Banner traduction Anglais
1,271 traduction parallèle
Okul tamamlandığında oraya da bir uğurlu kırmızı bayrak asacağım.
When the school is completed I will hang a Lucky Red Banner there.
Bütün bu ülke bütün bu ülke tamamıyla orospu çocuğuyla dolu hep öyleydi Anayasal Bağımsızlık Bildirgesinden yıldız süslü bayrağına kadar hala, kırmızı, beyaz ve maviden oluşan büyük kokuşmuş bir Amerikan saçmalğından başka bir şey değildir çünkü nasıl başladığımızı bir düşünün.
This entire country, this entire country is completely full of shit and always has been from the Declaration of Independence of the Constitution to the Star Spangled Banner it's still nothing more than one big steaming pile of red, white and blue all American bullshit because think of how we started.
Bardak şapka, bardak pankart bardak avize ve her şeyin başlangıcı : bardak!
Cup hat, cup banner cup chandelier and the thing that started it all. The cup!
Ayrıca, kocaman bir pankart olacak ardından Michael içeri girecek rüzgar esmeye başlayacak ve biz hayattımızın en büyülü gecesini yaşayacağız.
And also, there'll be a gigantic banner. And then Michael will come in. And the wind will be blowing... and then we will have the most magical night of our lives.
Demek istediğim, Kocaman bir pankarsız nasıl olabilir?
I mean, how could it not with a gigantic banner?
Ya pankart?
What about the banner?
Ay'ı düşman bayrağının değil, özgürlük ve barışın bayrağıyla zaptettiğini göreceğimize yemin ettik.
We have vowed we shall not see it governed by a hostile flag of conquest,'but by a banner of freedom and peace.'
Tam o sırada, hafif balondan malzeme açılarak, beş mil genişliğinde bir pankart ortaya çıkacak.
At that time, the tissue-thin balloon material will unfurl, creating an advertising banner over five miles wide.
Dün bir faşistti, bugünse yeni rejimin sancaktarı oldu.
and today he carries the banner of the new regime.
Sana afişimi gönderirim.
I'll send you my banner.
Afişin mi?
Your banner?
Afişi varmış!
She has a banner!
- Afişi aldın mı?
- Did you get the banner?
Sıradan bir tanık senin işine yaramaz, ama bu toplumda tanınan biri olunca, sadece tanık değildir o zaman manşetlere, televizyonlara çıkar, bu da senin gelecek polis amirimiz olmanı sağlar, haksız mıyım?
A murder by some thug or nutcase- - That's average. But when it's a pillar of the legal community... that's more than just a witness- - Then it's banner headlines, television.
- Şampiyonluk bayrağı ya da onun gibi bi'şey yok mu?
Isn't there a championship banner or somethin'?
Lawrence Massachusetts'de çoğu kadın 10.000 göçmen, düşük ücretlere karşı savaşmak zorunda kalmıştı.
That banner dates back to 1912... from Lawrence, Massachusetts, when 10,000 immigrant workers... mostly women, had to fight against poverty wages.
- Bu yıl çok karlı olacak.
I think we're gonna have a banner year.
Bayrağı altında savaştığım kişiyle bir meselem olmaz.
Whose banner I fight under is of no concern to me.
... ve sanki gelecek bir sonraki şeye tabelâ gibiydi.
We fell in with some grafitti arists and they made a big banner for us.
Hatta sancağı ona kendim vereceğim.
I'll even take the banner to him myself.
Belki halletmişlerdir bile.
Besides, you saw the banner. Maybe they already have.
Kabul etmeliyim bu durumun düzelip düzelmeyeceğiyle ilgili şüphelerim vardı. Ama restoranınızın sancağını Pacey'nin teknesinde görünce çok rahatladım.
I had my doubts as to whether or not things would get better but when I saw your banner on Pacey's boat...
Kaplan evinde bir yıl sadece.
It was a banner year at the Tiger house.
Jesse'nin avukatı "ACLU" pankartını açmaya başladı bile.
Jesse's lawyer is waving the old ACLU banner.
Evet, büyük açılış ilanını görünce anladık.
Yeah, the grand opening banner out front was our first clue.
Şipşak bir afiş.
A snappy banner.
Onlara bir pankart yaptık.
I mean, we made them a banner.
Bir aptal evlenme teklifini kiraladığı uçağın arkasına asmış.
There was this one schmuck, he actually went out and he got a plane and a banner.
Afişe bak!
Check out my banner!
Afiş her şeyi anlatıyor!
The banner! It says it all!
Geçit töreninde bir arabamız var, pankartımız ve büyük bir prezervatifimizle.
We've got a float in the parade... with a banner and a big condom.
Bugünkü resmi geçit, pankartla geçit arabasında...
That parade today, me on a float with that banner- -
Ve O senin putperestlere ve Hıristiyanlara aynı değeri verdiğini Tanrıça için de sanki cennetteki Babamızla aynı seviyedeymiş gibi savaştığını biliyor.
And He knows that you value pagans equally with Christians and fight under a banner of the Mother Goddess as if she were equal to our Father in heaven.
Aşiretler seni sadece Pendragon bayrağını taşıdığın için takip ediyorlar.
The tribesmen only follow you because you have the Pendragon banner hanging over their heads.
Üzerinde ki aşk bayrağını sakla
Keep love's banner floating o'er you...
Tüm Yahudi grupları tek bayrak altında tek hedefe yürümeli.
With all the Jewish groups finally under one banner, with one purpose.
Benim adamlarım, benim sancağım altında savaşacak.
My men to fight under my banner.
Bizim Kevin'e özgürlük pankartımızı görecek kimse yoktu.
We couldn't find anybody who saw our Free Kevin banner.
- Resimdeki yazı.
The banner.
- Hangi yazı?
What banner?
Yıldızlarla süslenmiş sözleri söyle ve el salla.
Oh, say does that Star-spangled banner yet wave?
Hey Carol, "David Banner, tekerlerini patlattım" desene.
Carol, say "David Banner, I just slashed your tyres."
David Banner, az önce tekerlerini patlattım.
- David Banner, I just slashed your tyres. - Aaagh!
Senin "Bayan Dürüstlük" olduğunu biliyorum.
I know you are Miss Honesty. I have seen the banner in the closet.
Sophie yazan bir bez afiş vardıysa onu kaçırdıktan sonra alışveriş yapmış.
If he had a Sophie banner... that means that he went shopping after he abducted her.
Pencereden çekil de şu afişi asmam yardım et.
Get away from that window and help me with this banner.
Bana ihtiyacınız var mı?
Do you need me to do another banner?
Şanlı bayrağımız
And the star-spangled banner
Bayan Banner ve onun kardeşi her zaman böyle şeyler yaparlar.
Always doing things for other people, Miss Banner and her brother.
Oradaki pankart o pankart 191 2'den kalma.
You see that banner?
Emirler merkezileştirilmeli.
What about the Vendee monarchists with the king's banner?