sana asla yalan söylemedim.

I'd lie to Baldy and that bitch but, I'd never lie to you.

Seni Keltoş, önce benim itiraf etmemi istedin.

You Baldy, want me to admit it first.

Mad Max Keltoşu gebertmek mi istiyor?

Mad Max wants to get Baldy? !

Söyle ona, eğer Keltoşun saçının... bir teline dokunursa, onu gebertirim.

You tell him if he so much as touches one of. Baldy's hair, I'll get him.

- Sağ ol, Baldy.

- Thank you.

- Teşekkür ederim. - Görüşürüz, Baldy.

- See you, Baldy.